ISSN 1308-8483
Tirilye’de olmak / Aşçı Fok<br>Nurdan ÇAKIR TEZGİN
  Yayın Tarihi: 13.11.2011    


Tirilye’de olmak








Tirilye’nin, kendisi gibi küçük diğer sahil beldelerinden ne farkı var desek, şu farkı var diyemeyiz zira büyük kentlerin yakınındaki bütün kıyı yerleşimlerinde gözle görünür bir değişim söz konusu. Yabancı memleketlere gide gele sahip olduğumuz değerleri yeniden keşfediyoruz çok şükür! Elin adamı ufacık tarihi geçmişi olan sokak ve caddesini ipeklere sarıp para kestiğinden bizimkilerin de aklı başına yavaştan da olsa gelmeye başladı. İşin cılkını çıkarıp Hint işi Çin işi bir yığın objeyi güzelim kasabalarında satmaya başlayanlar oldu lakin, gelen yabancının her yerde bulabildiği gereksiz çul çaputa dönüp bakmadığını, aksine yerel üreticinin el emeğini arayıp sorduğunu görünce vaz geçtiler o tek düze işportalardan…

Tirilye’de başınızı çevirdiğiniz her yer zeytin diye bağırıyor. Gözünüz, kulağınız, damağınız ve cümle azalarınız zeytin ile desturlanıyor. Zeytin ağacının, günün her saati ışığın değişimiyle farklı renkler sergileyen etli yapraklarını her yerde görüyorsunuz. Dağ taş zeytin ağacı değilmiş gibi ara sokakların, evlerin ve dükkânların önünde, içinde, olmadı cam kenarlarındaki saksılarda her yerde zeytin fidesi görmek mümkün. Hani zorla yaşatılan ve yaşasın diye gözünün içine bakılan değerli nazik çiçekler vardır ya, işte zeytin ağacı onlar gibi Tirilye’de. Zeytin dalının içe huzur veren her daim uzatılışını yaşam alanlarımızda da sürekli görmenin, insana bu kadar iyi geldiğini yeniden yeniden fark etmek de güzel! Zeytin bahçelerinin evrimleşmesi gibi bir şey bu. Zeytinli yaşamların binlerce öyküye gebe kaldığı Tirilye kıyılarında Tirilye zeytini yemenin tadını anlatmakta yetersiz kalacağımı bildiğimden, yaşamalı diyenlerdenim.

Yaşamalı…
Zeytin hanım, Zeytin bey olmalı.
Yaşamalı, zeytin bebelerin tadına bakmalı…


Zeytinyağında boğulmuş kırma yeşillerin “ye beni” diyen duruşları, lakerdanın kendini güvenle zeytinyağının kollarında eritmesi ancak yaşayarak anlaşılabilir. Bol bulamaç zeytinyağı şöleni var Tirilye kıyılarında, nereye başınızı çevirseniz zeytinyağı ve zeytinin parıldayan ışığına takılmak var. Hasat zamanı Tirilye’de olmak, tiril tiril bir gömlek giyip zemheride hiç üşümemek gibi. Buralarda zeytin ve zeytinyağı her mevsim var lakin hasat zamanının tadı kokusu ve canlılığı sadece şimdi yani zeytin hasadı zamanında bu kadar yoğundur.

Zeytinyağı gölünde boğulmanın tuhaf fantezilerine dalıyorsunuz ançüezli favanın zeytinyağı denizindeki adacığında. Bir Tirilye sanrısına tutulmak da mümkün! Hırsımı zeytinyağından çıkarırcasına kayıyorum avuçlarından bu minik beldenin... Lezzet ve insan vücuduna yararlılık seviyesi yüksek olan zeytinyağının kalorisi de yüksek, 100 gramı 900 kalori. Bütün güzel şeyler gibi onun da fazlası zararlı. Kalori hesabı yapıyoruz derken güzelim salataları zeytinyağı fakiri yapıp lezzetten çalıyoruz, gidin Vedat’ın Yerine de görün bol soğanlı çoban salatanın sızma zeytinyağına gömülüşünü…

Tirilye için yazılacakların başını zeytin çektiğinden Tirilyeli günlere kutsal ağacın meyvesiyle başlamalı dedim. Esin ve Orhan’ın Gusto’su Trilye limanında salındığı sürece bu sanrı bitmez!


Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN


www.ascifok.com


2625











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)