|
Yayın Tarihi: 19.1.2009
|
VOLTA BAHÇESİ - KAN GÖLÜ
(anlat bana abi!) "volta" ne abi? "onlarca yılı yedi adımda yaşamaktır gülüm." "ben küçüğüm abi, aklım almaz. onlarca yıl nedir? anlat bana abi." "görüş günü" dedi eniştem. yirmi gün olmuştu toprakla kucaklaşalı annem. babam? babam zaten yok oldu ben daha çoook küçükken… "görüş" ne? anlat bana enişte. "suzan teyze alışkın, o sana öğretir" dediler, elime temiz çamaşırlarını, bir tepsi de börek verdiler… SULTAN AHMET duvarları kalın, pis, soğuk, demirli. orada sen uyuyordun, sen oradaydın ya? valla hiç üşümedim be abi… böreğe "olmaz, yassah!" dediler; çamaşırlarını götürdüler… ocak ayı soğuk, zemheri. "abin üşür, kazak götür" dediler; elime hiç para vermediler. cılız bacaklarım yoruldu, ayaklarım sancı içinde, botlarımın altı yok, üşüyorum! ama ben sana kan ter içinde geldim abi… "abi" "gülüm" "annemi çok özledim, sen de yoksun ya; geceleri açık kaldı korkudan gözlerim… bugün karne aldım. bak! hepsi pekiyi. ama ben daha küçüğüm, "hal ve gidiş" hiç de olmayacak iyi… dört görüş geçti. göremedim seni. önce Tekirdağ, arkasından Polatlı dediler. sandım ki; annemle beraber abimi de öldürdüler… ben sağımı, solumu öğrendim. sağıma sarmısak, soluma soğan astım abi. eniştemin cebinden para çalıp, sana geldim abi. sırdaştık mırdaştık, kardeştik ama bunu sana hiç demedim be abi… "yalan söylersen, kitap çarpar" derlerdi ya? minik yüreğimden başka her yerim sapasağlam abi… postacı söyledi; "abin askeri okuldan atıldı" dedi. doğru mu dedi? anlat bana abi… ben daha küçüğüm kalmadı senden başka sevdiğim, gördüğüm. haaa! unutur muyum hiç; annem var çok özlediğim… hani artık hiç ayrılmayacaktık? bak yine kodeslere düştün abi bu kaçıncı? yine suçun aynı mı? düzene karşı gelmek ne? ben daha küçüğüm, anlat haydi abi. oysa sen annemin en tertipli oğluydun. ne oldu, nasıl oldu? anlat anlat bana ne olur abi… "göremezsin olmaz" dediler yine. ağladım. Erdal Abi kulağıma eğildi "on gün katıksız hücre" dedi. anlamadım hücre ne? katıksız ne? ben solcunun kardeşi olmuşum. solcu ne?… kafamdaki solucanlar yediler beynimi. yeter Allah aşkına yeter! ben daha küçüğüm anlat bana abi… bak! yine içeridesin yıldızlardan umut, gökyüzünden düşler yaratmışsın. artık sormam sana "bu kaçıncı?" diye yoksa alınır, kırılır, üzülür bana gücenirsin… artık sen ordasın diye hiç utanmıyorum ben. çünkü ben büyüdüm, büyürken de; yaşlandım, çöktüm ben… düşlerimiz bizi yalnız bırakırken; güller açmadı, mevsimler yok oldu. sırnaşarak ayrık otları gibi; biz hiç ayrılmadık ki abi… şimdi… isyanlarına durduğun, uğruna coplandığın "düzen" aynı düzen tuzlu suların, dağların, ovaların "insanlık adına" toplanırken aynı coğrafyada; "hüküm" çoktan verilmiştir. senin yerine volta atıyor bastığın yerlerde "çocuk kanları"… hani diyordum ya, "ben büyüdüm" diye? yok! büyümemişim. kayıp çocukluğumu gazete ilanlarıyla ararken, çıkarları uğruna herşeyimizi satan yüreklerini emperyalizme takas eden insanlar artarken, analarımız top yekün düzülürken ve inatla içimde "çocuk bekleyişi" varken, sen söyle şimdi bana; "ben büyümüş müyüm abi?" "kan çocukları" masum bakarken yüreğimin göz bebeklerine; ben yaşayabilir miyim be abi??? tülin işleker 1963 dursun 2005 Tülin DURSUN |
1857
|
|
|