ISSN 1308-8483
TARIK DURSUN K. SOKAKLARI / Seyfi GÜL
Seyfi GÜL    
  Yayın Tarihi: 20.12.2013    


TARIK DURSUN K. SOKAKLARI


Dursun Tarık; 1931 yılının Mayıs’ında İzmir’in Karşıyaka’sında dünyayla tanıştığında o sokağın dahi haberi yoktu. Yoktu bir gün Tarık Dursun K. Sokağı diye anılacağından. Bostanlıköy bildiğin köydü. İkiçeşmelik’in, Mezarlıkbaşı’nın, Alireis Mahallesi’nin çıkmaz sokağı farkında değildi, kiminle oynaştığından. O çinko taraçalı ev, sarı erikler, incirler, turunç ağaçları, yediveren asmalı bahçe Dursun Tarık’ı büyütürken, öykülerinde ölümsüzleşeceğini bilmiyordu.

Jules Verne hikayeleri çalınmıştı kulağına. Adalar, denizler, denizaltılar, fersah fersah seyirlere çıkarmıştı gönlünü. Onlar yazsın diye eline eline doğru itiyordu kalemi. Düşler aleminde şiirler, yeni öyküler temellerini atmıştı.

Kader; Ankara’da, ortaokulda Türkçe öğretmeni olarak karşısına Rüştü Şardağ’ı çıkarmıştı. “Bir gece Ansızın Gelebilirim” der gibi, çıkagelmişti. Şiiri, müziği, öyküyü daha bir sevmişti.

Ninesinden, annesinden, mahallenin yaşlılarından dinlediği masalları derleyerek 12 yaşında edebiyat dünyasına girmiş, Ahmet Muhip Dranas onu okunur kılmıştı.

Zor yılların delikanlısıydı. Savaş vardı. Karne vardı. Öncelikli dert ekmek’ti. Ekmek aslanın ağzındaydı, ama ortada aslan yoktu. Anadan, babadan çalkantılıydı. Yüreciğinde fırtınalar, hortumlar inip kalkardı.

Uzun ince, zorlu bir yola çıktı.

Dursunbey’in orman katibi, halk otobüslerinin bilet keseni, Havra sokağında Yasef’in Meyhanesi’nin müdavimi genç Dursun Tarık, iyi yazmanın, çok okumaktan geçtiğini anladı. Orhan Kemal’i usta belledi, kendini ona çırak eyledi.

Sonraki yıllar yazdı çizdi söyledi. Dursun Tarık, Tarık Dursun K. oldu. Adını dergilere, gazetelere, radyolara, sonra sinemalara, sonra sonra televizyonlara, gönüllere yazdı. Yazdı. Yazdı. Yazdı.



“ O HA”

Bir gün İzmir’in Aliağa’sında öğrencilerle söyleşiye çağrıldı. Gitti konuştu, anlattı. Sonra çocuklardan biri kalktı “Bugüne kadar kaç kitap yazdınız?” diye sordu. “100” yanıtına çocuktan gayriihtiyari gelen, kocaman “Oha” tepkisini hayatının en büyük iltifatı saydı.

Tarık Dursun K. kolay olunmuyordu. Olunca da yaşadığı her yer Tarık Dursun K’lı oluyordu.

Tarık Dursun K.nın oturduğu kafe, Tarık Dursun K.nın doğduğu ev, çocukluğunun geçtiği ev, Balıkesir’deki ev, Ankara’daki ev, İstanbul’daki ev, Karşıyaka’daki ev. Foça’daki ev.

O evlerin sokakları ise artık hep Tarık Dursun K. sokakları.

Neredesin?

“İkiçeşmelik’te. Tarık Dursun K.nın oturduğu sokakta”

“Bostanlı’da. Hani var ya Tarık Dursun K.nın oturduğu sokakta”.

“Foça’da. Menendi’nin yan tarafında Tarık Dursun. K’nın oturduğu eski sokakta”

“Yahu eski nargileci Mehmet’in yeni Na-Ne’nin solunu takip et. Orada. Tarık Dursun K.’nın oturduğu sokakta”

Uzayıp giden tren yolları gibi bir liste çıkar. Dostları, arkadaşları, sevenleri, komşuları, okuyanları sokağın adını çoktan koymuşlardır.

Dayanamayan bazı yerel yönetimler getirip levhasını da çakmışlardır. Foça hariç.

“Tarık Dursun K’nın oturduğu sokak”, haritalarda, “50 metre sonra sağa dönünüz” diyen navigasyon cihazlarında “Tarık Dursun K. Sokağı” olmuştur.

O ki bunca yer varken gelip Foça’ya gönül vermiştir. Menendi’de günbatımında bir kadeh rakıyı dünya güzellerine tercih etmiştir. Balıkçı İbo’ya, ağlara, pelikanlara dikmiştir gözü, kalın çerçeveli camlar arkasından. Neco’nun Yeri’nde, Faik’in yerinde, Palmiye’de bir çay, bir cigara içmekle coşmuştur. Merhabaların, nasılsınların, dost sohbetlerinin arasından Foça havasını kesesine doldurmuş, bastonunu karataşlara vura vura evinin yolunu tutmuştur. Hep acelesi ve hep yazılacak bir sürü şeyi vardır. O sokak onu öyle bilmiştir. Yol vermiştir.

Foçalı sokağın adını zaten koymuştur.

Ömrü boyunca mülk edinmekten kaçmış Tarık Dursun K. aşık olduğu Foça sokaklarında yaşamaktadır.

Sayın etkililer, sayın yetkililer;

Vakitler; o sokağın iki başında “Tarık Dursun K. Sokağı” levhasını görmeye gelmiştir. O ustaya adı yazılı levhanın altında gözlerini patlatarak bir cigara tüttürmek çok görülmemelidir.

Okuyanı, seyredeni, dinleyeni zaten her fırsatta anmaktadır. O levha Tarık hocayı değil Foça’yı parlatacaktır.

Bir levha koymaya acizlenilse bile, ne gam.

“Tarık Dursun K. Sokakları” ilelebet yaşayacaktır.


Seyfi GÜL



2506











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)