ISSN 1308-8483
Sessiz düşman yüksek tansiyon / Doç. Dr. B. Nazan Walpoth
  Yayın Tarihi: 19.6.2014    


Sessiz düşman yüksek tansiyon


Yüksek tansiyon, kalp ve böbrek yetersizliği, inme gibi birçok ölümcül hastalığın altında yatan ana nedendir.

Türkiye’de her üç yetişkinden birinde var olan yüksek tansiyon birçok ölümcül hastalığın altında yatan nedendir. Pek şikayet yapmaması nedeniyle ölçülmediğinde çok geç aşamada yani organ sistemlerine (kalp, beyin, böbrek) zarar verdiğinde fark edilir.

Yüksek tansiyonun sebebi %90 oranında ailesel (anne babasında yüksek tansiyon olanların hipertansiyon hastası olma olasılığı %60 kadardır) %10 kadar ise organik tedavi edilebilir bir nedenledir.

Bu 10%’luk gruba girenleri kaçırmamak için gerekli olan bazı ekstra testler vardır . Bu testler hastanın yaşı 30 yaştan gençse, ailesinde hipertansiyon yoksa, daha önce hipertansiyon öyküsü olmayıp ani böbrek yetmezliği ile geliyorsa, tedaviye yanıt vermiyorsa, ani çok yüksek ataklar halinde gelen hipertansiyonu varsa, tedavi altında değerlerinde kötüleşme oluyorsa hatta böbrek yetmezliği gelişiyorsa yapılır.

Bugün için kullanılan sınır değerler olarak ESC (Avrupa Kardioloji Birliği) 140/90 mm Hg, riskli gruplar yani diyabeti olan, böbrek yetmezliği olanlar, kalp damar hastalığı için riski yüksek bulunanlarda 140/85 mmHg, ileri yaşlarda olanlarda 140-150/ 90 mmHg.

Hipertansiyon kalp krizlerine zemin hazırlamasının yanı sıra kalp kasının esnekliğini azaltarak kalp yetersizliği oluşturur (diyastolik kalp yetmezliği) . Normalin üstündeki kan basıncı beyindeki damarların yırtılmasıyla beyin kanamasına; felce yol açar.

Yüksek kan basıncının tahrip ettiği başka bir organ da böbreklerdir. Diyalize giren birçok hastanın böbreklerinin iflas etmesinin nedeni kontrolsüz yüksek tansiyondur.

Tansiyon nedir?

Tansiyon kanın atar damarların duvarına yaptığı basınçtır. Kalbin sol karıncığı kasılarak içindeki kanı aort damarına atar. Bu sırada basınç hızla yükselir. Tepe noktası büyük tansiyon (sistolik basınç) . Kalbin kasılması bitince basınç belli düzeyin altına inmez. Bu düzeye küçük tansiyon, tıbbi adıyla ‘diyastolik’ kan basıncı denir.

Kolun dirsek üstündeki bölümüne manson şişirilerek kan akımı durdurulur. Kol atar damarının sesleri dinlenirken manson yavaş yavaş söndürülür. Mansondaki basınç, damar içindeki basınç düzeyine ulaşınca, kan tekrar akmaya başlar ve her atımda ses duyulur. Sesin ilk duyulduğu rakam büyük tansiyondur. Basınç azaldıkça kan akımının girdabı azalır, ses kesilir. Kalp atışını en son duyduğumuz andaki basınç küçük tansiyondur.

Dijital tansiyon aletleri ile de kan akımının yarattığı titreşimler ile büyük ve küçük tansiyon hesaplanır.. Belli aralıklarla kontrol edilip doğru ölçüm yaptıklarından emin olmak gerek mesela muayeneye giderken evde kullanılan aleti götürüp Doktorun kullandığı aletle karşılaştırmaktır. Evde düzenli olarak günün değişik saatlerinde yapılan ölçümler tedavinin devamı için çok değerlidir.

Sadece Hekime gidildiğinde yüksek tansiyonu olanlar için tıpta beyaz önlük hipertansiyonu= white coat hipertension (normal popülasyonda prevalansı %15) tanısı kullanılır. Bu tip hipertansiyon eskiden çok önemsenmezdi fakat son yıllarda bu tip hipertansiyonun kalpdamar hastalıkları açından riski artırdığı latent hipertansiyona ve buna bağlı organ tutulumlarına zemin sağladığı görüşü yaygındır. Bunun tersi sadece hekime gidildiğinde kendini güvende hissetme ile normal değerleri olan ama aslında rutinde yüksek değerleri olan hastalarda “maskeli hipertansiyon”dan şüphe edilir. Bu iki durumda da kalpdamar riski yüksek olabileceğinden ara ara 24 saatlik tansiyon ölçümü (sadece hekiminiz programlar uygular) yapılan alletlerle tansiyon profili çıkarılabilir, buna bağlı olarak da gerekirse tedavi uygulanır.

24 saat tansiyon ölçümleri (hekiminiz programlar aleti uygular) tansiyon tedavisi sırası ara ara tedavinin kontrolü içinde yapılabilir.

Tansiyon tedavisinde iki aşama önemlidir. Birincisi hayat tarzı değişikliği ile fazla tuzlu olmayan sağlıklı beslenme ve hareketli bir yaşam sürerek ideal kiloyu korumayı içerir. Bu önlemler yeterli olmazsa, sıra ikinci aşama olan ilaç tedavisine gelir ki bu iki yöntem birbirinden ayrılamaz ve ömür boyu süren özen gerektiren bir durumdur..İlaçların dozajı kilo alma ve verme ile bazen zaman içinde adapte edilmesi gerekebilir. Ama hipertansif bir hasta için artık ilaçsız bir normalleşme pek mümkün değildir. Bu bakımdan bu konudaki disiplin çok cok önemli. Sadece 5-10 mmHg lik artışların ya da düşüşlerin bile genel yaşam prognozumuza çok önemli etkileri vardır.

3 ayrı ilaca rağmen tedaviye yanıt vermeyen vakalarda son yıllarda geliştirilen fakat uzun vadeli yararı konusunda henüz elimizde kesin verimiz olmayan böbrek damar sinirlerinin yakılması yöntemi var. Kasıktan sokulan ince bir kateterle böbrek damarlarındaki sinirler yakılıyor. Bu konuda daha uzun vadeli yayınlar bekliyoruz.


Doç. Dr. B. Nazan Walpoth

nazan.walpoth@insel.ch


2452











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)