|
Yayın Tarihi: 13.2.2016
|
|
LENA OLABİLMEK
Doğumlar belirler insanın kaderini… Anneniz, babanız, atanız sizin elinizde değildir. Doğduğunuz şehir, ülke, gelecekte konuşma yeteneğini alacağınız dil, kültürel miraslar sizin elinizde olmadan Merhaba dersiniz yaşama. Dört kitaptan biri sizin için hazır bekliyordur. Öğretileri olan, yaşayacağınız toplumda nasıl bir lena olmanız gerektiği yazıyordur ya da ne olmamanız gerektiği. Sevgiyi nasıl biçimlendireceğiniz doğacağınız coğrafyanın algısıyla yoğrulmuştur. Oysaki sevmek ödülsüz başka bir lenaya hayattaki en büyük hazineniz olan nefesinizi yani zamanınızı ona vermektir. İçinde yakıp kül etmek olmayan, varlığınız ile varlığından uzaklaştırmadan, varlığınız için şükretmesini sağlayabilmektir. Bir fazla lokmanın belki de başka topraklarda birden çok insanın açlığına neden olduğunun ayırdında olmaktır. Yüreğinden ve aklın süzgecinden defalarca süzüp güne uyanabilmek ve sadece kendin için değil de hepimizin yükünü taşıyan dünyanın yükünü hafifletebilmek için de bir şeyler yapabilmektir. Şefkat ile yaklaşırken, acıyacak lüksünün olmadığını bilmek zira acımak alçaltıcı bir olumsuzluktur. Merhametin ve sevgin cömert olsun kâfidir. Gece mutlak olacak gündüzü kucaklayabilmek için keder denilen uçsuz bucaksız denizde boğulmak niye? Siz vurdumduymazlık dehlizlerine itilmişseniz bile gözleriniz görsün, kulaklarınız duysun gönlünüzde zira o dehlizlerin karanlıklarından başka bir vurdumduymazlık hatasına düşmeyen görerek, duyarak çıkartacaktır sizi. Bu en başta kendiniz olsanız bile. Doğumun ayrıştırdığı yaşamlar aslında aynı gök kubbenin altında yaşıyorsunuz. İçtiğiniz suyun pH dengesinin ne olduğu değil susuzluğunuzu giderebilmeniz önemli olan. Önemli olan hayatta kalabiliyor ve bu hayatı yaşayabiliyor olmanız; Ondan vazgeçmek ne büyük bir lüks. Hele ondan vazgeçirten olmak!!! Yok onu lüks bile saymıyorum zira onlar lena değil! Kurduğunuz yanlış bir cümlenin hayata küsme nedeni olduğunuz bu anlatının iğnesi olsun, vazgeçtim savaşın – ırkçılığın – ayrımcılığın – ötekileştirmelerin - cinsiyet ayrımcılığının - alım gücünün yakıp yıktığı yok edici atom bombası gibi hem atıldığı anı hem asırlar sonrası devam eden tahriplerini. Kurgusu bozuk bir masal gibi. Olmasın olmalarını ret ediyorum. Dünyaya gelebilme özgürlüğümü iyi bir lena olarak kullanmak istiyorum aynı zaman dilimini paylaştığım tüm diğer dünya misafirleriyle birlikte. Minik bir can geliyor dünyaya, ismi “Lena” olacak, onunla birlikte dünyanın dört bir yanında birçok can daha “Merhaba” diyecek aynı anda hayata. İsmi gibi insan olsun yeter. Seni insanlığın can çekiştiği bir dünyada karşılıyoruz miniğim. Umarım, sizler biz eski misafirlerin hatalarından hiç etkilenmeden isminiz gibi kalarak, aydınlık ve yaşanır kendi masallarınızı yazarsınız yarınlara. Sevgililer gününde sevgilerinizi çoğaltmanızı diliyor ve sevgilerimle diyorum canlar. 14-2-2016 Arzu DİNÇER arzudincer0@gmail.com |
| 2265
|
|
|