|
Yayın Tarihi: 7.3.2009
|
YASAK ELMA
şiir, roman yazan, resim yapan erkekler nedendir bilinmez; dişi bedenleri daha bir vurgularlar sözcüklerinde. boyarlar tuvalleri yaratılmamış, olmayan renkleriyle… etimizden, tenimizden, dudağımızdan söz ederler edepsizce… kısrak gibi kıvranışımızdan, titreyen memelerimizden inleyerek anlatırlar. duvarlara tablo olur sergilerde, yatak odalarında bedenlerimiz… dudağımızdaki, boynumuzdaki diş izlerine bakarlar, ayıplarcasına. bakarlar; hiç suçları yokmuş gibi… utanmaları yoktur hiç; sözcüklerinde dizeler sıralanır nedense hep kadınlık üstüne… yanlarında hep sevdikleri kadınlar vardır. yalnız onların olan. o kadar anlatırlar ya bizleri? yine de güvensizliktir dilleri, beyinleri… biz kadınlar söz edemeyiz öylesine derin, öylesine ayıp şeylerden. eğer varsa; okuyan karar verir sonunda. “o” kadının çatlamıştır ar damarı… oysa kadının isteği öyle fazla, öyle yoğun değildir hiç; güvendiğidir “erkeğinin eli”… yasak elmayı çaldığından beri kadın fettandır, kadın arsızdır. o istediğinde omzuna başını kayabilecek bir efendisi hiç olmamıştır. o omuzlarda başka sevdicekler keyif sürmüştür. aş pişirmek, bebe büyütmektir tüm uğraşı. haa bir de isteksiz de olsa hoş etmektir erkeğinin gönlünü… kadının efendisi sözdedir. kadın içindekilere öyle bir sarılmıştır ki, efendisi sırlarıdır, gözlerinden akan tuzlu sulardır… kadın efendisizdir beyler! kadın hırsızdır gözünüzde. azılı bir aşk hırsızı… yasak elmayı çaldığından beri kadın efendisizdir beyler! tülin dursun 27.02.2007 Tülin DURSUN |
2479
|
|
|