ISSN 1308-8483
ISKALARSAM ISLIK ÇAL / Ahmet Zeki YEŞİL
  Yayın Tarihi: 24.6.2020    


ISKALARSAM ISLIK ÇAL

Ümit, fakirin tam buğday ekmeği.
Ye Mehmet, ye Ayşe...
Kusura bakma, peynir yok içinde.
Biz ekmek elden, su çeşmeden, süt inekten yaşayıp gitmedik.
Tarlası olmayan komşudan hıyar gelmez.
Gelmedi...
Olmasaydı donumuz böyle, ne güzel sevişirdik.
Ancak içimiz rahat, çünkü içli köfteyi hiç üzmedik.
Ortalık karışıktı, ortaya karışık bi çoban salatası yaptırdık.
Çobanları kıskandırdıysak özür dileriz.
Çok geç anladık, hak verilmez nah alınırmış!
Başımıza ne geldiyse başımızın büyüklüğünden Leyla.
Fakiriz, lütfen zengin kalkışı yapma!
Sabahlara kadar senin için sevdim geceyi.
Hasretinden pantolonlar eskittim, şimdi şortla geziyorum.
Meteoroloji dön uyarısında bulundu, sen dinlemedin gittin.
Ben, grip kaldım buralarda.
Oysa, yalnızlığıma ilaç gibi geliyordun.
Hissediyorum, bu işte bir bit yeğeni var.
Ölürsem Kadri’me gelme, Kadriye’ye git.
“Fatmagül’ün suçu ne?”, “Asiye Nasıl Kurtulur?” ne bileyim ben.
Kafayı yiyeceğim düşünmekten.
Altım çürük, üstüm çarpık, üflesen yıkılırım.
Saatim çalışıyor, kalbimde tık yok.
Yoğun bakıma al beni.
Elbet bir gün keser döner, sap döner.
Dön babam dön...
Sona kalan dona kalır, donunu beğenmezse hatırım kalır.
Kalan kalır, giden bizden değildir.
Hayat sondan bir öncedir, ıskalamaya gelmez.
Lütfen ıskalama Leyla.
Iskalarsam ıslık çal, yeniden başlasın hayat...


Ahmet Zeki YEŞİL



19290











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)