ISSN 1308-8483
Cam bilyeler / Zerrin SOYSAL
Zerrin SOYSAL    
  Yayın Tarihi: 5.4.2009    


Cam bilyeler

Cam bilyeleri oldum olası severim. Çocukluğumda tek tek inceleyip şeffaf camın içine o ebruli renklerin nasıl yerleştirildiğini çözmeye çalışır; gözüm bu mucizemsi güzellikte hayallere dalardım. Eğer uçuşan bir mavilik varsa bilyenin göbeğinde, bembeyaz bir tekne hiç bilmediğim limanlara yelken açardı. Egzotik ülkelere ulaşır, adını hiç duymadığım meyvelerin tadına bakar, esrarengiz ama hep dost canlılarla tanışırdım. Turuncu ya da kırmızı bir lekeyse ortadaki, hiç görmediğim çiçekleri düşlerdim. Bilyelerim çocuk günlerimin yenidünyasıydı

Hâlâ bilyelerim var, hem de kavanoz dolusu; renk renk, cıvıl cıvıl... Onları hâlâ çok seviyorum. Avucumun içinde çarpışırken çıkardıkları şıkırtılı ses neşeli çağrışımlara yol açıp tüm kaygılardan uzak bir geçmişi, çocukluğun büyülü dünyasını geri getiriyor. Kendiliğinden oluşuvermiş gibi duran renk dalgalarına şaşmıyorum artık. O düş renklerinin oraya nasıl geldiklerini hala bilmesem de kafa yormuyorum. Rakip bilyeyi, ellerimizle açtığımız avuç içi kadar çukura göndermek için dilimizi ısırarak nasıl nişan aldığımızı da düşünmüyorum. Kan ter içinde kalır, toza toprağa bulanırdık. Akşam eve döndüğümüzde üstünü berbat etmişsin zılgıtını yiyeceğimizi hiç hesaba katmadan yerlerde yuvarlanırdık. O anda kalbimiz bir tek amaç için, rakip bilyenin istediğimiz yöne yuvarlanmasını görmek için çarpardı. Sadece onun için, başka hiçbir şey umurumuzda olmazdı. Şimdilerde bilyelerime bakarken zihnimde başka düşüncelerin kapıları aralanıyor .

Hiç kullanılmamış gıcır gıcır bir bilyeyi yeni doğmuş bebeğe benzetiyorum örneğin. Özenle korunarak saklanıyor baştan. Zaman geçtikçe oyuna sürülüp ilk darbelerini almaya başlıyor. Her darbede bir çizik… İki çizik, üç çizik… Derken bilyenin bütün yüzeyi irili ufaklı çizgilerle, vuruklarla doluyor. Hatta bazen bir yanından irice bir kıymık koptuğuna bile tanık oluyoruz. Şekli bozulup canlılığını yitiriyor zavallı. İlk zamanlardaki şeffaf, parlak halinden eser kalmayıp, buzlu camdan yapılmış gibi puslu bir görüntüye bürünüyor. Ortasındaki renkler ne kadar canlı olursa olsun görünmezleşiyor, hayal meyal hissediliyor varlığı. Cam bilye büyüsünü yitiriyor. Yorgun, yıpranmış bir oyuncak artık o, atılıp yenisinin alınması gereken lüzumsuz bir fazlalık... İhtiyar, görmüş geçirmiş, hayattan yediği her darbeyle bir çizik daha edinmiş bir oyuncak. Albenisi tükenmiş, hiçbir çocuğun oynamak istemeyeceği bir bilye…

Göğsümün sol yanında çok kullanılmış bir bilye duruyor bugünlerde.


Zerrin SOYSAL



2457











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)