ISSN 1308-8483
SUÇA İŞTİRAK ! / Nilgün ÖZARAR
Nilgün ÖZARAR    
  Yayın Tarihi: 26.7.2009    


SUÇA İŞTİRAK !

Yaşamımız boyunca ne kadar çok suça iştirak ettiğimizi hiç düşündünüz mü?
Hiç kendimizi zorlamayalım, temize çıkamayız, aşağıda sıralanan bütün suçları işlemişizdir! Bu suçları işlerken alışkanlık kazandığımızdan ve bu durum marazi bir hal aldığından, davranışlarımıza sürekli çeşitli kılıflar geçirip köşe kapmaca paniği içinde suçlara iştirak etmeye de hala devam ediyoruz.

1. SUSARAK, GÖRMEZDEN GELEREK

Evde,işte, sokakta her yerde gözümüze, gözümüze girenlere başımızı çeviriyoruz. Haksızlık karşısında korkaklığımızdan pısıyoruz, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” gibi korkunç bir lafı ağzımıza pelesenk yapmışız, “Azıcık aşım ağrısız başım“ diyerek, her şeyden kendimizi soyutlamak gibi bir adam sendeciliğimiz var ee.. daha ne olsun!
Biraz daha açalım mı?
Özellikle tatil beldelerinin hemen hepsinde kanayan bir yarayı; küçük hesaplarımız yüzünden, kendi çıkarlarımızı ön planda tuttuğumuzdan, ama büyük ama küçük arazilerimizi, bize miras kalan kıyılarımızı, meyve bahçelerimizi, zeytinliklerimizi çeşitli sebeplerin arkasına sığınarak inşaat şirketlerine kat karşılığı, para karşılığında oraları betonlarla dolduranların iş birlikçisi olup, işlediği suça iştirak etmiyor muyuz? “Ben yapmasam başkası yapacak” diyerek kendimizi temize çıkartmaya çalışmıyor muyuz? Hadi “zamanında yapılmış ne yapalım” deyip, yıkım kararı çıkmış olsa bile yıkmayıp suça iştirak etmiyor muyuz? Yetmezmiş gibi hala yeni yapılanlara “e adam babasından kalan evine tadilat yapıyor” deyip susmuyor muyuz? Üçüncü katlara çeşitli sebeplerle kılıf uydurup para karşılığı izin vererek suça iştirak etmiyor muyuz?

2. BİZE VERİLEN TOPLUMSAL ROLÜ İTİRAZ ETMEDEN KABULLENEREK.

İçimizden fışkıran isyanı bastırarak,”Ben mi kurtaracağım bu memleketi” lafını sık sık kullanarak bize verilen birey olma hakkımızı kullanmayarak, bilgi sahibi olmadan fikir beyan ederek adam olmaya çalışıyoruz. Bize verilen kadın olma hakkımızı kullanmayarak eş ve anne olamaya çalışarak, kabullenerek yaşıyoruz.

3. KENDİMİZ GİBİ DAVRANMAKTAN KORKARAK.

Kendimizin ne olduğunu biliyor, hissediyor ama toplumsal yargılardan korktuğumuz için maskeler takarak yaşıyoruz, oysa aklımız mantık silsilesi yürüterek rasyonel çalışır, ya yüreğimiz nasıl hissederek çalışır?
Biraz ona kulak versek de insan olmanın erdemini zengin olmanın önüne çekebilsek, paranın sesinden başka seslerin tınısını da yakalasak.

4. HER ŞEY GEÇERLİ BİR KULP TAKARAK.

İyi niyetli olduğumuzu düşünmek istiyorum e bu kadarı da olmaz lafı dökülüyor satırlarıma “Ya bu adam burada kanunları hiçe sayarak bir iş yapıyor” diyoruz ‘bırak canım adamın ekmek kapısı’ cevabı geliyor ‘Yahu adam hukuku hiçe sayarak bir işlem yapıyor’ diyoruz ‘Ama adam çok iyi niyetli, ne yapsın her şeyi kuralına göre yapacak olsa çok zaman geçer, fena mı bak! ne güzel oldu yollar, eskiden böyle miydi?’ Cevabını alıyoruz .
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün bütün bunlar suça iştirak etmektir.

5. KENDİ YALANLARIMIZA İNANIP, ÖTEKİLER YARATARAK.

Korkularımızdan korkup cümlelerimizin başına “kanaatimce, bana göre, benim inancım o ki, bireysel kararım“ gibi laflar ekleyerek toplumca kabul gören davranış biçimlerini sergileyip toplumsal koroya katılarak ötekiler yaratmıyor muyuz?
Yaşadığımız dünyaya bakalım; yakın çevremizi içinde bulunduğumuz toplumu gözleyelim. İncelttiğimiz ozon tabakası, küresel ısınma, giderek azalan ormanlar, tükenen su kaynakları, yarattığımız çevre kirliliği, tüketim çılgınlığı, medyanın kışkırtıcılığı, politikadaki erk kavgaları, savaşlar, terör, sevgi, nefret, dostluk, düşmanlık, güzellik ya da çirkinliklerde hepimizin, bu suçlara iştiraki var.
Hatta oyumuzu kullansak da kullanmasak da seçtiğimiz liderler ve dayatılan politikalar neticesi ekranlarda dehşetle izlediğimiz kıyım ve savaş görüntüleri bizleri ürkütse de bu olanlar da bizlerin payı yok mu?
Kaderimiz yaşamı tekrarlamak değildir, onu geliştirmek ve değişmektir. Gelişmek ve değişmek de tüm dünyayı kucaklamak anlamına gelir, ama ne yazık ki bu hala tercih meselesidir!
Değişmek yürek ister!
YÜREĞİNİZE SAĞLIK OLSUN, ONA İYİ BAKIN.


Nilgün ÖZARAR

nilgun.ozarar@gmail.com


1768











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)