|
Yayın Tarihi: 8.1.2007
|
Foça'nın Karabiber Ağaçları
Ocak ayındayız, Foça günlük güneşlik... En son ilgi alanlarımdan biri; Foça'nın karabiber ağaçlarının altında dolaşıp pembenin tonlarındaki o muhteşem taneciklerden toplamak. Kafamı taşlara vurasım gelmişti, onları keşfettiğimde! Keşif dediysem şahsımın gaflet uykusu sonucu geç farkettiği karabiber ağaçlarının görkemli salınımının esrar-ı mucizesi... İnsan bu kadar gözü kapalı mı yürür yolda! İnsan bu kadar kör mü olur yaşadığı cennette! Neden, niçin farketmedim bunca zaman bu güzelim ağaçları? Ağaçlara haksızlık olmasın (kendimi aklamak değil) ayırdındaydım o salkım saçak süzülüşlerinin. Yol kenarlarının yemyeşil süsleriydi onlar, biraz salkım söğüt biraz çitlenbik benzeri, evet evet çitlenbiğe benzeyen yabanıl meyvecikleri de vardı üzerlerinde... Olsa olsa park ve sokakları yeşillendiren süs bitkileriydi onlar, fazlası değildi gözümde herhalde! Bu kadarını bile düşünüp dile getirdiğimi anımsamıyorum ya neyse, kimin aklına gelir karabiber ağaçları! Foça'nın bütün sokakları karabiber ağaçlarıyla bezeli. Deniz kenarları, yolların ortasındaki adacıklar, evlerin önleri karabiber ağacı ekili. Oküliptus ağaçlarıyla yarışırcasına dizilmişler ana yolların iki yakalarına, çeşme başlarına, çimlerin üstlerine... Foça poyrazının, insana dinginlik veren tatlı esrikliği içinde okşarlar yanağınızı doldururken içme suyunuzu çeşme başında. Ahh! Bilmezler tabi, bilemezler başkaları; bizler içme suyumuzu hala mahalle çeşmelerinden doldururuz! Eski zamanlardaki gibi... Çeşme başında veya yol kenarında bir banka oturduğunuzda sizi sarıveren tatlı serinliği ve baharat kokulu yapraklarıyla mest oluşunuz deniz de tam karşınızda ise. Ocak ayındayız. Ocak ayında, karabiber ağacı dalları olanca yeşilliğiyle, olanca baharatıyla, pembesi, alı yeşiliyle, güneşiyle, poyrazıyla Foça'dayız. Foça'da bir karabiber ağacının altındayız, güneşleniyoruz . Fazla söze gerek var mı? Şair en güzelini söylemiş zaten yıllar öncesi. Okudukça içim açıldı, okudukça sarıldım baharatla efsunlu karabiber yapraklarına... Karabiber İzmir'de bir ağaç gördüm Adı karabiberdi karabiber Yaprağının ucunu ısırdım Tadı karabiberdi karabiber. Bir yaşıma daha girdim Biber dediğin tuzluğa yaraşır Fidesi olur fidan olur Bir çınar boyunda karabiber İnsanın başı döner Çiçek mi, meyva mı, tohum mu nedir Nar tanesi gibi pırıl pırıl Çingen pembesinden sıcak Karabiber ağaçlar dolusu Karabiber sebil Karabiber salkım saçak İzmir'de bir ağaç gördüm Adı karabiberdi Ya karabiber türküsü Allahım Necati Cumalı söylerdi Soba borusu gibi bir sesi vardı Karabiberim, derdi karabiberim Candarmalar geliyor kalk gidelim İzmir'de bir ağaç gördüm Adı karabiberdi Benim, avuç içi kadar saksılarda Asma kütükleri, yeşerten anam Bu ağacı görse sevincinden ağlardı İzmir'de bir ağaç gördüm Adı karabiberdi Dalını, meyvasını, gölgesini Getirdi masamıza serdi Yapraklarını görsen bayılırsın Bir yazma oyası kadar ince Söğüt dallarından narin Saçlarının arasında dolaştığını duyarsın İncecik biberli ellerin Bedri Rahmi Eyüboğlu Aşçı Fok Nurdan ÇAKIR TEZGİN www.ascifok.com |
23498
|
|
|