ISSN 1308-8483
Foça'nın Karabiber Ağaçları / Aşçı Fok<br>Nurdan ÇAKIR TEZGİN
  Yayın Tarihi: 8.1.2007    


Foça'nın Karabiber Ağaçları


Ocak ayındayız, Foça günlük güneşlik...
En son ilgi alanlarımdan biri; Foça'nın karabiber ağaçlarının altında dolaşıp pembenin tonlarındaki o muhteşem taneciklerden toplamak.

Kafamı taşlara vurasım gelmişti, onları keşfettiğimde! Keşif dediysem şahsımın gaflet uykusu sonucu geç farkettiği karabiber ağaçlarının görkemli salınımının esrar-ı mucizesi... İnsan bu kadar gözü kapalı mı yürür yolda! İnsan bu kadar kör mü olur yaşadığı cennette!
Neden, niçin farketmedim bunca zaman bu güzelim ağaçları?

Ağaçlara haksızlık olmasın (kendimi aklamak değil) ayırdındaydım o salkım saçak süzülüşlerinin. Yol kenarlarının yemyeşil süsleriydi onlar, biraz salkım söğüt biraz çitlenbik benzeri, evet evet çitlenbiğe benzeyen yabanıl meyvecikleri de vardı üzerlerinde... Olsa olsa park ve sokakları yeşillendiren süs bitkileriydi onlar, fazlası değildi gözümde herhalde! Bu kadarını bile düşünüp dile getirdiğimi anımsamıyorum ya neyse, kimin aklına gelir karabiber ağaçları!



Foça'nın bütün sokakları karabiber ağaçlarıyla bezeli. Deniz kenarları, yolların ortasındaki adacıklar, evlerin önleri karabiber ağacı ekili. Oküliptus ağaçlarıyla yarışırcasına dizilmişler ana yolların iki yakalarına, çeşme başlarına, çimlerin üstlerine... Foça poyrazının, insana dinginlik veren tatlı esrikliği içinde okşarlar yanağınızı doldururken içme suyunuzu çeşme başında. Ahh! Bilmezler tabi, bilemezler başkaları; bizler içme suyumuzu hala mahalle çeşmelerinden doldururuz! Eski zamanlardaki gibi...
Çeşme başında veya yol kenarında bir banka oturduğunuzda sizi sarıveren tatlı serinliği ve baharat kokulu yapraklarıyla mest oluşunuz deniz de tam karşınızda ise.

Ocak ayındayız.
Ocak ayında, karabiber ağacı dalları olanca yeşilliğiyle, olanca baharatıyla, pembesi, alı yeşiliyle, güneşiyle, poyrazıyla Foça'dayız. Foça'da bir karabiber ağacının altındayız, güneşleniyoruz . Fazla söze gerek var mı? Şair en güzelini söylemiş zaten yıllar öncesi. Okudukça içim açıldı, okudukça sarıldım baharatla efsunlu karabiber yapraklarına...



Karabiber


İzmir'de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi karabiber
Yaprağının ucunu ısırdım
Tadı karabiberdi karabiber.

Bir yaşıma daha girdim
Biber dediğin tuzluğa yaraşır
Fidesi olur fidan olur
Bir çınar boyunda karabiber
İnsanın başı döner

Çiçek mi, meyva mı, tohum mu nedir
Nar tanesi gibi pırıl pırıl
Çingen pembesinden sıcak
Karabiber ağaçlar dolusu
Karabiber sebil
Karabiber salkım saçak

İzmir'de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi
Ya karabiber türküsü Allahım
Necati Cumalı söylerdi
Soba borusu gibi bir sesi vardı
Karabiberim, derdi karabiberim
Candarmalar geliyor kalk gidelim

İzmir'de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi
Benim, avuç içi kadar saksılarda
Asma kütükleri, yeşerten anam
Bu ağacı görse sevincinden ağlardı

İzmir'de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi
Dalını, meyvasını, gölgesini
Getirdi masamıza serdi
Yapraklarını görsen bayılırsın
Bir yazma oyası kadar ince
Söğüt dallarından narin
Saçlarının arasında dolaştığını duyarsın
İncecik biberli ellerin

Bedri Rahmi Eyüboğlu



Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN


www.ascifok.com


23498











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)