ISSN 1308-8483
BENİM DOSTLARIM / Binnaz GEVREK
Binnaz GEVREK    
  Yayın Tarihi: 21.11.2009    


BENİM DOSTLARIM

Dün Turgay ağabeyim ve Nurdan ablamla sohbet ettik.

Turgay ağabeyim 'yeni yazın ne zaman geliyor' diye sordu . Aslında başta ne yazacağımı bilmiyordum, herkesin kendisine ait bir şeyleri yazdığını düşünürsem, ben de hayatımda başıma gelen en güzel şeyi anlatmak istiyorum.

Sadece benim olan, hayatımı gerçek anlamıyla hayat kılan ve hayatımdaki hayallerin anlamı olan dostlarımı...

Şu anda onları yazmak istiyorum, fakat kelimeler boğazımda düğümleniyor. Onları her düşündüğümde gözümden akan bir damla yaş ile onları hala çok sevdiğim ve onları unutmadığım için çok mutluyum...

Şimdi, onların varlığından bile haberim yok.. Hayattalar mı değiller mi? Bilmiyorum.

Biri hamileydi bebeği oldu mu? Olduysa kız mı, oğlan mı?

Onlar altı ay önce gittiler. 29 Mayıs cuma günü, saat:10:00’da.

Yanımdayken onları seviyor, öpüyor, kokluyor, oynuyor hatta birlikte uyuyordum.

Kim mi diyorsunuz bu arkadaşlar?

Karakız’ım, Pufi'm ve Yağmur’um. Üç tane dünya güzeli ineğim…

Şimdi yüzünüzde gülümsemeye dair bir tebessüm var. Ne kadar saçma diyorsunuzdur belki. İnanın bana, onlar benim hayatımda sahip olduğum en iyi arkadaşlarım.

Gitmiş olsalar bile.



Onlar bana sevmeyi öğreten varlıklardı. Aynı insan gibiydiler, ben onlarla oynayıp, sırtlarını tarayıp, öpüp kokladıkça sanki sevdiğimi anlıyormuş gibi onlar da beni itekleyip, zıplayıp sevgilerini göstermeye çalışıyorlardı.

Biliyordum onlar da beni çok seviyorlardı. Çoğu zaman insanlar arasındaki dostlukları anlayamadığımız şu dünyada, onlar benim en sadık ve gerçek dostlarımdı...

Onlarla vakit geçirmek, hayatımdaki en mükemmel şeydi. Yediğim elmayı paylaşıyordum. Bayramlarda ilk onlarla bayramlaşıp, bayram şekeri veriyordum. Daha birçok şey yapıyorduk. Mesela, bazılarımız camın önünde, yatağında, köşeli koltuğunda, ben ise, ineğimin sırtına yaslanarak kitap okumaya bayılıyordum.

Gerçi annem kızıyordu; üstüm kıl oluyor diye ama ben onları öpüyordum, tokalarla süslüyordum. Ben onları yaşıyordum ve iyi ki de yaşamışım diyorum.

Hani birini severseniz ya; en iyi anında, en kötü zamanında yanında olursunuz. Ben onları kendimden çok sevdim. Hatta bir gün; Karakızı'mın kızı olan Pufi gece düşmüştü, gürültüyü duyup koşarak yanına gitmiştim. Küçücük bir taş parçası yiyip yutmuş, sonradan öğrendim. Yere düşmüştü. Yüreğimin derinliklerini titreten, yardım isteyen ağlamaklı bakışı ve sırtının soğukluğu iliklerime kadar işleten bir çaresizliği vardı. İşte o an yaşamıştım kaybetme korkusunu, ilk kez bir hayvan için hıçkırarak ağlıyordum. Dua ettim Allah'a; benim ömrümün birazını ona ver, ama onun ölmesine izin verme diye. Hemen veterineri çağırmıştık. Sabaha bir şeyi kalmadı, iğnelerini bile kendim yaptım. Bütün gece gözümü kırpmadan onun yanında beklemiş ve acısını paylaştığımı hissettirmiştim. Ben o gece, Pufi'min benim için iyileştiğine inanıyorum.

Onları bu kadar çabuk kaybedeceğimi düşünmemiştim. Ama, bu da gelecek için farklı düşünmeme ve gelecekle ilgili hayallerimin temelini oluşturmama neden oldu..

Çünkü ileride onlar benim en büyük ve tek hayalim...


Binnaz GEVREK



1996











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)