ISSN 1308-8483
GARİP BİR DURUM / Zeynep Ayşe EDİRNE
  Yayın Tarihi: 20.5.2007    


GARİP BİR DURUM

      Zaman zaman, ne yazık ki bu aralar sıkça okuyoruz, duyuyoruz. ''Katliam gibi kaza, bilmem kaç kişi trafik canavarına kurban verildi'' Sebep? O kadar çok ki… Sebepler üzerine sayfalar dolusu yazmak mümkün ve yazılıyor da.

      Alkol diyoruz, uykusuzluk ve bakımsız araç diyoruz. Yolların kötülüğünden dem vuruyoruz. Hepsi doğru tespit ve canımızı acıtacak kadar gerçek.

      Ben bu acı gerçeğe başka bir açıdan bakmak istiyorum. Foça sever dostlarım, herhalde içinizde tekneye binmemiş olanınız yoktur. En azından günlük turlarla güzelim adalarımızı ve koylarımızı görmüşsünüzdür. Ağlarla ve oltayla balık tutan onlarca teknenin varlığından da haberiniz vardır mutlaka.

      Eğer bu teknelerden herhangi birine sahip olmak ya da kullanmak isterseniz, bazı belgelerinizin olması gerekiyor. En basit tekne için bile ''Amatör Denizci Belgesi'' almanız gerekiyor. Bunun yanı sıra tamamlamanız gereken bir sürü malzeme var. Can yeleği, can simidi, yangın söndürücü, ışıldak, havai fişek vs vs. Şimdi bununla trafik kazalarının ne ilgisi var diyeceksiniz. Gelelim konunun bamteline.

      Denizde kaza yapmamak, uçsuz bucaksız deryada çarpışmamak için, belgesi olan amatör kaptanlarımız, eskiden iki senede bir, sanıyorum şimdi beş senede bir, tam teşekküllü hastaneden sağlıklı olduğuna dair rapor almak zorundalar.

      Yani gözlerim iyi görüyor diye göz doktorundan, kulaklarım iyi duyuyor, işitme kaybım yok diye KBB doktorundan, sinir sistemim sağlam, reflekslerim yerinde diye nöroloji uzmanından geçtiğiniz kontrolden sonra aldığınız bu raporla, tekne kullanma hakkına beş seneliğine tekrar kavuşursunuz.

      Şimdi karaya dönelim, karayoluna bakalım... İşte bir otobüs, içinde elli can taşıyor. Kimi işine gidiyor, kimi sevdiğine. Hepsinde bir umut, bir heyecan var. Elli kişinin canı, umutları, heyecanları, direksiyon başındaki sürücüye bağlı. Bilmem kaç senedir ehliyet sahibiyim diye övünen sürücünün de umutları ve sevdikleri var.

      Peki şimdi soruyorum size, sayın yetkililer; Denizde tek başına balık tutan adamdan beş senede bir tam teşekküllü rapor istenir de, can taşıyan, umut taşıyan otobüs sürücüsünden, tankerinde mazot, benzin, lpg taşıyan sürücüden ve diğer sürücülerden neden böyle bir rapor istenmez?

      Ben tek gözü görmeyen, bir ayağı takma olan, içkili araba kullanmayı beceri zanneden, ruh sağlığı bozuk sürücülere mahkum muyum? İnsan hayatı bu kadar ucuz mu bu ülkede?

      Adam burnunun ucunu görmüyor, kulakları eskisi gibi duymuyor, refleksleri çok azalmış, kalbi hasta, heyecana gelemez, adam uyuşturucu bağımlısı.

      Azrail'in taşeronları gibi aramızdalar.

      Gelin;sürücülerimiz ve taşıdıkları canlı cansız varlıklar için, bu işi ciddi ciddi düşünün. Beden ve ruh sağlıkları kontrolsüz kalan sürücülere emanet ettiğiniz canlar yanmasın.

      Politik ve politik olmayan çıkarlar için göz ardı edilen, karayollarında oluşan her can yakıcı olayın günahı, vebali sizindir.

      Bu çok önemlidir, çok acildir ve son derece insani bir görevdir...


Zeynep Ayşe EDİRNE



1961











   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)