|
Yayın Tarihi: 9.3.2008
|
HEP BEKLENMEDİK BİR ANDA ORTAYA ÇIKIYOR BAHAR
Hava raporları -artık öğrendik meteoroloji- soğuk havaları söylüyor. Sis diyor, yağmur diyor, rüzgar diyor. Hepsi doğru çıkıyor. Hiç kokudan söz etmiyor. Çevremizdeki hışırtıdan, kıpırtıdan, kuşlardan, kedilerden, sesini çıkarmadan büyüyen otlardan, asfaltı delercesine yol kenarlarında açan sarı çiçeklerden, taş evin gizli bahçesindeki erik ağacından, kara çalıların arasında kendine yol bulan kardelenlerden, ocağımıza dikilen incir ağacının canım sürgünlerinden tek kelime yok. - Okuduğumuz kitapların arasına kaldığımız yerden bir işaret koyup, - Koltuğumuz altına sıkıştırdığımız gazeteleri açmadan, - Çözdüğümüz bulmacanın -soldan sağa bir mısır tanrısı- iki harfini düşünmeden, - İnternetteki face bilmemne - idrardan karakter tahlillerine- OFF! çekip, - Dört duvar arasındaki, masa başlarındaki o bitmez tükenmez “bu memleket adam olmaz, ancak böyle adam olur” “son tahlilde” çözümlemelerine ara verip… Paltoyu kolumuza alıp, kaşkolu gevşetip Ne olur serin yelde acık ürpersek Alışkın olmadığımız kokularla gıdıklansak Biraz aksırıp öksürsek, üşütsek, burnumuzu çeksek Islık çalsak Pazara gitsek, adını, pişirmeyi bilmediğimiz otlardan alsak “Şevket-i bostan” yesek Sevgilimizin elini tutsak, neler düşünsek Tanıdık tanımadık herkese, daha bir “merhaba” desek Belki iç çekerek eski sevgilileri hatırlasak, Uzayan günleri, yeniden bahara erişmiş olmayı kutsasak Akşam Menendi’de bir kadeh rakı içsek Diyorum. DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN BAHAR GELDİ Foça, 07. Mart. 2008 04:05 Feyzi ÖRNEK |
1948
|
|
|