ISSN 1308-8483

FOÇA’DA VAKIF İLE DERNEKLERİN DURUMU VE KATKILARI
  Yayın Tarihi: 4.3.2015    


FOÇA’DA VAKIF İLE DERNEKLERİN DURUMU VE KATKILARI



Türklerde vakıfların tarihi çok eskidir. İmeceden başlayan alışkanlıklarla, özellikle çeşme, cami, okul, medrese, külliye, hela, çarşı, pazar, türbe, şadırvan, sebil, mescit, hamam, ılıca, yol, köprü, hastane, tımarhane, kütüphane, çamaşırhane, dökümhane, demirhane, dergah, sarnıç, sığınak, kabristan, kıraathane, eczane vakıfları kuruldu hayratları yapıldı. Burada ismini yazmakla bitiremeyeceğimiz yüzlerce çeşidi vardı.

Özellikle, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında vakıf kurmak, vakıf yoluyla insanların veya şehirlerin ihtiyaçlarını gidermek bir yaşam felsefesi olmuştu.

Kurulan her vakıf ve dernek genel olarak kurulma amacına yönelik hassasiyetle yönetilmişlerdi. Ancak bugün de bazı örneklerde görüleceği gibi, geçmiş zamanda da iyi yönetilmeyen vakıf ve dernekler olmuştu. Bu manada özellikle vakıflar için vakıf duaları ve vakıf bedduaları, yapılan bina ve hayratların en kolay görülen cephelerine yazılmış ve bu sayede insanların dikkati çekilmişti. Bunlardan en önemlisi Kanuni Sultan Süleyman’ın vakıf duası ve bed duasıdır.

Şöyle ki; “Allah'a ve Ahiret gününe inanan, güzel ve temiz olan Hazreti Peygamberi tasdik eden, Sultan, Emir, Bakan, küçük veya büyük herhangi bir kimseye, bu vakfı değiştirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, başka bir hale getirmek, iptal etmek, işlemez hale getirmek, ihmal etmek ve tebdil etmek helal olmaz. Kim onun şartlarından herhangi bir şeyi veya kaidelerinden herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal eder ve değiştirilmesi için uğraşır, fesh edilmesine veya başka bir hale dönüştürülmesine kastederse, haramı üstlenmiş, günaha girmiş ve masiyetleri irtikap etmiş olur. Böylece günahkarlar alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların hesabını görsün. Mâlik onların isteklisi, zebaniler denetçisi ve cehennem nasibi olsun. Zira Allah'ın hesabı hızlıdır. Kim bunu işittikten sonra, onu değiştirirse onun günahı, değiştirenler üzerindedir. Kuşkusuz O, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez... " *

Yukarıda yazılı “anlam” dolu bedduadan sonra, yine Kanuni Sultan Süleyman‘a ait vakıf duasından kısaca bahsetmeden geçemeyiz.

Şöyle ki; "Her kimse ki vakıfların bekâsına özen ve gelirlerinin artmasına itina gösterirse; bağışlayıcı olan yüce Allah'ın huzurunda ameli güzel ve makbul olup, mükâfatı sayılamayacak kadar çok olsun. Dünya üzüntülerinden korunsun ve her türlü tehlikeden muhafaza olunsun. " *



BUGÜNE GELİNDİĞİNDE:

Yukarıda belirttiğimiz vakıf dua ve beddualarının yerini bugün Vakıflar Kanunu ve Yönetmelikleri almıştır. Bir veya birkaç amaca yönelik olmak üzere kurulan vakıf ve dernekler 4721 sayılı kanun ile kurulur ve faaliyet gösterir. Her vakfın ve derneğin bir tüzüğü bulunur. Tüzük vakıf ve derneğin anayasası gibidir. Güzel ilçemiz, Foça’da da pek çok amaca yönelik sayısız dernekle beraber en eskisi "Kürt Ali Vakfı" olmak üzere birkaç vakıf kurulmuştur. Kurulan vakıf ve derneklerin, azınlıkta olmak üzere, bir kısmı amacına yönelik çalışmalarını başarıyla sürdürmektedirler. Bunların hangileri olduğu, “göstermelikten uzak" olan yılsonunda faaliyet raporlarında görülmektedir. Diğerleri ise “tabela dernek ve vakfından” öteye gitmemektedir. Çünkü önemli bir bölümü desteğini üyelerinden ve tabandan almak yerine, ya seçimle gelen bazı kamu kurumlarından almayı düşünmekten öteye gidememiş veya daha kurulurken bunu amaç edinerek kurulmuşlardır.

Hiçbir derneğe zorla kimse üye edilemez. Ama isteyen herkes gönüllü olarak her derneğe üye olabilir. Belli bir amaca yönelik olmak üzere, gönüllülük esasına dayalı olarak kurulmuş, pek çok dernek, amaca ve hedefe uygun faaliyet gösteremediği için, yılsonunda genel kurullarını bile toplamakta zorlanmaktadırlar. Başarısız olan vakıf ve derneklerin başarıya giden yolda, en çok ihtiyaç duydukları şey; kurumsallaşmak ve tabana dayanarak yayılmaktır. Tam bu noktada ya yeteri kadar önemsemediklerinden, ya da başaramadıklarından dolayı kuruluş amacına uygun faaliyet sürdürmek, konusunda zorlanmaktadırlar. Çünkü takım çalışmasından uzak olunduğunda, ya da sadece bireysel gayrete dayandırıldığında veya yöneticinin her şeyin önünde tuttuğu kendi egolarını dayatması sonucu, başarısızlık kaçınılmaz oluyor. Tek adamlığı marifet bilen, "vizyonsuz" yönetici veya etrafındaki iş bilmez yöneticiler sayesinde temsil ettikleri dernek veya vakfı zora sokmaları, maalesef zamanla kaçınılmaz bir kader olur.

Genelde bunlar, okumak - kendini geliştirmek - araştırmak daha da başarılı olmak, ve temsil ettiği vakıf veya dernek için, kuruluş amacına yönelik kısa, orta, uzun vadeli planlar yapamayan, proje yaratamayan, konuştuğunda mangalda kül bırakmayan, tek adam zihniyetinin hakim olduğu, vakıf ve derneklerde sıkça gözlenmektedir.

Çok ilginçtir. Bir başka kurum başkanını, demokratik davranamamakla, başına buyruk olmakla, yerden yere vurabilen zihniyet sahibi aynı yönetici, kendisinin yönettiği sivil toplum kuruluşunun toplantılarında da eleştirdiği kişi gibi davranmaktan vazgeçemiyor. Bu manada bilinçsizce aynı şeyleri yaptığı veya aynı şekilde davrandığı, temsil ettiği vakıf veya derneği kibarlık, naziklik ve bilgelik içinde yürütmek yerine, mahalle kabadayısı gibi, zorbalığa başvurdukları da gözden kaçmıyor.

Bazılarının oyları ile, bazılarının ise sahibi olduğuna inandıkları nüfus ile, payda sağlamaya gayret ettikleri de izlenmektedir.

Hayırlı işler için kurulmuş, sivil toplum kurumunun, kendilerini sorgulayamayan bazı yöneticilerin, siyaset harmanında da, “bir yazda, beş-altı hasat” yapma çabaları da olduğu gözlerden kaçmamaktadır. Bu tür yöneticiler eninde sonunda temsil ettiği kuruma ya imaj kayıp ettiriyor, ya inanılırlığını kayıp ediyor veya güven duygusunu ortadan kaldırma suretiyle, kendisine ve temsil ettiği kuruma zarar veriyor.

Kötü yönetilen dernek ve vakıflarda, sağladığı faydadan dolayı elbette bazı memnun olanlar çıkacaktır. Ancak bu durum geneli yansıtmadığı için itibar görmez.

Bu durum karşısında “gönüllülük esasına göre, hiçbir beklentisi olmayan, azimli – çalışkan - vefalı - güvenilir ve becerikli insanlar ilk aşamada veya bir sonraki zaman diliminde birer birer ayrılır giderler. ” Bu ve benzer örneklerden dolayı iş vasıfsız yöneticilere kaldığından veya yönetimin başı vasıflı yönetimin kendini zorlayacağını varsaydığından, vasıfsız yönetim kurulu oluşumunu tercih ettiğinden maalesef Foça'da pek çok dernek ve vakıf ya çalışamaz durumdadır ya da ileriye dönük güven vermemektedirler. Kendisini iyi kötü idare edenlerin durumu ise, vakıf veya derneğine göre; ya günü kurtarırlar, ya da varsa sabit gelirleri, o gelirini arttıramadan mevcut gelenle (daha önce emeği geçenlerin sağladığı gelirlerle) yönetmeyi marifet sayarlar.

İskandinav ülkelerinden 4 milyon nüfuslu Norveç’te derneklerde 16 milyon üye varken yani her bir kişi en az 4 derneğe üye iken, ilçemizde kurulu 40’a yakın dernekte üye sayısı 1500 kişiyi ancak bulmaktadır. Bu hazin tabloda bir başka manada genel olarak ilçemizde hakim dernek ve vakıfların iyi çalışmadığının diğer bir göstergesidir. “Neredeyse bulut sevenler” derneğinden “yağmurda gezenler derneğine” kadar pek çok dernek olmakla beraber birkaçı hariç diğerlerinin ele avuca gelen ve Foça’ya faydası olan faaliyetleri ne yazık ki görülmemektedir.

Bunların arasından Foça Yelken ve İhtisas Kulübü’nü, Foça Kitap Kulübü’nü, belki birkaç tane daha adını gururla anacağımız Foça’ya, Foçalı gençlere – Foçalı insanlara faydalı olan sivil toplum kuruluşlarını taktir etmek gerekir. Yıllardır kendi imkanlarıyla faaliyetlerini sürdürürken, Foça’nın gencine yaşlısına çok fayda sağladılar ve sağlamaya devam ediyorlar.

Dilerim ki şu ana kadar kurulmuş olan ve faaliyetlerinde zayıf kalmış tüm vakıf ve dernekler, biran önce kuruluş amacına yönelik, daha verimli ve daha demokratik çalışarak, Foça’nın ilerlemesi, tanıtılması, geliştirilmesi, güzelleştirilmesinden eğitimine kadar, insanların daha sağlıklı ve sıcak ortamlarda yaşamalarından, geliştirilmiş kent kültürü içinde aydınları bol ve birbirine, doğaya, denize, her türlü canlıya, engelliye, yaşlıya saygılı ve ekonomisi yüksek bir Foça yaratılması hususunda faaliyet göstersinler.

Sebahattin Karaca
sebahattinkaraca35@hotmail.com



Okunma: 1929









   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)