Afedersiniz, kaynağınız var mı?
Yoksa kaynağınıza küsün.
Varsa gösterin, saklamayın.
Çıkartın, koyun ortaya.
Yiğidin kaynağı gizli olmaz.
Çok saklarsan kaynağını, kaynak kaymak tutar.
Aslında kaynak vardı, yoktu tartışması lüzumsuzdur.
Kaymak tutan parmağını yalar.
Kaymağını ye, kaynağını sorma.
Kaynak kaymağın altındadır esasında.
Tartışmaları bırakalım, kaynağı çalkalayalım.
Yani kaynağı harekete geçirelim.
Çünkü kimilerine göre kaynak var, kimilerine kaymak var.
Dolayısıyla Türkiye’de bir kaynak, bir de kaymak sorunu bulunmaktadır.
Kaymakların harcanma düzeni de yanlıştır.
Türkiye’nin kaymaklarının artması lazım.
Bütün mesele kaymağı yerinde kullanmak.
Kaymak israfı yapmayalım, ekmek kadayıfında kullanalım.
Kaymaksız insan, kaynaksız insandır.
Kaynaksız insan, ekşimiz yoğurt gibidir.
Kaynağınıza sahip çıkın, kaymak israf olmasın.
“Kaynağını göster, kaymağımı sana vereyim” sözü bir aldatmacadır.
Bazıları çıkmış, kaynak üzerinden kaymak vermeye çalışıyor.
Bunlar apaçık şekilde kaynağın kaymağından besleniyorlar.
Oysa Türkiye’de kaymak sorunu yoktur.
Emeklinin kaynağını nereye akıtırsan, kaymak da oraya akar.
Milletimiz kaymağı olmayan kaynakları dikkate almaz.
Zira kaymağı olmayan kaynaklar bir aldatmacadan ibarettir.
Bu memleket bizim, bu kaymak bizim.
Biz kaynağımızı da, kaymağımızı da seviyoruz.
Hiçbir ayrım yapmıyoruz.
Çünkü mandra filozofları, kaymağını kaynaktan ötürü sever.
Bizdeki kaymak Amerika da bile yok.
Git ye kardeşim, biz bu yola kaymaksız çıktık.
“Kaymak belli bir azınlığın olmayacak” dedik.
Kaynak hiç durmadan kaymak yapsın istedik.
Kaymaklı bir Türkiye için devam mı?
Kaymaklı ekmek kadayıfı yemeye hazır mıyız?'
Hadi, afiyet olsun…
