ISSN 1308-8483

TÜRKİYE’DE TURİZM YOKKEN, FOÇA’DA VARDI
  Yayın Tarihi: 26.7.2015    


TÜRKİYE’DE TURİZM YOKKEN, FOÇA’DA VARDI



Bir şehrin içinde bulunduğu durum, daha önce o şehirde yaşayan insanların veya seçimle iş başına getirdikleri yöneticilerin eseridir.

Bu başlıktan yola çıkarak, son elli yılda Foça’da olup bitenlere bir göz atmak, ümit ederim ki, her bakımdan faydalı olacaktır. En azından genç nesiller ve gelecek kuşaklar 1960 - 2015 yılları arasında Foça’nın nasıl yönetildiğini, şehrin ileri gelenlerinin neleri olumlu veya olumsuz yönde etkilediğini, siyasetin ve siyaseti elde tutanların Foça’yı nasıl şekillendirdiğini ve sonuçları hakkında bilgi sahibi olma imkanını elde etmiş olurlar.



BAKANLIĞIN KURULUŞU VE FOÇA’YA ETKİSİ

265 sayılı kanun kapsamında 1963 yılında kurulan Turizm ve Tanıtma Bakanlığı’nın ilk icraatlarından birisi Akçay, Ayvalık, Kuşadası, Çeşme’nin yanı sıra Foça’yı turizm kalkınmasında öncelikli “Turizm Pilot Bölgesi” ilan etmesidir. Foça turistik pilot bölge ilan edildikten sonra, turistik yönden gelişebilmesi için imar düzenlemeleri ve bazı bölgelerin imara açılması gerekiyordu. Başta belediye bünyesinde olmakla beraber, zamanın Bayındırlık Bakanlığı’nda bir dizi çalışmalar sonucunda; şehir merkezinde kolaylaştırıcı teşviklerle turistik tesislerin yapılabilmesinin önü açıldı. Bunun yanı sıra 1. Mersinaki’den bugünkü “Kosova plajı” diye anılan koya kadar, tüm sahil bandı, Turizmi Teşvik Yasası ile turizm alanları olarak imara açıldı.

İmara açılan alan içinde, 1967 yılında ilk Fransız Tatil Köyü yapıldı. (Bu konuda eski belediye başkanı merhum Selçuk Dirim ve Yardımcısı merhum Osman Mert’in başarılı çabalarını bir başka yazımda anlatacağım.) İnşaatını Emek İnşaat, finansmanını ise Emekli Sandığı’nın yaptığı tatil köyünü; planlama sırasında da danışmanlık yapan, Akdeniz’deki Club Med’lerin sahibi olan Gilbert Trigano kiraladı. Otuz beş yıl boyunca, kendisinden daha sonra yapılan tüm tatil köylerine örnek olarak ve kendi içinde binlerce insanı eğiterek, Türkiye turizmine katkıda bulundu. Tatil köyü sayesinde Foça adını kısa sürede yurt içinde ve yurt dışında duyurdu. Bu bakımdan şunu çok açık bir dille söylemek mümkündür.

“TÜRKİYE’DE TURİZM YOKKEN, FOÇA’DA TURİZM VARDI”.



PEKİYİ, SONRASINDA NELER OLDU ?..

Aynı yıllarda Foça’da turizmi geliştirmek için imara açılmış alanların, en güzel iki koyundan birine devlet eliyle, Foça’ya ve Foça ekonomisine gereği kadar katkı sağlayamayan “eğitim adı altında bir dinlenme kampı” yapıldı. Diğer koya ise, turizm tesisi adı altında, M... evleri yapıldı. Daha ilk günden iki koy birden gitti. Zaten sınırlı sayıda olan koylardan ikisinin birden kapatılmış olması yarınlarda da benzer olayların olacağının bugünden göstergesiydi

Mersinaki bölgesinde;

Birinci Mersinaki’de, 1980’li yıllarda başlayan örfi idare zamanında, mevcut turizm alanlarının tamamına yakını (80’li yıllarda yapılan bir otel ve günübirlik tesis hariç) neredeyse motel adı altında müstakil konut veya turizm tesisi adı altında sitelerle doldu. (Çünkü turizm alanına konut yapmak yasaktı. Yasağı delmenin tek yolu ise “Turizm Yatırımı Adı Altında” site veya motel adı altında bahçeli dubleks yapılıyordu. Öyle de oldu. O zamanki imar kanununun 49. maddesi, turizm alanlarında bile, mevzi imar planı yapmaya imkan kılıyordu. Yapılan planlar belediye meclisine sunuluyor, meclisten geçtikten sonra uygulamaya konuluyordu. Bu sayede eşi benzeri ender bulunan 1. Mersinaki’nin büyük bir kısmına “motel ruhsatı” adı altında bahçeli dubleksler yapıldı. Böylece Foça’nın turizmde önünü açacak, turizm alanlarından biri olan, 1. Mersinaki talan edildi ve konut cennetine dönüştürüldü.

Bu da yetmezmiş gibi 80’li yılların sonlarında, imar affının çıkması ve aynı alanda “islah imar planı” adıyla bir plan çalışması sonucu hukuki sorunların pek çoğu giderildi ama yoğunluk artışı da beraberinde geldi. Böylece kent merkezine en yakın olan bu koy, en başta turizm için, planlanan ve hedeflenen yatırımları çekemez duruma sürüklendi.



EN AZ TAHRİBAT 2. MERSİNAKİ’DE YAŞANDI

Turizm alanları içerisinde bulunan 2. Mersinaki tam anlamıyla bir bataklık iken, örfi idare zamanında belediye başkanlığı yapmış Sn. Süleyman Ege’nin yoğun çabaları sonucunda halk plajına dönüşmüştür. Sn. Nihat Dirim’in 2. dönem belediye başkanlığı sırasında ise alanın tamamına 4 yıldızlı, 400 yataklı bir tesis kazandırılmıştır.

Bunun yanı sıra yine üzülerek ifade etmek gerekir ki, 3. Mersinaki’nin önemli bir bölümü, turizm tesisi adı altında siteler ve özel parselli evlerle dolmuştur. Örnek D. Sitesi, M. Sitesi.



TATİL KÖYÜ KOYU

Dördüncü Mersinaki yani Tatil Köyü'nün bulunduğu koydaki bir adada beş, altı adet büyük tesis yapılabilecek alanda, realitede yalnız bir turistik tesis yapıldı. Diğer dört - beş parsel ise, her yerde olduğu gibi, "Turizm tesisi" adı altında konut için kullanıldı. Böylece en önemli noktalardan biri daha sonsuza kadar Foça turizmine kapatıldı..

1980’li yılların 2. yarısında ise Foça içinde ve sırtını tepelere dayamış deniz manzaralı alanlarda, geniş ölçekli imar planı yapıldı. Yeni imara açılan bu alanlarda da maalesef turizmin gelişmesine fayda sağlayacak kadar büyük alanlar, turizm yatırımlarına ayrılmadı. Turizmi teşvik etmeye yeterli olabilecek kadar, imar planı içerisinde tesis yapımı için “turizm alanı” ayrılmış olsaydı, hiçbir koşulda amacının dışında kullanımına da müsaade edilmeseydi, bugün Foça çok miktarda yatırımı ve yatırımcıyı çekmiş olacaktı. Burada önemli bir hususun altını çizmek gerekir. İmar planları yapılırken Foça'ya özel mimari dokunun, korunması esas alınmalıydı.

Esasında Foça’nın Turizm Pilot Bölgesi olması ve Fransız Tatil Köyü’nün Foça’ya yapılmasının birçok sebebi vardı. O dönemde 2850 nüfusu, bozulmamış doğası, harika koyları ve hepsi kadar önemli olan yüzlerce taş evler ve sokaklarının dayanılmaz güzelliği büyük rol oynamıştı. Foça’nın pilot bölge olmasının hemen ardından, Anıtlar Kurulu’nun taş evleri tescilleyeceği haberi, sayısı bugün belli olmayan önemli miktarda taş evin yıkılmasına, yerine apartman dairelerinin yapılmasına yol açtı. Bahçeli taş evlerin yerine, alanın tamamına yapılan apartmanlar, bir dönemin mimari özelliği yansıtan Foça taş evlerinin önemli ölçüde azalmasına sebep oldu. Bu yıllar 1970’li yıllardı. (Bu konuyu bir başka yazımda, daha kapsamlı ele alacağım.)



İkinci kıyıma ise kısmen 1982 depremi sebep oldu.. 1982 depreminde çok miktarda taş ev tahribat görmüştü. Tahribat gören evlerin “Devlet - vatandaş işbirliği” ile onarımı yerine, yüz otuza yakın taş ev zamanın hükümetine sunulan öneri doğrultusunda tescilden düşürüldü, yıkıldı. Yerine yeni binalar ve apartmanlar yapıldı. Bugün herkes Alaçatı’nın gelişmesinden ve ilerlemesinden, turizmde hakettiği yeri almasından bahsederken, Alaçatı'nın meydan ve sokaklarını süsleyen tarihi, tescilli taş evlerin etkisinin ne kadar önem taşıdığını söylemeden edemez.

Bu bağlamda kısır imkanları ile tarihi değerleri gün ışığına çıkarmaya çalışan kazı başkanlığının hakkını vermeyi unutmamak gerekir. Kazı başkanlığının on yıllardır sürdürdüğü çalışmalar sonucunda, gün ışığına çıkan ve çıkacak olan tarihi eserlerin, bir gün Foça’da "Tarih Turizminin” gelişmesinde faydalı olacağına inanıyorum.

Bu arada ‘90’lı yılların ortalarında başlayan kanalizasyon şebekesi sit engellerinden dolayı her ne kadar tam olarak bitirilmemiş olsa bile, yapılan kadarıyla Foça’yı kısmen rahatlatmıştır. Arkasındın da arıtma tesisinin tamamlanması ile Foça turizmi büyük ölçüde vidanjörlü dönemden kurtulmuştur. Son on yıldır üst yapı çalışmaları kapsamında sahil yolu, iskeleler, Sur Duvarları, Foça ve Yenifoça’da yapılan çevre düzenlemeleri Foça turizmine katma değer sağlamıştır.



SONUÇ

Eğer her şey 1960’lı yıllarda planlandığı gibi gitmiş olsaydı, bugün Foça’nın Dünyanın en tanınmış ve en çok turist çeken Portofino'dan farkı kalmazdı.

Sonuç itibarı ile bugün gelinen noktada Foça, hala turizm sektörü içerisinde, tüm Dünyada beğeni kazanacak, gizli çekim noktalarından birisidir. Foça'ya bir şekilde yolu düşen yerli ve yabancı turistlerin Foça'yı beğenmemesi söz konusu değildir. Foça, turizmine vurulmuş her türlü darbeye rağmen, kendini kabul ettirecek kadar güzel, dingin ve cazibesi yüksek bir çekim noktasıdır.

İlk günden bugüne, Foça’nın, turizmde gelişmesi için emeği geçenlerden hayata veda etmiş olanlara Allah'tan rahmet dilemenin, yaşayanlara da teşekkür etmenin, bir turizmci olarak boynumun borcu olduğunu herkesle paylaşmak isterim.



Sebahattin Karaca
sebahattinkaraca35@hotmail.com



Okunma: 1430









   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)