
Güzin TÜMER
HERŞEY BİR KEDİYİ SEVMEKLE BAŞLAMADI!
Kediler hakkında yazı yazmak nereden aklıma geldi? Birinci neden, yaÅŸadığım sokakta inanılmaz sayıda kedi olması ve karakterlerinin insanlar gibi çok çeÅŸitlilik göstermesi. Bunların dışında ciddi bir hayvan sever özellikle kedi sever bir annenin kızı, veteriner ama hayvan sevmeyen ya da sevgisini gösteremeyen bir babanın kızı olarak hep hayvanlara ilgi duydum. Babamın anneme “ tercihini yap ya kedilerin ya da ben” dediÄŸini bugün gibi hatırlıyorum. Onlara karşı sevgim ne annem gibi onları yalar yutarcasına oldu ne de babam gibi.. Her zaman kedilere karşı mesafeli, ancak sıcak bir duruÅŸum oldu. (Ne demekse!) Bir kedi alıp beslemektense çılgın annemin hayvanlarla kurduÄŸu iliÅŸkiyi dostlarla paylaÅŸarak bir kedi sever ya da hayvan sever olarak anıldım. Ne kadar doÄŸru idi bir kedi dostu olduÄŸum! Bilemem! ArkadaÅŸlarım tatile gittiklerinde kedilerini bana bırakırlardı. Sevinçle alırdım onları, emanet süresinin dolması nedeniyle aynı sevinçle de geri verirdim. Kedilerle çok iyi dostluk kuran “her ÅŸeyin bir bedeli vardır” diyerek kedilere; evini, yatağını açan kedi severleri de her zaman kıskandığımı söylemeliyim. Adına kıskançlık yerine imrenme diyelim. Kedilere bakışımı size kısaca özetlemeye çalıştım. Yıllarca ciddi bir kedi sever olmayı istemiÅŸtim. Eminim merak ettiniz “ ciddi bir kedi sever olmak” ne demek diye…Bunun anlamı bence bir kedinin sorumluluÄŸunu almaya hazır olmak. Ancak bunu hiçbir zaman beceremediÄŸimi de söylemeliyim. Ama yine de bir kedi sever biri olarak bilindim arkadaÅŸalarımın arasında.. Belki de vicdanımı rahatlatmak için kediler hakkında yazmaya karar verdim. Kedilere iliÅŸkin iki özdeyiÅŸ ile yazıma devam ediyorum. Bunlardan ilki Sidney Denham’a ait. Bu özdeyiÅŸi “kedim ve ben” isimli bir web sitesinden aldığımı söylemeliyim.
“Kedi oyunlarının hepsinin kuralları ve oynanış tarzları olmasına karşın, kediler oldukça münferit oyuncudurlar. EÄŸer bir kuralı izlemiyorlarsa, nedeni basittir, kural deÄŸiÅŸmiÅŸtir ve siz bir an önce yeni kuralı öğrenmelisiniz.”
İkincisi ise Hippolyte Taine ait. “Birçok filozof ve bir çok kedi ile karşılaÅŸtım ama kedinin bilgeliÄŸi her zaman daha üstündü.”
Bu iki özdeyiş kedilerin kişilikleri üzerine ciddi ip uçları veriyor değil mi? Hem insana bu kadar yakın hem de bu kadar özgür bir başka bir canlı var mıdır? Bir kedi için sahibi asla vazgeçilmez değildir. Kedilerin güvenini kazanmak sabır ister, emek ister. Bu güvenin sürekliliğini sağlamak size kalmış bir beceri.. İlişki kurulurken her yapılan yanlış kedinin hiç unutmayan hafızasında yerini alacaktır. Bunu kedinize unutturmanın yollarını bulmalısınız. Aksi takdirde kediniz ve sizin aranızdaki ilişki bir karasabana dönüşebilir. Ona yaptığınız hataları nasıl anlatır? Kendinizi onun gözünde nasıl aklarsınız? Bilemem! Ancak sabrın ve ona karşı istikrarlı iyi davranışlarınızın bir gün onun kalbini yumuşatabileceğini de unutmayın! Bir kedi ile arkadaş olmak kolay değildir.
Çocukluğumda adı Kaplan olan bir kedimiz vardı. Bir yağmurlu günde, babamdan sadece bir gece için izin aldığımız kedi bizimle yaklaşık yirmi yıl yaşadı. Kedimiz Kaplan evin her üyesi ile farklı bir ilişki kurdu. Biz beş kişilik bir aile idik pardon kaplanla beraber altı.Evin en kıskanç belki de en zor üyesiydi Kaplan..Herkes onu mutlu etmeğe hazırdı. Her şey onun kucağımızdaki sıcaklığını hissedebilmek içindi. Herkesin bu konudaki şansı aynı değildi. Belki de en şansız olan bendim. Kaplanın beni sevmesini istiyordum. En çok istediğim şey benimle yatmasıydı.. Babamın dışında herkesin ayak ucunda yatan kedimiz benim yatağımda hiç yatmadı. Çünkü onu hırpalayarak sevmemi hiç unutmadı. Kırpıştırdığı gözleri, yenilesi patileri, yumuşacık tüyleri ile insanın içini ısıtan bu sevimli yaratık beni kolaylıkla yola getirebilecek bir zekaya sahipti. Ben yola geldim ama o asla benimle uyumadı. Onu bir daha onun istemediği tarzda sevmeyeceğim konusunda asla ikna edemedim. Güvenini kaybetmiştim bir kere..
Kaplanla annem arasında iliÅŸki ise kıskanılası idi. Annem adeta kaplanın da annesiydi. Birbirlerine karşı özenli davranışları onların iliÅŸkisini kıskanılası hale getirmiÅŸti. Babamın annemden bekleyip göremediÄŸi ilgiyi annem evdeki ve sokaktaki kedilere gösteriyordu. Onlar da anneme.. Biraz abartmış olabilirim. Benim annem herkesin annesi gibi bir anne deÄŸildi. Ördekleri, kış günü mutlu etmek için leÄŸenlerde yüzdüren, sokağın tüm özürlü kedilerini eve alarak onların ihtiyaç duyduÄŸu bakımı veren gerçek bir hayvan severdi. Hatta bir rahatsızlığı nedeniyle kedimiz Kaplana t bezleri diktiÄŸini bile hatırlarım. Annem kedilerin sadece fiziksel ihtiyaçları ile ilgili deÄŸildi. Onların duygusal ihtiyaçlarının da olduÄŸunun farkındaydı. Kedimiz kaplanın kısırlaÅŸtırılma iÅŸlemi babam tarafından yapılmıştı.. Artık kaplanın yavrularına aile aramak iÅŸi bitmiÅŸti. Zira bu durum evdeki huzurumuzu kaçıracak bir noktaya gelmiÅŸti. Bir batında beÅŸ altı yavru. “Ne yapsak" "kimi bulsak” derdi bitmiÅŸti. Ancak iÅŸlerin göründüğü gibi olmadığını üreme döneminde Kaplanın huzursuzluÄŸu ile fark ettÄŸimiz bir gerçekle karşı karşıya geldik.
Bu gerçek ise Kaplanın cinsel yaşamının bitmemiş olduğu ile ilgiliydi.. Kedimiz kaplan tuhaf sesler çıkararak haz arayışını gözlerimizin önünde sürdürüyordu. İşte bu noktada annem kısırlaştırılmış bir dişi kediye annelik duygusu yaşatmak gerektiğini söyledi. Bu da ne demekti! Annem bir eylem planı hazırlayarak iş bölümü yapmıştı.
Annem "Bir lohusa yatağına ihtiyaç olduğunu" söyledi. Çözüm kısa süre içinde bulundu. Annemin yatağı! Pardon annemle babamın yatağı. Babamın arkasından kader ağlarını örüyordu. Bu durumun babamı kızdırabileceğini biliyorduk. Bile bile anneme yataklık yapıyorduk. Annemin tavırlarının bizi bile şaşırttığını söylemeliyim. Arkadaşlarımın anneleri eve kedi alınmasına izin vermezken biz annemin önderliğinde neler yapıyorduk. Yatak hazırdı ama. Ya bebek kediler! Üç koldan sokağa dalıp üç yavru kedi bulduk. Kedimizi mutlu etmenin telaşı ile yavru kedileri onun karnına yatırdık. Onları izlemek için yatağın etrafında yerimizi almıştık. Miş gibi bir anne! Ve bebek kediler süt gelmeyen boş memeleri emmeye başladılar. Herkes mutluydu. Kaplan, yavrular ve biz.. İyi bişey yapmanın keyfi ile bir süre onları izledik.
ÇocukluÄŸumdan aklımda kalan en güzel fotograflardan biridir bu. Annemin hayvanlarla kurduÄŸu iliÅŸki sadece kedilerle de sınırlı deÄŸildir. Yeni taşındığımız bir evde su dolu küvete düşen bir fareyi gördüğünde heyecanla bize gelip “banyoda bir fare var yüzü öyle güzel ki” diyebilecek kadar gerçek bir hayvan severdi.
Foça’daki dikkat çekecek kadar çok sayıdaki kedi, annemin kedi sevgisini hatırlattı. Belki bu yazı gökyüzüne bir selam göndermek için de bahane oldu bana!
Aslında yazı baÅŸta ÅŸekillenirken tabii ki annemde söz etmek vardı aklımda. ÖnceliÄŸi Foça’nın kedileri alacaktı. Tam tersi oldu galiba.. İtiraf etmem gereken nokta ise Foça’da sokak köpeklerini sokak kedilerinden daha çok sevdiÄŸim. Kedilere karşı bir ihanet olduÄŸunun farkındayım. Ama durum böyle..
30.Ekim.2007
Foça
Güzin TÜMER
"Güzin TÜMER" bütün yazıları için tıklayın...
Kediler hakkında yazı yazmak nereden aklıma geldi? Birinci neden, yaÅŸadığım sokakta inanılmaz sayıda kedi olması ve karakterlerinin insanlar gibi çok çeÅŸitlilik göstermesi. Bunların dışında ciddi bir hayvan sever özellikle kedi sever bir annenin kızı, veteriner ama hayvan sevmeyen ya da sevgisini gösteremeyen bir babanın kızı olarak hep hayvanlara ilgi duydum. Babamın anneme “ tercihini yap ya kedilerin ya da ben” dediÄŸini bugün gibi hatırlıyorum. Onlara karşı sevgim ne annem gibi onları yalar yutarcasına oldu ne de babam gibi.. Her zaman kedilere karşı mesafeli, ancak sıcak bir duruÅŸum oldu. (Ne demekse!) Bir kedi alıp beslemektense çılgın annemin hayvanlarla kurduÄŸu iliÅŸkiyi dostlarla paylaÅŸarak bir kedi sever ya da hayvan sever olarak anıldım. Ne kadar doÄŸru idi bir kedi dostu olduÄŸum! Bilemem! ArkadaÅŸlarım tatile gittiklerinde kedilerini bana bırakırlardı. Sevinçle alırdım onları, emanet süresinin dolması nedeniyle aynı sevinçle de geri verirdim. Kedilerle çok iyi dostluk kuran “her ÅŸeyin bir bedeli vardır” diyerek kedilere; evini, yatağını açan kedi severleri de her zaman kıskandığımı söylemeliyim. Adına kıskançlık yerine imrenme diyelim. Kedilere bakışımı size kısaca özetlemeye çalıştım. Yıllarca ciddi bir kedi sever olmayı istemiÅŸtim. Eminim merak ettiniz “ ciddi bir kedi sever olmak” ne demek diye…Bunun anlamı bence bir kedinin sorumluluÄŸunu almaya hazır olmak. Ancak bunu hiçbir zaman beceremediÄŸimi de söylemeliyim. Ama yine de bir kedi sever biri olarak bilindim arkadaÅŸalarımın arasında.. Belki de vicdanımı rahatlatmak için kediler hakkında yazmaya karar verdim. Kedilere iliÅŸkin iki özdeyiÅŸ ile yazıma devam ediyorum. Bunlardan ilki Sidney Denham’a ait. Bu özdeyiÅŸi “kedim ve ben” isimli bir web sitesinden aldığımı söylemeliyim.
“Kedi oyunlarının hepsinin kuralları ve oynanış tarzları olmasına karşın, kediler oldukça münferit oyuncudurlar. EÄŸer bir kuralı izlemiyorlarsa, nedeni basittir, kural deÄŸiÅŸmiÅŸtir ve siz bir an önce yeni kuralı öğrenmelisiniz.”
İkincisi ise Hippolyte Taine ait. “Birçok filozof ve bir çok kedi ile karşılaÅŸtım ama kedinin bilgeliÄŸi her zaman daha üstündü.”
Bu iki özdeyiş kedilerin kişilikleri üzerine ciddi ip uçları veriyor değil mi? Hem insana bu kadar yakın hem de bu kadar özgür bir başka bir canlı var mıdır? Bir kedi için sahibi asla vazgeçilmez değildir. Kedilerin güvenini kazanmak sabır ister, emek ister. Bu güvenin sürekliliğini sağlamak size kalmış bir beceri.. İlişki kurulurken her yapılan yanlış kedinin hiç unutmayan hafızasında yerini alacaktır. Bunu kedinize unutturmanın yollarını bulmalısınız. Aksi takdirde kediniz ve sizin aranızdaki ilişki bir karasabana dönüşebilir. Ona yaptığınız hataları nasıl anlatır? Kendinizi onun gözünde nasıl aklarsınız? Bilemem! Ancak sabrın ve ona karşı istikrarlı iyi davranışlarınızın bir gün onun kalbini yumuşatabileceğini de unutmayın! Bir kedi ile arkadaş olmak kolay değildir.
Çocukluğumda adı Kaplan olan bir kedimiz vardı. Bir yağmurlu günde, babamdan sadece bir gece için izin aldığımız kedi bizimle yaklaşık yirmi yıl yaşadı. Kedimiz Kaplan evin her üyesi ile farklı bir ilişki kurdu. Biz beş kişilik bir aile idik pardon kaplanla beraber altı.Evin en kıskanç belki de en zor üyesiydi Kaplan..Herkes onu mutlu etmeğe hazırdı. Her şey onun kucağımızdaki sıcaklığını hissedebilmek içindi. Herkesin bu konudaki şansı aynı değildi. Belki de en şansız olan bendim. Kaplanın beni sevmesini istiyordum. En çok istediğim şey benimle yatmasıydı.. Babamın dışında herkesin ayak ucunda yatan kedimiz benim yatağımda hiç yatmadı. Çünkü onu hırpalayarak sevmemi hiç unutmadı. Kırpıştırdığı gözleri, yenilesi patileri, yumuşacık tüyleri ile insanın içini ısıtan bu sevimli yaratık beni kolaylıkla yola getirebilecek bir zekaya sahipti. Ben yola geldim ama o asla benimle uyumadı. Onu bir daha onun istemediği tarzda sevmeyeceğim konusunda asla ikna edemedim. Güvenini kaybetmiştim bir kere..
Kaplanla annem arasında iliÅŸki ise kıskanılası idi. Annem adeta kaplanın da annesiydi. Birbirlerine karşı özenli davranışları onların iliÅŸkisini kıskanılası hale getirmiÅŸti. Babamın annemden bekleyip göremediÄŸi ilgiyi annem evdeki ve sokaktaki kedilere gösteriyordu. Onlar da anneme.. Biraz abartmış olabilirim. Benim annem herkesin annesi gibi bir anne deÄŸildi. Ördekleri, kış günü mutlu etmek için leÄŸenlerde yüzdüren, sokağın tüm özürlü kedilerini eve alarak onların ihtiyaç duyduÄŸu bakımı veren gerçek bir hayvan severdi. Hatta bir rahatsızlığı nedeniyle kedimiz Kaplana t bezleri diktiÄŸini bile hatırlarım. Annem kedilerin sadece fiziksel ihtiyaçları ile ilgili deÄŸildi. Onların duygusal ihtiyaçlarının da olduÄŸunun farkındaydı. Kedimiz kaplanın kısırlaÅŸtırılma iÅŸlemi babam tarafından yapılmıştı.. Artık kaplanın yavrularına aile aramak iÅŸi bitmiÅŸti. Zira bu durum evdeki huzurumuzu kaçıracak bir noktaya gelmiÅŸti. Bir batında beÅŸ altı yavru. “Ne yapsak" "kimi bulsak” derdi bitmiÅŸti. Ancak iÅŸlerin göründüğü gibi olmadığını üreme döneminde Kaplanın huzursuzluÄŸu ile fark ettÄŸimiz bir gerçekle karşı karşıya geldik.
Bu gerçek ise Kaplanın cinsel yaşamının bitmemiş olduğu ile ilgiliydi.. Kedimiz kaplan tuhaf sesler çıkararak haz arayışını gözlerimizin önünde sürdürüyordu. İşte bu noktada annem kısırlaştırılmış bir dişi kediye annelik duygusu yaşatmak gerektiğini söyledi. Bu da ne demekti! Annem bir eylem planı hazırlayarak iş bölümü yapmıştı.
Annem "Bir lohusa yatağına ihtiyaç olduğunu" söyledi. Çözüm kısa süre içinde bulundu. Annemin yatağı! Pardon annemle babamın yatağı. Babamın arkasından kader ağlarını örüyordu. Bu durumun babamı kızdırabileceğini biliyorduk. Bile bile anneme yataklık yapıyorduk. Annemin tavırlarının bizi bile şaşırttığını söylemeliyim. Arkadaşlarımın anneleri eve kedi alınmasına izin vermezken biz annemin önderliğinde neler yapıyorduk. Yatak hazırdı ama. Ya bebek kediler! Üç koldan sokağa dalıp üç yavru kedi bulduk. Kedimizi mutlu etmenin telaşı ile yavru kedileri onun karnına yatırdık. Onları izlemek için yatağın etrafında yerimizi almıştık. Miş gibi bir anne! Ve bebek kediler süt gelmeyen boş memeleri emmeye başladılar. Herkes mutluydu. Kaplan, yavrular ve biz.. İyi bişey yapmanın keyfi ile bir süre onları izledik.
ÇocukluÄŸumdan aklımda kalan en güzel fotograflardan biridir bu. Annemin hayvanlarla kurduÄŸu iliÅŸki sadece kedilerle de sınırlı deÄŸildir. Yeni taşındığımız bir evde su dolu küvete düşen bir fareyi gördüğünde heyecanla bize gelip “banyoda bir fare var yüzü öyle güzel ki” diyebilecek kadar gerçek bir hayvan severdi.
Foça’daki dikkat çekecek kadar çok sayıdaki kedi, annemin kedi sevgisini hatırlattı. Belki bu yazı gökyüzüne bir selam göndermek için de bahane oldu bana!
Aslında yazı baÅŸta ÅŸekillenirken tabii ki annemde söz etmek vardı aklımda. ÖnceliÄŸi Foça’nın kedileri alacaktı. Tam tersi oldu galiba.. İtiraf etmem gereken nokta ise Foça’da sokak köpeklerini sokak kedilerinden daha çok sevdiÄŸim. Kedilere karşı bir ihanet olduÄŸunun farkındayım. Ama durum böyle..
30.Ekim.2007
Foça
Güzin TÜMER
"Güzin TÜMER" bütün yazıları için tıklayın...