
Ahmet Zeki YEŞİL
HAVADAN KONUÅžMALAR
Hava kaçak yaptı. Kıyamet kopuyor dışarıda. Yine de, bu gün itibariyle hayatım aralıksız devam ediyor. Biz gülmekten kopuyoruz içeride. Allah sonumuzu hayır etsin. Bu havaların bizi bozmasından korkuyorum. Çünkü insan olmanın dayanılmaz ağırlığı var üzerimde. Beyin fırtınası yaparak, havanın dengesini bozmayalım. Formumuzu, beyin jimnastiği ile koruyalım. Yediğimiz ekmekten tut, her şey zaten bozuk. Doğru zamanda, doğru teklifi yapanlar bile yamuk. Bütün ayılar birbirine benziyor. İnsan taklidi yapan insan var bu memlekette. Katkısız bir şey kalmadı. Baksana kar bile sulu yağıyor. Öncesinde ceviz büyüklüğünde dolu yağdı. Ceviz bol olur bu sene, inşallah. Ceviz bol olursa ezber bozmaya değil, ceviz oynamaya geleceğim size. Zihnimi açacağım, havanız temizse.
Havan nasıl? Akıllı telefon aldım. Ondan arayacağım seni. Sadece duymak istediklerimi söyleyeceksin bana. SevineceÄŸim boÅŸu boÅŸuna. Olsun, sayım nedeniyle içime kapandım sevmiyorum. İstersen eÄŸer, tıp oyunu oynarız. ‘Tıp’ komutuyla baÅŸlarız, ‘Adlitıp’ komutuyla sonlandırırız. İstemezsen yola yalnız çıkarım. Katılan olursa sevinirim, olmazsa üzülmem. Eskiden böyle deÄŸildim, yaÅŸarken oldum. Çünkü çok taÅŸ var, altına bir elin sokulmasını kıpırdamadan bekleyen. Sen sokmazsan, ben sokmazsam elimi, nasıl oynar bu taÅŸlar yerinden? Öyle bir geçer zaman ki, anlamazsın. Zaman istediÄŸi kadar hızlı aksın, inadına ‘Not’unu düşmelisin. Gerekirse, devletin yaptığı gibi yapacaksın. Yani, ihtiyaç duyduÄŸun her enstrümanı kullanacaksın. Daha çok davulu tercih et. Biliyorsun davulun sesi uzaktan hoÅŸ gelir.
Havam deÄŸiÅŸir, öptüğünde. DeÄŸiÅŸimin haddi hesabı yok. DeÄŸiÅŸiyoruz, dönüşüyoruz. Dön babam, dön... Sen ÅŸimdi öpmeden gidersin. Sonra geri dönersin, ben olmam. Hadi öp yine! Yüzüme renk gelsin. Bak, iyimserlik havası beliriyor. Beynimde sanki böcek var, vızıldamaya baÅŸlıyor. Bir süre düşünmesem iyi olacak. Hükümetin ilgisizliÄŸi beni çok yıprattı. Hükümetin bana göstermediÄŸi ilgiyi baÅŸka yerlerde aramaya baÅŸladım. Artık utanıyorum. Dereotu sinirleri yatıştırıyormuÅŸ. Dereler kurutulmasın! Yatan deÄŸil, açık havada gezinen köy tavuÄŸunun yumurtası tercih edilsin. TeftiÅŸ Kurulu baÅŸköşeye kurulup oturmasın, bir an önce toplansın. Gerekirse TÜBİTAK’tan görüş istesin. “Hava nasıl oralarda?” desin. Çay içsin, kurabiye yesin ama sigara içmesin.
Havadan nem kapmanın lüzumu yok aslında. Çünkü her ÅŸerde, bir hıyarın teki vardır. Benim söylemeye çalıştığım ÅŸey aslında havaydı. Vurgulamaya çalıştığım konu civaydı. Yani söylediklerimin tamamı hava civaydı…
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...
Hava kaçak yaptı. Kıyamet kopuyor dışarıda. Yine de, bu gün itibariyle hayatım aralıksız devam ediyor. Biz gülmekten kopuyoruz içeride. Allah sonumuzu hayır etsin. Bu havaların bizi bozmasından korkuyorum. Çünkü insan olmanın dayanılmaz ağırlığı var üzerimde. Beyin fırtınası yaparak, havanın dengesini bozmayalım. Formumuzu, beyin jimnastiği ile koruyalım. Yediğimiz ekmekten tut, her şey zaten bozuk. Doğru zamanda, doğru teklifi yapanlar bile yamuk. Bütün ayılar birbirine benziyor. İnsan taklidi yapan insan var bu memlekette. Katkısız bir şey kalmadı. Baksana kar bile sulu yağıyor. Öncesinde ceviz büyüklüğünde dolu yağdı. Ceviz bol olur bu sene, inşallah. Ceviz bol olursa ezber bozmaya değil, ceviz oynamaya geleceğim size. Zihnimi açacağım, havanız temizse.
Havan nasıl? Akıllı telefon aldım. Ondan arayacağım seni. Sadece duymak istediklerimi söyleyeceksin bana. SevineceÄŸim boÅŸu boÅŸuna. Olsun, sayım nedeniyle içime kapandım sevmiyorum. İstersen eÄŸer, tıp oyunu oynarız. ‘Tıp’ komutuyla baÅŸlarız, ‘Adlitıp’ komutuyla sonlandırırız. İstemezsen yola yalnız çıkarım. Katılan olursa sevinirim, olmazsa üzülmem. Eskiden böyle deÄŸildim, yaÅŸarken oldum. Çünkü çok taÅŸ var, altına bir elin sokulmasını kıpırdamadan bekleyen. Sen sokmazsan, ben sokmazsam elimi, nasıl oynar bu taÅŸlar yerinden? Öyle bir geçer zaman ki, anlamazsın. Zaman istediÄŸi kadar hızlı aksın, inadına ‘Not’unu düşmelisin. Gerekirse, devletin yaptığı gibi yapacaksın. Yani, ihtiyaç duyduÄŸun her enstrümanı kullanacaksın. Daha çok davulu tercih et. Biliyorsun davulun sesi uzaktan hoÅŸ gelir.
Havam deÄŸiÅŸir, öptüğünde. DeÄŸiÅŸimin haddi hesabı yok. DeÄŸiÅŸiyoruz, dönüşüyoruz. Dön babam, dön... Sen ÅŸimdi öpmeden gidersin. Sonra geri dönersin, ben olmam. Hadi öp yine! Yüzüme renk gelsin. Bak, iyimserlik havası beliriyor. Beynimde sanki böcek var, vızıldamaya baÅŸlıyor. Bir süre düşünmesem iyi olacak. Hükümetin ilgisizliÄŸi beni çok yıprattı. Hükümetin bana göstermediÄŸi ilgiyi baÅŸka yerlerde aramaya baÅŸladım. Artık utanıyorum. Dereotu sinirleri yatıştırıyormuÅŸ. Dereler kurutulmasın! Yatan deÄŸil, açık havada gezinen köy tavuÄŸunun yumurtası tercih edilsin. TeftiÅŸ Kurulu baÅŸköşeye kurulup oturmasın, bir an önce toplansın. Gerekirse TÜBİTAK’tan görüş istesin. “Hava nasıl oralarda?” desin. Çay içsin, kurabiye yesin ama sigara içmesin.
Havadan nem kapmanın lüzumu yok aslında. Çünkü her ÅŸerde, bir hıyarın teki vardır. Benim söylemeye çalıştığım ÅŸey aslında havaydı. Vurgulamaya çalıştığım konu civaydı. Yani söylediklerimin tamamı hava civaydı…
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...