Peynirli yaban kuşkonmazı (aspariçe "asfaraca", filiz)
Sevgili ve kıymetli filizim, annemin bahar müjdecisi dilkimeni, herkesin bildiği adıyla yaban kuşkonmazının (asfaraca - aspariçe ve hatta asparagus) en masum zamanındayız… Mart ve Nisan en taze sürgünlerini verdiği aylardır. Bir bakarsınız yaşlı bir zeytin ağacının derin kovuğundan aniden baş vermiştir! Aniden diyorum zira, birgün önce bakıp göremediğiniz yerde ertesi gün narin bir filiz uzanmaktadır.
Tam mevsimi olduğu için sıkça dolaşıyorum kırlıklarda… Özellikle ağaç ve çalı diplerinde rastlarız ona. Zeytin ağaçlarının yaşlıca ve bakımsız olanlarının diplerinde daha bi’çoktur sanki! Önünden geçerken tatlı bir başkaldırıyla selamlar sizi. Geçemezsiniz. Gayri ihtiyari uzatır çıt diye koparıverirsiniz.
Sanki sessizce “şifayım ben” diye bağırıyormuş gibi geliyor bana! Çiğ olarak çıtırdıyorum eğilip kalktıkça ağaç diplerine. “Tavşan gibi çıtırdıyorsun kırt kırt” diyor can yoldaşım. İki dalı torbaya atıp, bir dalı dişleyerek dolaşıyorum ağaç diplerinde. O ağaç senin bu ağaç hepimizin…
Ertesi gün sevdiğim bir konuğum gelecekti taa uzaklardan, onun için bir avuçcuk pişiresim vardı; “Allahım n’oolur onun kısmetine, lütfen lütfen”… Kahvaltıda nasıl sunsam diye geçiriyordum içimden. Omlet şeklinde mi yoksa başka bir kılıkta mı? Omletini de, soğanlı yumurtalısını pek çok kereler yaptım, hep yaparım. Bu defa farklı olsun. Zaten beni en çok coşturan, gelecek olan insanıma yeni bir lezzet tattırma telaşıdır!
Yaban kuşkonmazlarının en körpe uçlarını elimle çıt çıt kırdım, son derece aromatik bir sızma ile tavada buluşturdum. Pek az tuz serpip şöyle on dakika kadar tahta kaşıkla döndürdüm. Yeşil rengi belirginleşip yumuşadığını da fark edince ocağın altını kapadım.
Sadece zeytinyağı ve yaban kuşkonmazı tek başına bile muhteşem bir tat. Kaldı ki, bu haliyle pek çok eşlikçiye göz kırpabilir!
Aklıma gelen şirinliklere nasılsa yine yol veriririm, hele şu satırları kotarıp sayfama koyayım da zamanı geçmeden bu yeni tadı da denemeye fırsatımız kalsın! Ne diyordum, ocaktan indirdiğimiz kuşkonmazların üzerine tel tel ayırdığımız dil peynirini boca ediyoruz. Karslıların çeçil peyniri de aynı işi görecektir. Az tuzlu ve yağsız dil peyniri zeytinyağında kendi aromasını açığa çıkaran kuşkonmaza öyle yakıştı ki…
Sade güzeldir kuralına uyarak, fazla alengire de bulaşmadan basit ve lezzetli bir sunum çıktı ortaya.
Unutuyordum, üzerine biraz pul biber ve azıcık da taze karabiber çekelim. Yanında lôp yumurta dilimleri ile yemeyi şiddetle tavsiye ediyorum.
Bahar, filiz, yumurta, yeşil, tohum, körpe, kuşkonmaz ve taze ve yenilenme ve yaşam enerjisi… Yoksa siz etiketleme yaptığımı mı sandınız? Yaşamı etiketleyebiliyorsak sözcükleri de etiketleyelim, tamam!
Yaşasın bahar, yaşasın soluk alabilmek…
www.ascifok.com
|