İSTANBUL / Seyfi GÜL
Seyfi GÜL

Seyfi GÜL

İSTANBUL



“Sana Dün Bir Tepeden Baktım” diye baÅŸlamış Yahya Kemal. Münir Nurettin baÅŸka bir ruh katmış, soÄŸuklarında bir köşede büzülür gibi, gördükçe gözlerinden yaÅŸlar süzülür gibi ÅŸarkıya dökmüş.

İstanbul artık şehir değil, bir ülke olmuş. Dünya insanıyla dolmuş. Kim bilir kaç yetmiş iki milletin harman olduğu, her bireyin ayrı büyük umutlarının ülkesi.

“Salkım Salkım Tan Yelleri EstiÄŸinde
Mavi Patiskaları Yırtan Gemilerinle
Uzaktan Seni Düşünür Düşünürüm
İstanbul”

…ki ben o gemilerle masmavi sularını yara yara kim bilir kaç kez geçtim BoÄŸaz’ından. Karadeniz’in vurunca adamı sersem eden kara denizinden Marmara’ya, Marmara’dan aylar süren Karadeniz hasretliklerine yüzdüm.



Yıllar sonra toprağına yine basmak kısmetmiÅŸ. Gençlik ateÅŸlerinin başımda dolandığı günlerden, hayat yoldaşımın KasımpaÅŸa’da ailemize üçüncü ÅŸahsı kattığı zor yıllara uzandık bir kez daha.

Yeni yapıldığı günlerde üzerinden kaç kez geçtiÄŸimizi bir bir saydığımız BoÄŸaziçi’ni bu kez Fatih Sultan Mehmet köprüsü üzerinden uzaklardan seyrettik. Gündüz baÅŸka bir havası var da, gece dayanılmaz. Beyaz tenli bir güzelin göğsünde mavi ışıklar saçan nadide bir gerdanlık gibi. Hisarlar iki kolda iki kalın altın bilezik. Kız kulesi atkuyruÄŸu yapılmış saçlara, özenle tutturulmuÅŸ parlak bir toka. Tarabya ayakta şıkır şıkır ÅŸakırdayan halhal. Ey Bebek nedir sendeki bu hal…

Sen ey kavgamızın ÅŸehri…

Sarıyer’inde börek yemiÅŸliÄŸim, Maslak’ı arşınlamışlığım, Beykoz’a uzanmışlığım.var. Köprü altı Beylerbeyi’nden denizli hayat yollarına çıkmışlığım. Heybeli ile Büyükadaların arasında iri kırlangıçlar tutmuÅŸluÄŸum. Emirgan’da çayını yudumlamışlığım. Havadan karadan denizden dolanmışlığım var.

Üsküdar’ın da kaç kez isteyerek vapur kaçırdığımın sayısını unuttum. BeÅŸiktaÅŸ’tan Taksime, Galatasaray’dan Tünel’e, Fener stadından, Salı Pazarından Kadıköy’e saatlerce yürümüşlüğüm, Çamlıca’da hasta yatmışlığım var. KuÅŸbakışı, hala ayaklarımın ucunda serili HaydarpaÅŸa. Önümde ekmek kırıntılarını yiyen güvercinlerinle sanki hiç ayrılmamış gibiyim.

Eminönü, Mercan, Beyazıt, Sahaflar, Laleli, Vatan daha dün gibi.

“Görmedim GezmediÄŸim, SevmediÄŸim Hiçbir Yer”.

Senin de bir KarataÅŸ’ın var mıdır bilmem. Lakin bir kere gözlere girince gönüllerden eksilmiyorsun. BetonunmuÅŸ, kalabalığınmış, kavganmış umurum da deÄŸil.

“Sade bir semtini sevmek bile ömre deÄŸer”

“Aziz İstanbul”


Seyfi GÜL




22 Temmuz 2013 Pazartesi / 2467 okunma



"Seyfi GÜL" bütün yazıları için tıklayın...