QUITO
Yaklaşık bir haftadır Ekvador'un başkenti Quito'dayım. İlk önce beni sarmayan bu şehir günler içinde kendini bana sevdirdi. Sanki eski ama temiz ütülü bir elbise gibi.. Kent ızgara yöntemiyle yapılmış. Bu nedenle gezmesi oldukça kolay. Temiz bir şehir olduğunu söylemek fazla olmaz. Kentleşmenin olmazsa olmazlarından olan büyük parklar kentin içine yayılmış. Ekvador'un şimdiki Devlet Başkanı sosyalist bir lider. İki dönem üst üste yüzde yetmiş oyla seçilmiş. Şimdiye kadar konuştuğum insanların çoğunluğu çok başarılı olduğunu söyledi. Birkaç kişi de onun Ekvador'u Küba'ya benzetmek istediğini ifade etti. Sosyalist lider Rafael Coreada Amazon bölgesindeki petrolün yabancı şirketler tarafından sömürülmesini de engellemiş.
Birkaç gündür Quito'ya birkaç saatlik mesafede olan yerlere gidiyorum. Gerçekten nefes kesici bir doğa var. Göller, dumanı tüten dağlar, kesif bir yeşillik, muhteşem bir iklim.. Bir de bunun üzerine yüzde yetmiş oyla seçilmiş bir sosyalist bir başkan... Kim sevmez bu ülkeyi! Ben çok az yer gezmeme rağmen şimdiden çok sevdim. Evet Amerikalı turistlerin neden Ekvador'u emeklilik yeri olarak seçtiklerini anlamak zor değil. Ben de isteyebilirim burada yaşamayı..
Türkiye ile karşılaştırıldığında ucuz bir ülke olduğu söylenebilir. Benzin oldukça ucuz. Taksi ile yakın olmayan mesafelere birkaç dolara gitmek mümkün. Ekvador petrol kaynakları bakımından oldukça zengin bir ülkeymiş. Amazon bölgesinde yer alan petrol kaynakları üzerine oynanan büyük oyunlar olduğu söylendi.
Burada Ekvador'da çok sayıda yerli grup var. Bu grupların büyük kısmı doğanın onlara sunduğu olanakları kullanıyormuş. Buradaki insan profilini yansıtacağını düşündüğüm birkaç fotoğraf var sırada...
Ekvador volkanlar, şelaleler, ormanlar ülkesi.
Coğrafi olarak üç bölgeye ayrılıyor. Galapagos Adalar Topluluğu, And Dağları ve Kıyı Bölgesi. İklim bulunan yere göre çeşitlilik göstermesine rağmen çok büyük farklılık yokmuş. Yağmurlu ve kuru sezon olmak üzere iki mevsimleri var. Hiçbir ısınma aracı kullanmadan hayatlarını sürdürüyorlar. Gerçekten iklim çok güzel. Ne sıcak ne soğuk.
Quito dünyanın en yüksek ikinci başkenti. Bu gökyüzünün güzel olması için bir gerekçe midir?
Quito'da ilginç bir anıt var. Bu Anıtın adı La Mitat del Mundo (the middle of the monument) Ekvador çizgisinin bu anıttan geçtiği söyleniyor.
Bir ayağım kuzey diğer ayağım güney kürede.
Bu anıtın içindeki müzeyi çok sevdim. Galiba ben yaşamla ilgili ip uçları veren etnografya müzelerini sevmeye başladım. O müzeden çok sevdiğim bir fotoğraf...
Quito'da gördüğüm insanlar giyim kuşam konusunda oldukça rahat gözüküyorlar. Birkaç kadını çok sakınımsız olarak memeleri dışarıda çocuklarını emzirirken gördüm. Kabile kültüründen geldikleri için mi diye düşünmekten kendimi alamadım. Böylesi bir rahatlığın yanısıra evlilik dışı beraberlik toplum tarafından onaylanmıyormuş.
Daha önceki yazılarımda da söylemiştim. Hediyelik eşya dükkanları bir ülke ya da şehirle ilgili ipuçları verir. Buradakileri çok sevdim. Rengarenk...
Bu şapkaların adı Panama şapkası. Ama burada üretiliyor. Genç turistler arasında pek popüler...
El sanatları satan yerlerde dolaşırken dikkatimi çeken resimler oldu. Bu resimler farklı malzemelerin üzerine çalışılmıştı. Daha sonra bu resimlerin Ekvador'un dünyaca tanınan ressamı Oswaldo Guayasamin ait olduğunu öğrendim. Resimleri beni çok etkiledi. Daha sonra müze yapılan evini ziyaret ettim. Pablo Neruda'nın evini andıran bir evi var. Kentin en iyi yerinde konumlanmış. O da Neruda gibi birçok şeyi toplanmış. Toplamak, biriktirmek acaba yaratıcılara özgü bir davranış olabilir mi? Bence yaratıcıların içinde iki grup var. Birinci grup meczup gibi yaşayanlar ikinci grup ise Neruda ve Guayasamin gibi biriktirenler... Doğru mudur? Katkı kabul edilir.
Quito her tarafı dağlarda çevrili bir kent. Her yerden görünen yıllardır aktif olmayan bir volkanı var. Pichincha... İlk gün sabah uyandığımda bulutların arasından onu görmek beni heyecanlandırmıştı.
Elbette Quito'nun en güzel yerlerinden biri eski şehir. Meydanları, kiliseleri ile göz alıcı... İşte birkaç fotoğraf da oradan...
Son olarak burada sokakta közlenerek satılan muzdan söz etmek isterim. Hani közlenmiş mısır gibi.. Balık servis edilirken yanında kızarmış muz ikram ediyorlar. Tadına gelince... Kötü değil ama ağız tadıma çok uygun değil.
Aslında yazıyı çok da uzatmadan bitiriyorum. Quito'nun çevresine yaptığım gezileri de ayrı bir yazıda paylaşacağım.15 Temmuz 2013, Quito
|