FOÇA ‘DA ZEYTİNAÄžACI OLMAK ! / Serdar Öçten ÜNSAL
Serdar Öçten ÜNSAL

Serdar Öçten ÜNSAL

FOÇA ‘DA ZEYTİNAÄžACI OLMAK !



Yıllardır bu kadar kapsamlı gezememiÅŸtim Foça’yı, aklımda kalan1980 yılının Eylül ayında ayağıma batan deniz kestanelerinin dikenleri ile meÅŸhur denizi ve küçük, sessiz, ÅŸirin balıkçı barınağıydı.

Geçen yılın (2012) sonlarında Belianes / İspanya’ya yaptığımız gezi sonunda zeytin aÄŸacı ve zeytinyağı ile bütünleÅŸerek geri dönerken hep aklımda Foça vardı.

Belediye BaÅŸkanı ve meclis üyelerinin katılımı ile oluÅŸturulan gezi programında İspanyol zeytinciliÄŸi ve bizim zeytinciliÄŸimizin karşılaÅŸtırmaları yapılmıştı. Küçücük bir kasabada oluÅŸturulan zeytin ve zeytinyağı festivalini görünce bizler niçin yapamıyoruz diye iç geçirmiÅŸtim. Foça’da neden yapılamıyordu, hatta diÄŸer bölgelerimizde neden olmuyordu çok sorgulamıştım. Ana nedeni birlik ve berberliÄŸin olmayışı, herkesin en iyisini ben bilirim egoları ve halen kaliteli bir sızma zeytinyağı üretememiÅŸ olmamız ve devamını getirmediÄŸimizdi.

Geçmişten kalanların dışında zeytine dair bir şeyler olmalıydı, rüzgar değirmenleri ve hafta sonları tıklım tıklım dolan balık lokantalarının dışında. Boşuna gelmiş olmamalıydım bu şirin Ege ilçesine.



Yüksek bir tepenin üzerinden ilçeye giriş yaparken solumda rüzgar değirmenlerini görüyorum, asıl heyecanlandığım biraz aşağısındaki zeytin ağaçları mağrur ve dik duruyorlar, yol ayrımını onlar belirliyorlar. Hiç dikkatli baktınız mı? Yıllardır her gün yolunuzun üzerinde gördüğünüz bu zeytin ağaçları kimler tarafından dikildi diye kendinizi sorguladınız mı? Ya da bu ağaçların bir çoğunu kesip yerine konutlar, villalar yaptık üzgünüz dediğiniz oldu mu?

Bu sabah yazıyı okuduğunuzda farklı bir gözle bakmanızı istiyorum yaşadığınız Foça sokaklarına, sizlerin bu kadar aşina olduğunuzu zannettiğiniz o asırlık ağaçları görebilecek misiniz?



Foça yalnız deniz ve balıktan ibaret deÄŸil, asırlardır zeytin aÄŸaçlarının gölgesinde yaÅŸamış ÅŸehirlerden yalnızca bir tanesi. Barış ve bereketin sembolü olan zeytin dalı Anadolu’dan yayılırken dünyaya Foça’da da derin izler bırakmış. İyonya medeniyetinden günümüze birçok medeniyete ev sahipliÄŸi yaparken belki de zeytin aÄŸaçlarının kutsal gölgesinde yaÅŸayan insanları doyurmuÅŸ, güzelleÅŸtirmiÅŸ ve saÄŸlıklarına kavuÅŸturmuÅŸ.

Yıllardır anavatanı olan topraklarımızdan dünyaya yayılan adına ayetler olan bu kutsal ağaç günümüzde de ülkeleri birleştiren bir sembol değil midir?

Yoksa İspanya / Lleida / Belianesile, Türkiye / İzmir / Foça’nın, baÄŸlantısı nedir? Diye soruyorum sizlere. Bir zeytin dalının geride bıraktığı muhteÅŸem dostlukları devam ettirmek yine bir zeytin fidanının dikilmesi ile oluÅŸacaktır.

Foça Belediyesi il genel meclisine o gün İspanya’da Zeytindostu DerneÄŸi Genel sekreteri sıfatıyla sunduÄŸum öneriyi bir kez daha gündeme getirmek istiyorum; sayın baÅŸkan ve meclis üyeleri, gelin kullanmadığınız 5-10 dönüm civarında bir araziyi tahsis edin zeytin fidanları ile doldurup Zeytindostu DerneÄŸi ve Foça Belediyesi zeytin ormanı haline getirelim, fidanları biz temin edelim, hatta kent giriÅŸinde açık hava müzesi haline getirebileceÄŸimiz bir arazi de olabilir, etrafında turistler için küçük ahÅŸap satış yerleri bile yapılabilir, kentin zeytinyağını, ÅŸarabını, peynirini, yoÄŸurdunu tanıtmak için fırsat deÄŸil mi?



Evlerin arasında kalmış asırlık bu aÄŸaçları koruyalım, özellikle cadde ortasında kalmış yaÅŸlı zeytin aÄŸaçlarını açık hava müzesi oluÅŸturacağımız yere taşıyalım ki hayat bulsun. Foça’yı ziyaret ettiÄŸim gün yol ortasında kalan zeytin aÄŸacının asfaltı kaldırdığını gördüm, üstelik yanında deterjan ile araba yıkayan vatandaÅŸlar vardı. O kaldırımın kalkması bir iÅŸaret deÄŸil midir? Yılların baskısını kırmaya çalışan zeytin aÄŸacı deÄŸil midir? Kaldıramıyorsanız ekonomik gelmiyor ise etrafını açıp yeÅŸil alan ÅŸeklinde refüj yapabilirsiniz. Elimizdeki deÄŸerlerin kıymetini kaybetmeden bilmeliyiz.

Foça’da bulunan zeytin aÄŸacı varlığı yenilenmeli ve kalite kriterlerine uygun zeytin ve zeytinyağı üretimi yapılmalıdır. Zeytinyağı üretimi yapan birkaç firma biliyorum, ancak kalite kriterlerine uygun olmadıkları ve hatta bazılarının gıda saÄŸlığı ve hijyen ÅŸartlarına uygun olmadığını da gördüm.

Ürünü meydana getirdikten sonra da son tüketime kadar ışık, hava, ısı, su ve nemden saklamak zorundasınız. Zeytinyağı bir gıda maddesidir ve dış etkenlerden etkilenerek bozulup bayatlar. En güzel en iyi zeytinyağını üretmek kadar saklamak korumak ta gereklidir. Ortalama 30-40 derecelerde seyreden hava sıcaklıklarında sizin iklimlendirme ortamınız yok ise yağınız bir günde oksidasyona uğrayacak ve bozulacaktır. Süt ürünlerini nasıl soğukta muhafaza ediyor ve koruyorsak zeytinyağını da korumalıyız. (www.hangizeytinyagi.com) detaylı bilgi alınabilir.

Foça sokaklarında gezerken küçük limanda karşılıklı birçok lokanta ve balıkçı gördüm, ancak hiçbirisinde masalarının üzerinde zeytinyağına rastlamadım ürettiÄŸimiz ürünü böyle mi pazarlamaya çalışıyoruz? İspanya’da küçük bir kasaba lokantasında ÅŸarap, zeytinyağı ve peynir klasiÄŸini gören arkadaÅŸlarımın kıyas yapmasını rica ediyorum. Bu baÅŸlı başına bir yemek kültürüdür, maalesef biz zeytinyağı kültürünün parçası olamadık!

Tatlıcılar var sokaklarda sağlıklı zeytinyağı dururken kanserojen oluşturan Ayçiçek yağı kullanıyorlar (Birden fazla kızartma yaptığınızda) Zeytinyağı neden kullanmıyorsunuz diye sorduğunuzda ağır kokuyor tatlı yenmiyor diye cevap veriyorlar, haklılar da; çünkü bozuk, oksitlenmiş, ağır koku yayan zeytinyağı üretiyoruz da ondan. Natürel sızma bir zeytinyağında yapılan tatlının da, balığın ve salatanın da tadına doyum olmaz, yeter ki üretmesini , saklamasını ve tüketmesini bilelim.



Foça’da birçok etkinlik yapılmak isteniyor, tanıdığım insanlar ellerinden geldiÄŸince oralarda tüketiciyi bilinçlendirmeye çalışıyorlar. Her zaman olduÄŸu gibi bu tür etkinlikler tam anlamıyla hedefi bulmuyor ve yarım kalıyor. Belediye ve odaların iÅŸbirliÄŸi ile birçok verimli ve ekonomik etkinlikler yapılabilir, hatta uluslararası boyut bile kazandırılabilir. Zeytinyağı ve ÅŸarap etkinlikleri düzenlerken ticari boyutunun yanı sıra tüketiciyi bilgilendiren seminer ve kongreler yapmalısınız. Tadım etkinlikleri düzenlemelisiniz, birkaç saate sığan deÄŸil gün boyu süren etkinliklerden bahsediyorum. EÄŸitim ve etkinliklerin sonunda katılanlar ÅŸarap, peynir ve zeytinyağı konusunda bilgi sahibi olduklarının farkına varmalılar. Onlara bu bilgiyi verdiÄŸinizde aldığınız sonuçlar mükemmel olacaktır. Ancak kaliteli ürünler ürettiÄŸinizi kanıtlamalısınız.

Foça için gönüllü tanıtım yapan birçok insan ve yazar var, her fırsatta dile getiriyorlar, bu insanlardan faydalanmak gerekiyor, ancak belirli bir program dahilinde karmaÅŸa olmadan. Özellikle Nurdan Çakır TEZGİN hanım bu insanlardan birisi, yemek tarifleri ile her fırsatta Foça’yı dillendiriyor. İnternette bir web sayfanız bulunmakta, zeytin ve zeytinyağına ağırlık vererek bunları da ÅŸarap, peynir, yoÄŸurt ile birleÅŸtirip daha ileriye gitmeniz gerekiyor diye düşünüyorum. Gönüllü insanlarınızdan biri de Dr.Zeynep DELEN ve Ege’de Atölye’si zeytin adına düzenlediÄŸi seminerlere destek verilmeli.



Bu sokağı kültür sokağı haline getirip her dükkanın önüne saksı içerisinde koyacağımız zeytin fidanları ile süslenemez mi? Birçok dünya ülkesindeki gibi zeytinyağı barları oluÅŸturulamaz mı? Bu yazdıklarım birçoÄŸunuza ütopik gelebilir, en yakın komÅŸumuz Yunanistan’a baktığınız da turizmin zeytin ve zeytinyağı üzerine kurulu olduÄŸunu göreceksiniz. KiÅŸi başına düşen zeytinyağı miktarının turizmden kaynakladığının farkına varan bir zeytinyağı sever olarak bunların yapılmasının ütopik olmadığını düşünüyorum. Bugün Avrupa’nın birçok ülkesine özellikle kuzey ülkelerine gidin zeytin yetiÅŸtirmedikleri halde evlerinin balkonlarında saksılarda, cafe ve restoranlarda zeytin aÄŸacı göreceksiniz.



Şehir planlanırken eski yapılara sadık kalınır ve restore edilerek tarih yaşatılır, bizler ise onları yıkmaktan zevk duyarız, sanki iç hesaplaşmalarımız vardır onlarla, intikam almaya çalışırız, yıkarak ve dökerek. Dünya mirası sayılan birçok yerlerden biri olmalıydı FOÇA ve evleri, sahilde apartmanlar yerine taş evler kalmalıydı. Marka şehir olmalıydı, balık ve rakı yerine, zeytinyağı, şarap ve peynir olmalıydı, saatler süren sohbetlerde.

Taş binaların sıcaklığı ve çiçeklerin yaşama huzur veren katkısını hissederken denizin iyotunu çekmeliydik ciğerlerimize. Salata tabaklarının üzerini zeytinlerimiz süslemeliydi, üzerine dökülen kaliteli sızma zeytinyağlarımızdan bahsetmeliydi konuklarımız.

Hiçbir şey için geç kalmış sayılmayız aslında, yeter ki içimizde sevgi ve saygı olsun doğaya ve birlikte yaşadığımız insanlara.





Sabahın erken saatlerinde girmiÅŸ olduÄŸum Foça’ya akÅŸam güneÅŸinin rüzgar deÄŸirmenlerine düşmesiyle ayrılıyorum bu hüzünlü kentin sokaklarından, kısa bir zaman süresinde zeytin aÄŸacı ve zeytinyağı adına yapmış olduÄŸum bu ziyaretin anlamını bulması için gelin hep beraber Zeytindostu derneÄŸi - Foça Belediyesi zeytin ormanı projesini baÅŸlatarak bizden sonraki insanlara kültür mirası olarak bırakalım.


0 537 660 42 26


Serdar Öçten ÜNSAL

www.hangizeytinyagi.com



11 AÄŸustos 2013 Pazar / 3964 okunma



"Serdar Öçten ÜNSAL" bütün yazıları için tıklayın...