
Işık Teoman
Geleceğin termal merkezi Sındırgı
Bazı bölgeler vardır, defalarca gitseniz de tadına doyamazsınız, her gittiÄŸinizde sanki ilk kez geliyormuÅŸ gibi keyif alırsınız, Simav Gölcük mesire alanı da böyle yerlerden biri. Hiç gündemimizde deÄŸildi; ama bir baktık ki, çadırları kuruyoruz, Göl manzaralı asırlık karaçam aÄŸaçlarının altına… Bu arada çadır sayımız beÅŸe çıktı. Aramıza taze bir gezgin daha katıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Koordinatörlerinden Sezer Altan, renkli kiÅŸiliÄŸi ile bizim bu kampımızın yeni yüzü oldu. Kamp öncesi ve sonrasında ev sahibi olarak bizi öyle bir ağırladı ki, tadına doyamadık.

Emender
Köy kahvaltısı Sezer’den
“Sındırgı” diye yola çıkmıştık fakat, arkadaşımız Sezer kahvaltıyı doÄŸup büyüdüğü Kocasinan köyünde yapmamız konusunda ısrar edince onu kıramadık. Kocasinan köyü, Sındırgı’dan sonra Bigadiç yolu üzerinde, Alevi yurttaÅŸların yaÅŸadığı sıcak, sevimli bir orman köyü. Ev yapımı incir ve çilek reçellerinin yanında annesinin yaptığı taze peynir ile bahçeden yeni koparılmış, domates, salatalık ve kavun eÅŸliÄŸinde kahvaltımızı ettik. Kahvaltıdan sonra Sındırgı Belediyesi’nin yenilediÄŸi, üstünü kapadığı cıvıl cıvıl pazaryerinden alışveriÅŸ yaptık. Gölcük’e doÄŸru yola koyulduk.

Asırlık karaçamlar çatımız oldu
Kaplıcalarıyla ünlü bu bölgede Eynal’dan sonra yeni tesisler de hizmete girmiÅŸ. Bu bölgenin geleceÄŸi kaplıcalarda, hem termal turizm hem de seracılık önemli ölçüde geliÅŸmiÅŸ, yeni yatırımlar ile büyümeye de devam edecek gibi görünüyor. Gölcük mesire alanına ulaÅŸtığımızda havanın sıcaklığı hepimizi bunalttı. Çadır kuracağımız alanı belirlemek için birkaç tur attık, sonunda gölün giriÅŸinde asırlık iki karaçam aÄŸacının altına kurmaya karar verdik. Son dönemdeki yağışlar göle ayrı bir renk katan ahÅŸap iskelenin yıkılmasına neden olmuÅŸ, yerine yenisini yapmadıkları için sanki gölde bir ÅŸey bir eksikmiÅŸ gibi geliyor insana.

Sındırgı'nın Emender Kaplıcaları
Gölcük çöpten kurtulmalı
Yine de karaçam ormanının tam göbeÄŸindeymiÅŸ hissi veren yemyeÅŸil ortam. Åžehir gürültüsünden, korna seslerinden, sirenlerden, kavga gürültüden uzak bir ortam, iki günlük de olsa nefes aldık. Yalnız geçen geliÅŸimize göre ortamın kötüye gittiÄŸini gördük. Simav-Gölcük tam bir çöplük olmuÅŸ, aklınıza gelen her türlü çöp yerlerde, yollarda, aÄŸaç diplerinde, naylonlar, kağıtlar, ıslak mendil atıkları, kömür tozları manzara dayanılır gibi deÄŸil ve bu insanlar bu çöplerine arasında gayet keyifle piknik yapıyorlar, namazlarını kılıyorlar. Biz çocukluÄŸumuzda “Temizlik imandan gelir” diye öğrendik ama! Sahipsiz kalmış Gölcük mesire alanı yazık! Bir de kendini bilmezler yeni bir oyun çıkarmışlar: “Asırlık karaçamlara kurÅŸun” Yaklaşık 700 yıldır her türlü doÄŸa koÅŸuluna karşı mücadele etmiÅŸ asırlık karaçam aÄŸacına kurÅŸun sıkan ve onun yaÅŸamasına yedi yüz yıl sonra müdahale eden beyinlere ne demeli!

Yedi yüz yaşındaki karaçam ağacına kurşun sıkan beyinler için ne demeli
Temizliği biz yaptık
Çadırlarımızı kuracağımız alanın temizliğini yaptık, ortada bir tek sigara izmariti bile bırakmadık. Asırlık karaçamların altına kurulan beş çadır gelip geçenlerin ilgi odağı oldu. Güneş çekilip yerini soğuk havaya bırakınca gölde, karaçam ağaçları ile baş başa kaldık. Kamp ateşinde tavuk ve köfteyi pişirip birer kadeh de rakı içtikten sonra keyfimiz yerine geldi. İlerleyen saatlerde sıcak sohbete daldığımızdan havanın iyice soğumaya başladığını ve dışarıda durmanın mümkün olmadığını anlayınca çadırlarımıza çekildik.

Sabah hava soğuk; Engin, Hürol ve Aykut varilin başında ısınmaya çalışıyor
Yıldızlar sanki oynaşıyor
Gecenin ortasında başımı çadırdan dışarı çıkardığımda milyonlarca yıldızın sanki bana göz kırptığını sandım. Hemen dışarı çıktım, ÅŸehir ışıklarından uzak olması nedeniyle bütün yıldızların gökte oynaÅŸtığı hissine kapıldım. SoÄŸuk havaya karşın dakikalarca gökyüzünü izledim, ‘saymak mümkün olsaydı’ diye düşündüm. Çadırlara baktım. Hürol DaÄŸdelen, Aykut Fırat, Sezer Altan ve Engin Yavuz derin uykudalar. Onlara seslenmek istedim, bu güzelliÄŸi kaçırmamaları için, bölmek istemedim tatlı uykularını…

Altıda ayaktayım
Sabah saat altıda kalktım, sıkı bir ÅŸekilde giyindikten sonra tüm arkadaÅŸların uyuduÄŸu bir saatte çalı çırpı topladım, kamp ateÅŸini canlandırmak için. AteÅŸ iyice yanmaya baÅŸladığında arkadaÅŸlara seslendim ve kahvaltıyı hazırladım. Onlar fotoÄŸraf çekmek için göl çevresini dolaşırlarken ben hem çay demledim, hem de Afyon Cumhuriyet sucuÄŸunu tavada piÅŸirdim. Masamız; Sezer Altan’ın getirdiÄŸi beÅŸ altı çeÅŸit peynir, domates, salatalık ve Sındırgı’nın köy ekmeÄŸiyle bir anda renklendi.

Çadırım tam on yıl hizmet etti. Ne yağmurlar, ne çamurlar, ne soğuklar, ne karlar gördü. Hepsinden de başarıyla çıktı. Ama yoruldu, dayanacak gücü kalmadı ve son kez Gölcük'de eşlik etti
Çadırımın son kampı
Kahvaltının ardından Hürol ile birlikte gölün çevresini turladık, bol bol fotoÄŸraf çektik, güneÅŸin de uygun ortam yarattığı güzellikleri objektifimize doldurduk. Ve en zor bölüme geldik, çadırları toplamak hep hüzünlü ya! On yıldır kullandığım çadırımın da son kampı oldu. Artık iyice eskidiÄŸi için çubukları kırıldı, yırtıkları çoÄŸaldı, ben de onu kamp ateÅŸine attım, birkaç dakika bizi ısıttı, sabah ayazında… Toplandık yola koyulduk, Eynal kaplıcalarına uÄŸradık, kadın ve erkek diye günlere ayrılmış. EÅŸinizle geldiÄŸinizde bir gün o girecek bir gün siz gireceksiniz. Kadın ayrı erkek ayrı, birlikte girmek yasak!

Emender kaplıcalarında üç havuz hizmet veriyor
Helva ve kuru fasulye
Simav’a doÄŸru giderken, seraların iyice çoÄŸaldığını çok geniÅŸ bir alana yayıldığını gördüm, iyi bir geliÅŸme, seracılıkta, sıcak termal suyu deÄŸerlendiriyorlar. Her zaman olduÄŸu gibi geleneksel alışveriÅŸimizi yaptık Simav’dan, helva ve o yöreye özgü kuru fasulye. Depremin ardından Simav’da pek eski bina kalmadı, gittikçe betonlaşıyor, yeni binalar, iÅŸ merkezleri, apartmanlar, yine de Anadolu kasaba havasını yitirmemiÅŸ ender ilçelerden. Hiç olmazsa kırmızı kiremitli çatıları duruyor… Geri dönüşte Sındırgı’da Ilıcalı Kaplıcasına (Emender) uÄŸradık. Belediye BaÅŸkanvekili Tuna Demir öğle yemeÄŸinde bize ev sahipliÄŸi yaptı, tesisleri gezdirdi, tesisin kuruluÅŸ öyküsünü anlattı. İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesi tarafından yapılan tesiste üç havuz var, 67 yatak kapasiteli ve 28 oda bulunuyor, ormanın içinde kurulmuÅŸ muhteÅŸem komple termal sosyal bir tesis.

Emender kaplıcaları
Sındırgı termal merkezi oluyor
Termal kaplıcaları ile her derde deva olan Sındırgı, son yıllarda yapılan yatırımlar ve art arda hizmete giren tesislerle yabancı turistlerin de göz bebeği olmuş. Balıkesir'in en eski yerleşim yerlerinden biri olan Sındırgı, termal turizmde adından söz ettiriyor. Dünyaca ünlü Emender ve Hisaralan kaplıcalarının yanı sıra özel bir şirketin kurduğu Obam ve 22 bin aileye hitap eden Laguna devre mülk sistemiyle dikkat çeken ilçede çok yakın zamanda 280 konutluk termal evler de hayata geçecek. 13 bin nüfuslu Sındırgı'yı termal turizmde bölgenin lideri konumuna getirecek gibi görünüyor.

Mini konser
Bu gezide Sezer’in eline düştük ya! YemeÄŸin ardından bizi bırakmadı. Tekrar düştük yollara Kocasinan köyüne. Köyün ortasında Sındırgı Belediyesi tarafından yapılan çınar aÄŸaçlarıyla kaplı kocaman bir parkta vatandaÅŸlarla buluÅŸtuk. Dertlerini, sıkıntılarını dinledik. Bize bir de sürpriz yaptılar. 60 yıldır köyün ve o bölgenin usta iki zurnacısı ve davulcusu meydanda mini bir konser sundu. Pek keyifliydi, Emir Özkurt, Selim Özkurt ve Cuma Sert, üç ustayı ayakta alkışladık. Dönüş yolculuÄŸu; Sındırgı, Kertil’de kahvehane sahibi yılların Veli Amcasına selam, çam ormanlarıyla kaplı virajlı yollardan Akhisar, yanmış ormanlarını üzülerek izlediÄŸimiz Manisa yoluyla İzmir, bir baÅŸka gezinin hayalleri ve yeni bir çadır.

Emender kaplıcalarının doğal ortamında kaplumbağalar özgürce yüzüyor

Gölün kenarında bulunan kırmızı kiremit kaplı ahşap binanın önünden uzanan ahşap köprü son yağışlar ile birlikte yıkılıp gitmiş, yerine yenisi de yapılmamış




Emender





















Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
Bazı bölgeler vardır, defalarca gitseniz de tadına doyamazsınız, her gittiÄŸinizde sanki ilk kez geliyormuÅŸ gibi keyif alırsınız, Simav Gölcük mesire alanı da böyle yerlerden biri. Hiç gündemimizde deÄŸildi; ama bir baktık ki, çadırları kuruyoruz, Göl manzaralı asırlık karaçam aÄŸaçlarının altına… Bu arada çadır sayımız beÅŸe çıktı. Aramıza taze bir gezgin daha katıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Koordinatörlerinden Sezer Altan, renkli kiÅŸiliÄŸi ile bizim bu kampımızın yeni yüzü oldu. Kamp öncesi ve sonrasında ev sahibi olarak bizi öyle bir ağırladı ki, tadına doyamadık.

Emender
Köy kahvaltısı Sezer’den
“Sındırgı” diye yola çıkmıştık fakat, arkadaşımız Sezer kahvaltıyı doÄŸup büyüdüğü Kocasinan köyünde yapmamız konusunda ısrar edince onu kıramadık. Kocasinan köyü, Sındırgı’dan sonra Bigadiç yolu üzerinde, Alevi yurttaÅŸların yaÅŸadığı sıcak, sevimli bir orman köyü. Ev yapımı incir ve çilek reçellerinin yanında annesinin yaptığı taze peynir ile bahçeden yeni koparılmış, domates, salatalık ve kavun eÅŸliÄŸinde kahvaltımızı ettik. Kahvaltıdan sonra Sındırgı Belediyesi’nin yenilediÄŸi, üstünü kapadığı cıvıl cıvıl pazaryerinden alışveriÅŸ yaptık. Gölcük’e doÄŸru yola koyulduk.

Asırlık karaçamlar çatımız oldu
Kaplıcalarıyla ünlü bu bölgede Eynal’dan sonra yeni tesisler de hizmete girmiÅŸ. Bu bölgenin geleceÄŸi kaplıcalarda, hem termal turizm hem de seracılık önemli ölçüde geliÅŸmiÅŸ, yeni yatırımlar ile büyümeye de devam edecek gibi görünüyor. Gölcük mesire alanına ulaÅŸtığımızda havanın sıcaklığı hepimizi bunalttı. Çadır kuracağımız alanı belirlemek için birkaç tur attık, sonunda gölün giriÅŸinde asırlık iki karaçam aÄŸacının altına kurmaya karar verdik. Son dönemdeki yağışlar göle ayrı bir renk katan ahÅŸap iskelenin yıkılmasına neden olmuÅŸ, yerine yenisini yapmadıkları için sanki gölde bir ÅŸey bir eksikmiÅŸ gibi geliyor insana.

Sındırgı'nın Emender Kaplıcaları
Gölcük çöpten kurtulmalı
Yine de karaçam ormanının tam göbeÄŸindeymiÅŸ hissi veren yemyeÅŸil ortam. Åžehir gürültüsünden, korna seslerinden, sirenlerden, kavga gürültüden uzak bir ortam, iki günlük de olsa nefes aldık. Yalnız geçen geliÅŸimize göre ortamın kötüye gittiÄŸini gördük. Simav-Gölcük tam bir çöplük olmuÅŸ, aklınıza gelen her türlü çöp yerlerde, yollarda, aÄŸaç diplerinde, naylonlar, kağıtlar, ıslak mendil atıkları, kömür tozları manzara dayanılır gibi deÄŸil ve bu insanlar bu çöplerine arasında gayet keyifle piknik yapıyorlar, namazlarını kılıyorlar. Biz çocukluÄŸumuzda “Temizlik imandan gelir” diye öğrendik ama! Sahipsiz kalmış Gölcük mesire alanı yazık! Bir de kendini bilmezler yeni bir oyun çıkarmışlar: “Asırlık karaçamlara kurÅŸun” Yaklaşık 700 yıldır her türlü doÄŸa koÅŸuluna karşı mücadele etmiÅŸ asırlık karaçam aÄŸacına kurÅŸun sıkan ve onun yaÅŸamasına yedi yüz yıl sonra müdahale eden beyinlere ne demeli!

Yedi yüz yaşındaki karaçam ağacına kurşun sıkan beyinler için ne demeli
Temizliği biz yaptık
Çadırlarımızı kuracağımız alanın temizliğini yaptık, ortada bir tek sigara izmariti bile bırakmadık. Asırlık karaçamların altına kurulan beş çadır gelip geçenlerin ilgi odağı oldu. Güneş çekilip yerini soğuk havaya bırakınca gölde, karaçam ağaçları ile baş başa kaldık. Kamp ateşinde tavuk ve köfteyi pişirip birer kadeh de rakı içtikten sonra keyfimiz yerine geldi. İlerleyen saatlerde sıcak sohbete daldığımızdan havanın iyice soğumaya başladığını ve dışarıda durmanın mümkün olmadığını anlayınca çadırlarımıza çekildik.

Sabah hava soğuk; Engin, Hürol ve Aykut varilin başında ısınmaya çalışıyor
Yıldızlar sanki oynaşıyor
Gecenin ortasında başımı çadırdan dışarı çıkardığımda milyonlarca yıldızın sanki bana göz kırptığını sandım. Hemen dışarı çıktım, ÅŸehir ışıklarından uzak olması nedeniyle bütün yıldızların gökte oynaÅŸtığı hissine kapıldım. SoÄŸuk havaya karşın dakikalarca gökyüzünü izledim, ‘saymak mümkün olsaydı’ diye düşündüm. Çadırlara baktım. Hürol DaÄŸdelen, Aykut Fırat, Sezer Altan ve Engin Yavuz derin uykudalar. Onlara seslenmek istedim, bu güzelliÄŸi kaçırmamaları için, bölmek istemedim tatlı uykularını…

Altıda ayaktayım
Sabah saat altıda kalktım, sıkı bir ÅŸekilde giyindikten sonra tüm arkadaÅŸların uyuduÄŸu bir saatte çalı çırpı topladım, kamp ateÅŸini canlandırmak için. AteÅŸ iyice yanmaya baÅŸladığında arkadaÅŸlara seslendim ve kahvaltıyı hazırladım. Onlar fotoÄŸraf çekmek için göl çevresini dolaşırlarken ben hem çay demledim, hem de Afyon Cumhuriyet sucuÄŸunu tavada piÅŸirdim. Masamız; Sezer Altan’ın getirdiÄŸi beÅŸ altı çeÅŸit peynir, domates, salatalık ve Sındırgı’nın köy ekmeÄŸiyle bir anda renklendi.

Çadırım tam on yıl hizmet etti. Ne yağmurlar, ne çamurlar, ne soğuklar, ne karlar gördü. Hepsinden de başarıyla çıktı. Ama yoruldu, dayanacak gücü kalmadı ve son kez Gölcük'de eşlik etti
Çadırımın son kampı
Kahvaltının ardından Hürol ile birlikte gölün çevresini turladık, bol bol fotoÄŸraf çektik, güneÅŸin de uygun ortam yarattığı güzellikleri objektifimize doldurduk. Ve en zor bölüme geldik, çadırları toplamak hep hüzünlü ya! On yıldır kullandığım çadırımın da son kampı oldu. Artık iyice eskidiÄŸi için çubukları kırıldı, yırtıkları çoÄŸaldı, ben de onu kamp ateÅŸine attım, birkaç dakika bizi ısıttı, sabah ayazında… Toplandık yola koyulduk, Eynal kaplıcalarına uÄŸradık, kadın ve erkek diye günlere ayrılmış. EÅŸinizle geldiÄŸinizde bir gün o girecek bir gün siz gireceksiniz. Kadın ayrı erkek ayrı, birlikte girmek yasak!

Emender kaplıcalarında üç havuz hizmet veriyor
Helva ve kuru fasulye
Simav’a doÄŸru giderken, seraların iyice çoÄŸaldığını çok geniÅŸ bir alana yayıldığını gördüm, iyi bir geliÅŸme, seracılıkta, sıcak termal suyu deÄŸerlendiriyorlar. Her zaman olduÄŸu gibi geleneksel alışveriÅŸimizi yaptık Simav’dan, helva ve o yöreye özgü kuru fasulye. Depremin ardından Simav’da pek eski bina kalmadı, gittikçe betonlaşıyor, yeni binalar, iÅŸ merkezleri, apartmanlar, yine de Anadolu kasaba havasını yitirmemiÅŸ ender ilçelerden. Hiç olmazsa kırmızı kiremitli çatıları duruyor… Geri dönüşte Sındırgı’da Ilıcalı Kaplıcasına (Emender) uÄŸradık. Belediye BaÅŸkanvekili Tuna Demir öğle yemeÄŸinde bize ev sahipliÄŸi yaptı, tesisleri gezdirdi, tesisin kuruluÅŸ öyküsünü anlattı. İstanbul BüyükÅŸehir Belediyesi tarafından yapılan tesiste üç havuz var, 67 yatak kapasiteli ve 28 oda bulunuyor, ormanın içinde kurulmuÅŸ muhteÅŸem komple termal sosyal bir tesis.

Emender kaplıcaları
Sındırgı termal merkezi oluyor
Termal kaplıcaları ile her derde deva olan Sındırgı, son yıllarda yapılan yatırımlar ve art arda hizmete giren tesislerle yabancı turistlerin de göz bebeği olmuş. Balıkesir'in en eski yerleşim yerlerinden biri olan Sındırgı, termal turizmde adından söz ettiriyor. Dünyaca ünlü Emender ve Hisaralan kaplıcalarının yanı sıra özel bir şirketin kurduğu Obam ve 22 bin aileye hitap eden Laguna devre mülk sistemiyle dikkat çeken ilçede çok yakın zamanda 280 konutluk termal evler de hayata geçecek. 13 bin nüfuslu Sındırgı'yı termal turizmde bölgenin lideri konumuna getirecek gibi görünüyor.

Mini konser
Bu gezide Sezer’in eline düştük ya! YemeÄŸin ardından bizi bırakmadı. Tekrar düştük yollara Kocasinan köyüne. Köyün ortasında Sındırgı Belediyesi tarafından yapılan çınar aÄŸaçlarıyla kaplı kocaman bir parkta vatandaÅŸlarla buluÅŸtuk. Dertlerini, sıkıntılarını dinledik. Bize bir de sürpriz yaptılar. 60 yıldır köyün ve o bölgenin usta iki zurnacısı ve davulcusu meydanda mini bir konser sundu. Pek keyifliydi, Emir Özkurt, Selim Özkurt ve Cuma Sert, üç ustayı ayakta alkışladık. Dönüş yolculuÄŸu; Sındırgı, Kertil’de kahvehane sahibi yılların Veli Amcasına selam, çam ormanlarıyla kaplı virajlı yollardan Akhisar, yanmış ormanlarını üzülerek izlediÄŸimiz Manisa yoluyla İzmir, bir baÅŸka gezinin hayalleri ve yeni bir çadır.

Emender kaplıcalarının doğal ortamında kaplumbağalar özgürce yüzüyor

Gölün kenarında bulunan kırmızı kiremit kaplı ahşap binanın önünden uzanan ahşap köprü son yağışlar ile birlikte yıkılıp gitmiş, yerine yenisi de yapılmamış




Emender





















Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
"Işık Teoman" bütün yazıları için tıklayın...