DİREN FOÇA BÖLÜNME / Seyfi GÜL
Seyfi GÜL

Seyfi GÜL

DİREN FOÇA BÖLÜNME



Çocukluğumdan beri gelip gittiğim, 12 yıldır aralıksız ve de pekte bir yerlere gitme ihtiyacı duymadan yaşadığım Foça seçim süreciyle birlikte karakter değiştirir bir havaya büründü. Bazı eski dostların bile arasına karakedi girdi. Selam sabah ya kesildi, ya zorakiye döner oldu.

Oysa biz dilimiz döndüğünce bu dünya güzelini, sabah kalktığında, herkesin gördüğü herkese “Günaydın” diyebildiÄŸi, bir tahta iskelede, bir bankta yan yana düştüğü kiÅŸiyle kaygısız korkusuz muhabbet edebildiÄŸi, sokak çeÅŸmelerinde “acelen varsa önce sen buyur” denilip sıraların verildiÄŸi, ruhunda sevgi, doÄŸasında sanat, yüreÄŸinde güzellikler taşıyan insanların kenti diye anlatırız.

Her güzelin kusuru var tabii. Bu dünya güzelinde de yaşadığının farkında olmayanlar, arkadaşına kazık atanlar, dolandıranlar, kentini provakasyon malzemesi olarak kullananlar, meslektaşını gammazlayanlar, üçü beşi geçmeyen dedikoducu grubuyla can dostların bile arasına nifak sokup, çıkan şamataya karşıdan bakarak kıs kıs gülenler var.

Onlar ki ayrımcılıkta sınır tanımazlar. Foça’da doÄŸanlar doÄŸmayanlar, ana karadan gelenler, adalardan gelenler, Limni’den gelenler, Midilli’den gelenler, Girit’ten gelenler, önceden gelenler sonradan gelenler, kentten gelenler, köyden gelenler… Uzatır giderler.

Mimar Ercüment Kuyumcu festival kapsamındaki bir söyleÅŸide, bu ayrımcılığa dikkat çekti, “Neo Mübadiller” kavramını ortaya attı ve dedi ki “Bu neo mübadilleri Foça’nın siyasi, sosyal ve kültürel yaÅŸamına bir ÅŸekilde dahil etmeliyiz. Aralarında ÅŸehir plancıları, tıp doktorları, mühendisler, sanatçılar, yazarlar, doçentler, profesörler var. Bu yetiÅŸmiÅŸ, konularında uzman ve az bulunur insanlardan yararlanmalıyız. Kaliteyi yükseltmek için siyasi hayata da katmalıyız. Foça’da iki siyasi oluÅŸum vardır. Bir tanesi paramparçadır. Ne olduÄŸu belli deÄŸildir. Bir isim üzerine gider. DiÄŸeri örgütlü bir yapıdır. Yerelde iktidar partisidir. Ve bu partide hemen hemen hiç neo mübadil yoktur. Kimseye teklif verilmemiÅŸtir. Hiçbir ÅŸekilde onlardan faydalanılmaz. Kendi içinde kapalı bir kutudur. DiÄŸer siyasi oluÅŸumlar için de durum çok farklı deÄŸildir.”

Yani; bu ne şekilde olursa olsun gelenler, özellikle siyasi erk içine alınmazlar. Bu havayı koklayan yetişmiş kişiler de, bu ortama girmek istemezler.

O Foçalı, bu deÄŸil fitnesi beni Atatürk’ün “ Ne Mutlu Türküm Diyene” sözüne götürür. O kaynaÅŸtırma tümcesini ırkçı milliyetçi ÅŸoven bir anlama bürüyenlerle Foçalıyı ayrı vagonlara bindirenler sanki aynı akla hizmet ediyor gibi gelir.

Siyasi ikbal için olmayacak iÅŸbirliklerine girenler, dün omuz omuza yürüdüklerini bugün yerin dibine sokanlar, “Aynı siyasi oluÅŸum içinde de olsa rakibim düşmanımdır. Ayrı siyasi anlayıştan da olsa düşmanımın düşmanı dostumdur” diyerek satılık kalemlerin silahlarına mermi sürenler Foça’ya en büyük kötülüğü yapmaktadır. Unutmamalıdırlar ki o silahlar dönüp bir gün kendilerini vuracaktır.

Provokasyonla, dedikoduyla, fitneyle, fesatla, nifakla olan sadece Foça’ya olur. 1900’lü yılların az geliÅŸmiÅŸ kasabalarının o ÅŸundan, bu bundan, o ÅŸucu, bu bucu ayrımcılığına, birbirlerini görünce başını öte yana çevirenlerin devrine dönülür.

Bu seçimi eninde sonunda biri baÅŸkan, 15’i meclis üyesi toplam 16 kiÅŸi kazanacaktır. Foça hiç kimsenin aklına ihtiyaç duymadan adaylar arasından en doÄŸru bildiklerini seçecek eÄŸitimli ve olgun seçmenlere, o seçmenler de görevini yapmayan seçilmiÅŸleri alaÅŸağı edecek güce sahiptir.

Bu seçimde hangi partiden olursa olsun, aday adaylığı sürecini aşıp aday olanların dahi işleri kolay olmayacaktır. Çünkü Foça her zamankinden daha fazla ne istediğini bilen ve ne yapılması gerektiğini bangır bangır söyleyen bir yapıya gelmiştir.

Kalıcı kırgınlıklara neden olacak söylem ve eylemlerden kaçınmak, bunlara çanak tutanlara prim vermemek siyasi ve siyaset dışı her Foçalının önceliği olmalıdır.

Sözümüzü son günlerin toplumsal söylemiyle bağlayalım.

Diren Foça.

Doğanıyla, geleniyle, mübadili, neo mübadiliyle bu dünyanın en güzel ikliminde ve en güzel gökyüzünün altında kurulmuş kent. Huzurun kaçmasına, dostlukların bozulmasına, merhabaların kesilmesine izin verme.

Diren.

Bölünme.


Seyfi GÜL




25 Eylül 2013 Çarşamba / 2401 okunma



"Seyfi GÜL" bütün yazıları için tıklayın...