Pelerinli Foça / Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Nurdan ÇAKIR TEZGİN

Nurdan ÇAKIR TEZGİN

Pelerinli Foça



Tanıyorum artık onu, ne zaman burun deliklerini istemsiz kıpırdatsa, kulak kesilse boşluğun çokluğuna tamam diyorum, yine o aynı kokuyu alıyor! Senin, sana özgü olan yağmurunu. Ciğerlerine çektiğin soluk dumanlı, ıslak griliği...

Gri havaların güneÅŸi sakladığı gün ikindilerindeyiz yine…

Burnumuza çarpan sarsak üç beş damla içimizi gıcıklıyor, sokuluyoruz yanımızdakine. Sonra, adımlarımız da ıslak damlalar gibi çabuklaşıyor. Asıldığımız kol hep dost kolu. Hep aynı çocuksu kıpırtılarla koşuyoruz palmiyenin altına. Hep böyle, hep böyle işte! Dahası yok.

Palmiyenin altına doluÅŸmuÅŸsunuz et ete. Can cana. Komik ÅŸeyler anlatıyor balıkçı Hüseyin, bir diÄŸeri sigarasını üflüyor ötekinin yüzüne, tatlı küfürleÅŸmeler gırla…

Biliyorsun sen o manzarayı. Bütün o bildik ÅŸeyleri, gözlerini kırpıp yaÄŸmur buÄŸusu camın ardından izlediÄŸini biliyorum. Denizin tuzuyla buluÅŸan damlaların her birine bin bir umut baÄŸladığını da…

Son yıllarda epey eksildik, ne çabuk cartayı çekiyoruz birader! Buncacık ömür için mi her ÅŸey? GüneÅŸ açsa bunlar da gelmeyecek aklıma ya… Suç mu dersin günah mı, hepsi yaÄŸmurun. YaÄŸmasa yaÄŸmur patlamasa fırtına kimin aklına gelir ölüm densizliÄŸi!

BoÅŸ ver. BoÅŸ ver sen bütün bunları, hatırladın mı kıyı tentelerinin altında korunuyoruz derken sırtımıza kurÅŸun gibi iÅŸleyen ıslaklığı? Saçak altlarında ne muhabbetler koyulturduk kaçan bir ÅŸeylerin tutuÅŸumuyla. O bir ÅŸeyler ki, hep bu kenti hatırlatır; “YaÄŸmur da Foça bir baÅŸkadır” dedirtir susarız, çünkü sözcükler hep yavandır…

Islak Foça’yı kolları kısa gelen bir hırkaya benzetirdim ya, utandım inan. Foça, olsa olsa düşlerde kocaman bir pelerin olur. Her ÅŸeyi kavrayan, tüm çirkinlikleri güzelleÅŸtiren, olmayanı olduran büyülü bir pelerin.

Ah yağmur, yoksa sen Foça sihirbazı mısın?





Nurdan ÇAKIR TEZGİN




23 Kasım 2013 Cumartesi / 3528 okunma



"Nurdan ÇAKIR TEZGİN" bütün yazıları için tıklayın...