HASSAS KONULAR / Seyfi GÜL
Seyfi GÜL

Seyfi GÜL

HASSAS KONULAR



Bir süre önce ilçemiz FevzipaÅŸa Mahallesi’nden bir grup rahatsız oldukları ancak hassasiyetine binaen rahat konuÅŸamadıkları bir konuda yardımcı olmamı istediler. Konu ezanı duymadıkları için bazı vatandaÅŸların talebi ve maddi katkılarıyla yapılan telsiz hoparlörlerin yerleÅŸtirildiÄŸi yerler ve sesinin aşırı açılması. Mahallede evi olan iki gayrimüslimin bu yerleÅŸtirmenin kendilerine kasıtlı olarak yapıldığı kanısıyla ve sırf bu nedenle evlerini satışa çıkardıklarını, hatta birinin satış iÅŸlemini tamamlayarak ilçeyi terk ettiÄŸini iddia ettiler.

Ezandan değil ama sesin aşırı açılmasından rahatsız olduklarını özellikle belirten gruba, yetkililere başvurdunuz mu, haber olarak kamuoyuna bu durumu duyurmamız için elimizde belge olması gerektiğini, bu dileklerini ancak fotoğraf, görüntü ve isim vererek haberleştirebileceğimizi belirttim. Resmi makam veya bazı kesimlerin tepkilerinden korktuklarını açıkça söylediler ve habere konu olmaktan vazgeçtiler.

İkinci hassas konu PerÅŸembe’leri Cuma’ya baÄŸlayan gecelerde yatsı ezanından önce sala (halk deyimiyle sela) okunmaya baÅŸlanması.

İlçemizde ilk uygulama 28 Kasım 2013 PerÅŸembe akÅŸamı baÅŸladı. Hava çoktan kararmış, akÅŸam geceye kavuÅŸmuÅŸ, yatsı vaktine dakikalar kalmışken, Foça semalarında sela sesleri yankılandı. Cenaze öncesi ve Cuma günleri okunan dışında sela verilmesine alışkın olmayan vatandaÅŸlar “bu saatte cenaze olmaz hayırdır inÅŸallah” diyerek ÅŸaÅŸkınlıklarını dile getirirken, sosyal medya çalkalanmaya baÅŸladı. Bunlar tarikatların ayak sesleri, Atatürk’ü silmenin iÅŸaretleri yorumlarının ardına durumu, izah etmeye çalışanlarla, açıkça din-dinsiz tartışmasına sokanlar takıldı.

Ertesi gün (29 Kasım 2013 Cuma günü) hutbe arasında cemaate; uygulamanın İzmir Müftülüğü’nün talimatıyla baÅŸladığı, Cuma’yı hoÅŸ karşılamak amacıyla PerÅŸembe’yi Cuma’ya baÄŸlayan gecelerde yatsı ezanından 15 dakika önce sela verileceÄŸi duyuruldu.

Bu kez “bu zamana kadar yanlış mı yapılıyordu, her müftü deÄŸiÅŸtiÄŸinde müftüye has yeni uygulamalar mı gelecek” yorumları geldi.

Burada Foça’dan Diyanet İşleri’ne Daire BaÅŸkanı olarak giden eski Foça müftüsü Selahaddin Çelebi’yi anacağım. Bilgilendirmenin önemini, vatandaÅŸ ve basınla kurduÄŸu iyi ve yakın iliÅŸkilerle çok iyi gösteren Çelebi uygulamaları ve projeleri hayata geçirmeden önce direkt ya da bizler aracılığıyla kamuoyuna duyurma hassasiyeti gösterirdi. Bu da olabilecek tartışmaları baÅŸtan cevaplamak gibi bir ayrıcalık saÄŸlardı ona. Kulakları çınlasın.

Sela’nın hangi günler ve durumlarda verileceÄŸine dair çeÅŸitli internet sitelerinde güvenilir-güvenilmez açıklamalar var. Ancak yetkili makamın bu ve baÅŸka benzer yeni uygulamalar olacaksa kamuoyuna önceden bilgi vermesinde de fayda var. İnanç ve anlayışlara saygı ve bilmemezlikten gelen tepkileri baÅŸtan savuÅŸturmak, çıkabilecek yangınlara sebebiyet vermemek için.

SİYASET HIZ KESMİYOR

Seçim atmosferine kendini hayli kaptıran Foça siyaseti hız kesmiyor. Aralık yeni gelişmelere ve açıklamalara gebe. Önseçim, temayül yoklaması, sandık, merkez, aday, ahbap çavuş en çok kullanılan kelimeler listesinde atbaşı gidiyor.

KÜSTÜM ÇIK FACE’İMDEN

Bir zamanlar “oynamıyorum ver misketlerimi” vardı. Devir deÄŸiÅŸti yerini “seni face’imden atarım” aldı.

Åžaka gibi de deÄŸil. Facebook kültürü diye bir ÅŸey hayatımıza iyice yerleÅŸti. Gazetelere, televizyonlara, dergilere, kitaplara düşkün deÄŸiliz, face’e olduÄŸu kadar. Haberler için face’i açıyoruz. Bazen her ÅŸeyden önce oraya düşüyor haber. Mesaj almak, vermek, yazışmak, görüntülü, görüntüsüz görüşmek, tartışmak. Onsuz olmuyor.

Hey gidinin PTT’si (ÅŸimdi deÄŸiÅŸik hizmetlerle yeni bir boyut kazansa da) pabucun bu kadar mı dama atılacaktı. Sen ki 5 dakika telefon görüşmesi için 5 saat kuyrukta bekleten. Sen ki telgraflarımızı 3 gün sonra yerine ulaÅŸtıran. Sen ki mektuplarımızı kaybeden. Gör iÅŸte. Allahın sopası yok. Böyle yapar adamı.

Chat, Messenger, Skype, paralıya dönüştürülen internet telefonları ne çabuk devre dışı kaldınız.

Twitter, Linkedin ve diğerleri daha bir başka. Kolayı ve çeşidi boluyla varsa yoksa face.

Anmalar, anılmalar onda, eylemler, etkinlikler onda, fotoğraflar, videolar, fanlar, hayranlar onda, herkesin ajandasını aynı anda o tutuyor. Sevinçler, kutlamalar olduğu gibi kızgınlıklar, dargınlıkların gösterilme mekanı da face.

KonuÅŸma kültürümüze de bir ÅŸeyler oldu. Birini eleÅŸtirdin mi, tepkisi, silerim face’ini. Çok mu kızdırdın nah görürsün face’imi. Saklanacak bir ÅŸeyin mi var engellerim face’ini.

Sosyal paylaşım sitesi ama kimin kiminle dost, kimin kiminle sırdaş, kimin kiminle kanki olduğunu göstermek için de ayna. Aynı yerde yaşayan, benzer işleri yapan, aynı statüde olan, hatta hısım akraba olan ve dahi aslında mantıken birbirini görmesi ve listesinde olması gerekenlerden her kim yok ise aralarında problem var demektir. Bu öyle nettir ki aralarındaki problem şöyle böyle değil bir hayli ciddi bir problemdir.

Ya hiç baÅŸlamayın Ya da Face’inden olmak istemediÄŸiniz birini aman kızdırmayın. Ekranınız kararmasın.


Seyfi GÜL




3 Aralık 2013 Salı / 2317 okunma



"Seyfi GÜL" bütün yazıları için tıklayın...