KIŞ GELDİ GRİP GERDİ
Kış geldi… Muhalefet, soğuk hava dalgasını protesto etti. İyi de etti. Çünkü grip salgını bizi gerdi. Duvarlara “Ellerimizi yıkayalım” ve “İstirahat edelim” yazılı afişler asıldı. Bu nasıl demokrasi? Benim elimi tek başıma yıkama ve tek başıma istirahat etme özgürlüğüm yok mu? Bir başkasıyla birlikte istirahat etmek zorunda mıyım? Şimdi Sayın Bakanımıza buradan sesleniyorum… Ben şahsen, toplu sözleşmeye de toplu sevişmeye de karşıyım. Durum böyleyken, benden neden ilaç, reçete ve muayene katılım payı kesiliyor?
Kafama takılan bir şey daha var. Meteoroloji don uyarısında bulunmak zorunda mı? Lütfen yapmasın, tahrik oluyoruz. Ne olacak bizim halimiz? Aldığımız ilaçlar çok uyku veriyor. Bu yüzden, geçen gün doktorla takıştım. Yemin etti, “Ben sana uyku ilacı değil, dizi film yazdım” dedi. Olmaz böyle şey! Hangi diziyi izleyeceğimizi de yazması lazım. Dizi dizi dizilip, her akşam 4 dizi izleyince sabah kalkamıyoruz.
Gribe karşı “Dengeli beslenin” diyorlar. Kendimi, tek ayak üzerinde yemeğe ve su içmeye alıştırdım. Yine de gribe yakalandım. Aile hekimimiz, “Grip, samimiyetten bulaşır” diyerek, randevu vermiyor. Verdiği zaman, endoskopi, kolonoskopi, labroskopi istiyor. Filim mi çeviriyoruz, anlamadım. Kendisinden şikayetçiyim.
Grip olanların neden maske takmadığını biliyorum. Çünkü maskeler karaborsada. Merdiven altı maske üreticileri türedi. Evlerde de bir kargaşa yaşanıyor. Kimse kimseyi tanımıyor. Adının açıklanmasını istemeyen bir dostum; “Ahmet Bey, ev halkını sayıyorum sayıyorum bir kişi fazla çıkıyor” diyor. Yoksa bütün bunlar kıyamet alametleri mi? Ayrıca maskeler çok kalitesiz. Bir standart getirilmesini istiyoruz. Çünkü nefes alamıyoruz. Konuşamıyoruz, konuştuğumuzu anlamıyoruz. Kankamızı bile tanıyamıyoruz. Turistler bizden öcü görmüş gibi kaçıyor. Yemek yerken, maskesini yutup, boğulanlar var. Maskeyle sigara içemiyoruz. Biri içmeye kalktı, mahalleyi yaktı. Maske yüzünden öpüşemiyoruz. Ne var ki sevişebiliyoruz, çok şükür…
|
