ISSN 1308-8483
BİNALİ ZİLELİ BALBAY FOÇA SOKAKLARINDA / Seyfi GÜL
Seyfi GÜL    
  Yayın Tarihi: 3.2.2014    


BİNALİ ZİLELİ BALBAY FOÇA SOKAKLARINDA

Nihayet bir aşama geçildi. Yasal süre bitene kadar başka aday çıkmazsa yeni beş yılın Foça’sını şekillendirecek ya da şekilsiz bırakacak isimler belli oldu. Doktor, mühendis, ekonomist, esnaf, asker, esnaf –işadamı etiketli adaylar kimi sessiz sedasız, kimi seçim şarkılarıyla gümbür gümbür arenaya çıktı. Büyük boy posterler meydana, sokaklara hala tanımayan varsa cemalimizi görsün denilerek asıldı. Bayraklar donanmaya başladı.

CHP ve AKP istifalarla kamuoyuna bir başka türlü ses verdiler. Her ikisinden de adayı onaylamayan kişiler-kitleler ben bu işte sizinle değilim diyerek ayrıldılar. Samimiyetlerini ancak kendileri bilir ya, azda olsa “partim için, ülkem için” diyerek yeniden yuvaya dönenler de oldu. Tabii onları hoş karşılayanlar da, ağırca eleştirenler de…

Bir fırtına dindi. Bir diğerine güç topluyor. Meclis üyesi adayları için gizliden, açıktan karar vericilerin kapıları aşındırılıyor. Onlar açıklandığında fırtına ne güç toplamış ortaya çıkacak.

Seçim döneminde partili olmanın dezavantajlarından çok avantajı olduğu da işin başlangıcı sayılabilecek şu günlerde bile uygulamalı olarak görülüyor. Parti disiplinine uymak ve parti söylemlerinin dışına çıkamamak dezavantaj sayılırsa, onları fazlasıyla dengeleyecek bir sürü avantajı da partinin adaya sağladığı bir gerçek. Devletin yardımı, parti gelirleri, aidatlar, bağışlarla sürekli bir maddi güç bulunduran partiler, adaylarını seçimlere hem parasal, hem de üyelerinin fiziki güçleriyle destekleyerek hazırlıyorlar. Aslında her biri sokaklara meydanlara bu güçlerini göstermek için çıkıyorlar.

Bağımsız adayların işleri bu açıdan bakılınca da oldukça zor. Her şeyi cebinden karşılamak. Afişini, bayrağını, pankartını hazırlatmak, astırmak. Ses düzenlerinden, propaganda şarkılarına her şeyi kendine has, kendine özel yaptırmak. Hesaba kitaba dayalı dünyada, kendisine yakın görünenleri hep yola çıkıştaki inançla çevresinde tutabilmek. Gerçekten zor…

Seçimi şenlendiren, hareketlendiren ve yönlendiren unsurlardan en önemlisi de yerel adayın mahalline gelerek ondan daha fazla ses getiren parti önderleri, önde gelenleri.

Bu anlamda şimdiden üç isimle müşerref olduk bile. Binali Yıldırım, Ümit Zileli ve Mustafa Balbay. Foça sokaklarında volümü yükseltiverdiler.

AKP Yıldırım’la, kimine göre Belediye kimine göre Demokrasi Meydanı denilen, kimine göre Foça’nın simgesi sanat eserleri, kimine göre Foça’nın ucubeleri olarak nitelenen grifonlu, atbaşlı, sütunlu alan yerine kuyumcu Birtan’ın dükkanının önündeki küçük alanda ilk gösterisini yaptı. Parti yetkilileri dışarıdan arabalarla adam taşımadık, hepsi Foçalı deseler de görüntü kendilerini de memnun etmedi. Yıldırım, Doktor Salih Keleş’i devlet erkini elinde bulunduran, onbir yıldır aynı bakanlık koltuğunda hüküm sürmüş, maddi manevi gücü arkasına almış, ancak 17 Aralık operasyonlarıyla törpülenmiş bir ruh haliyle takdim etti.

Sokaktaki dertli vatandaş, umar olur diye, derdini seçim döneminde de olsa soran Yıldırım’a anlattı.

Vatandaş hem anlattı, hem ardından “ Derdimi Umman’a döktüm Asuman’a İnledim” demekten de kendini alamadı. Kolay mı? Memleketin her ilinde, ilçesinde, beldesinde, mahallesinde, sokağında, kişisinde dert var. (Eski) Bakanın kara kaplısı yaza yaza şişmiştir. Hangisine öncelik verecek, hangisine sıra gelecek.

Dilek ve şikayet dinleyen Yıldırım’a bir tek Ali Haydar Çelebi, Diyojenvari bir istekte bulundu. Çelebi “Gölge etme başka ihsan istemem” “Bürokrasi bize engel olmasın, başka bir şey istemiyoruz” diyerek hem orada bulunanları güldürdü, hem de kendince bir yerlere mesajını gönderdi.

Seçim aracını sokaklara ilk salan İşçi Partisi’nin destekçisi Ümit Zileli de Foça sokaklarını renklendiren isimlerden biri oldu. Kendisi de aynı partiden Şişli Belediye Başkan adayı olan Zileli, her toplumsal olayda tepki koyan, Silivri mahkemelerine destek için yollara düşen, Gezi kuşağında eylemsiz gün geçirmeyen, kimilerince küçük bir grup olarak nitelense de, duran adamlarıyla bile sahadan hiç ayrılmayan Foça’nın İşçi Partililerini yalnız bırakmadı. Zileli, Yavuz Efe’yle o her şeye pratik ve ucuz çözümler üreten üyelerin icadı mobil kürsüye birlikte çıktı. “Deniz Kuvvetlerini yok ettiler. Hava Kuvvetleri’ni de. Kara Kuvvetleri’nin hali başındakinden belli. Hepsini yeniden kuracağız” dedi. Memlekete bir başka pencereden baktı. Bir başka söylemle Sevgi Yolundan Küçükdeniz’e yürüdü.

Ve Foça’nın ilk peryotta son ziyaretçisi Mustafa Balbay oldu. Dikili ve Çandarlı’dan zor ayrılan, iki saat gecikmeli ulaştığı Foça’da karşılayanları arasında yüzlerce CHP’li ile birlikte, CHP’ye etkili muhalefet yapmadığı ve bir türlü iktidar olamadığı için kızanlar da vardı. Gazeteci yazar kimliğiyle, hapisliğiyle, vekilliğiyle kitlelerin tanıdığı Balbay coşkuyla girdiği, izdihamla çıktığı Reha Midilli Kültür Merkezi’nde başka kimliklerini de ortaya serdi. “Demir parmaklıklar arasından ya çürüyerek ya yürüyerek çıkılır” hapishane atasözünü hatırlatan Balbay” ben size koşarak geldim” derken gözlerinin içi gülüyordu. Çıkalı “48 gün oldu ama mikrofonu 71. kez elime alışım” derken ve salondan gelen laflara anında dönerken politikaya ısındığını da gösteriyordu. “Bu çileyi çektikten sonra iki yol vardır. Ya aileni, ya davanı seçersin. Ben ikisinden de vazgeçmeyeceğim” sözlerinde “Benim çocuklarım tüm Türkiye’nin gözleri önünde acı içinde büyüdü”nün ağır etkilerini hissettiriyordu. Balbay “Bu sefer olmadı, Foça’ya yine geleceğim. Günbatımı için. Sizin için”lerin ardından Ege ağzıyla salona tekrarlattığı “Bunu saymeycem, bunu saymeyoz” sözleriyle gönülleri kazanarak gitti.

Üç aday parti ve partili desteğiyle ilk önemli görsellerini sundular. Önümüzdeki hafta sonu Fahrettin Saç ve BBP’den bir etkinlik gündemde. Haluk Bozkurt’lu DP’de, Serdar Mersin’li MHP’de oldukça temkinli bir beklemede.

20 yıldır partide almadığı görev kalmamış, adı partiyle özdeşleşmiş, kırgınlık ve kızgınlıkla çıktığı yeni yolun, kendisine yüklediği maddi manevi yüklerin ve seçilse bile yaşanması muhtemel zorlukların mutlak farkında olan bağımsız aday Osman Mert “kalan sağlar bizimdir”le yola devam ediyor.

Foça dalgalandı da, duruluvedi. Gene çalkalancek mi. Böylemi kalcek..Hele Meclis adayları da bir çıkıvesin.

Ne olcek. Göcez.


Seyfi GÜL



1807










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)