BİNALİ ZİLELİ BALBAY FOÇA SOKAKLARINDA / Seyfi GÜL
Seyfi GÜL

Seyfi GÜL

BİNALİ ZİLELİ BALBAY FOÇA SOKAKLARINDA



Nihayet bir aÅŸama geçildi. Yasal süre bitene kadar baÅŸka aday çıkmazsa yeni beÅŸ yılın Foça’sını ÅŸekillendirecek ya da ÅŸekilsiz bırakacak isimler belli oldu. Doktor, mühendis, ekonomist, esnaf, asker, esnaf –iÅŸadamı etiketli adaylar kimi sessiz sedasız, kimi seçim ÅŸarkılarıyla gümbür gümbür arenaya çıktı. Büyük boy posterler meydana, sokaklara hala tanımayan varsa cemalimizi görsün denilerek asıldı. Bayraklar donanmaya baÅŸladı.

CHP ve AKP istifalarla kamuoyuna bir baÅŸka türlü ses verdiler. Her ikisinden de adayı onaylamayan kiÅŸiler-kitleler ben bu iÅŸte sizinle deÄŸilim diyerek ayrıldılar. Samimiyetlerini ancak kendileri bilir ya, azda olsa “partim için, ülkem için” diyerek yeniden yuvaya dönenler de oldu. Tabii onları hoÅŸ karşılayanlar da, ağırca eleÅŸtirenler de…

Bir fırtına dindi. Bir diğerine güç topluyor. Meclis üyesi adayları için gizliden, açıktan karar vericilerin kapıları aşındırılıyor. Onlar açıklandığında fırtına ne güç toplamış ortaya çıkacak.

Seçim döneminde partili olmanın dezavantajlarından çok avantajı olduğu da işin başlangıcı sayılabilecek şu günlerde bile uygulamalı olarak görülüyor. Parti disiplinine uymak ve parti söylemlerinin dışına çıkamamak dezavantaj sayılırsa, onları fazlasıyla dengeleyecek bir sürü avantajı da partinin adaya sağladığı bir gerçek. Devletin yardımı, parti gelirleri, aidatlar, bağışlarla sürekli bir maddi güç bulunduran partiler, adaylarını seçimlere hem parasal, hem de üyelerinin fiziki güçleriyle destekleyerek hazırlıyorlar. Aslında her biri sokaklara meydanlara bu güçlerini göstermek için çıkıyorlar.

Bağımsız adayların iÅŸleri bu açıdan bakılınca da oldukça zor. Her ÅŸeyi cebinden karşılamak. AfiÅŸini, bayrağını, pankartını hazırlatmak, astırmak. Ses düzenlerinden, propaganda ÅŸarkılarına her ÅŸeyi kendine has, kendine özel yaptırmak. Hesaba kitaba dayalı dünyada, kendisine yakın görünenleri hep yola çıkıştaki inançla çevresinde tutabilmek. Gerçekten zor…

Seçimi şenlendiren, hareketlendiren ve yönlendiren unsurlardan en önemlisi de yerel adayın mahalline gelerek ondan daha fazla ses getiren parti önderleri, önde gelenleri.

Bu anlamda şimdiden üç isimle müşerref olduk bile. Binali Yıldırım, Ümit Zileli ve Mustafa Balbay. Foça sokaklarında volümü yükseltiverdiler.

AKP Yıldırım’la, kimine göre Belediye kimine göre Demokrasi Meydanı denilen, kimine göre Foça’nın simgesi sanat eserleri, kimine göre Foça’nın ucubeleri olarak nitelenen grifonlu, atbaÅŸlı, sütunlu alan yerine kuyumcu Birtan’ın dükkanının önündeki küçük alanda ilk gösterisini yaptı. Parti yetkilileri dışarıdan arabalarla adam taşımadık, hepsi Foçalı deseler de görüntü kendilerini de memnun etmedi. Yıldırım, Doktor Salih KeleÅŸ’i devlet erkini elinde bulunduran, onbir yıldır aynı bakanlık koltuÄŸunda hüküm sürmüş, maddi manevi gücü arkasına almış, ancak 17 Aralık operasyonlarıyla törpülenmiÅŸ bir ruh haliyle takdim etti.

Sokaktaki dertli vatandaÅŸ, umar olur diye, derdini seçim döneminde de olsa soran Yıldırım’a anlattı.

VatandaÅŸ hem anlattı, hem ardından “ Derdimi Umman’a döktüm Asuman’a İnledim” demekten de kendini alamadı. Kolay mı? Memleketin her ilinde, ilçesinde, beldesinde, mahallesinde, sokağında, kiÅŸisinde dert var. (Eski) Bakanın kara kaplısı yaza yaza ÅŸiÅŸmiÅŸtir. Hangisine öncelik verecek, hangisine sıra gelecek.

Dilek ve ÅŸikayet dinleyen Yıldırım’a bir tek Ali Haydar Çelebi, Diyojenvari bir istekte bulundu. Çelebi “Gölge etme baÅŸka ihsan istemem” “Bürokrasi bize engel olmasın, baÅŸka bir ÅŸey istemiyoruz” diyerek hem orada bulunanları güldürdü, hem de kendince bir yerlere mesajını gönderdi.

Seçim aracını sokaklara ilk salan İşçi Partisi’nin destekçisi Ümit Zileli de Foça sokaklarını renklendiren isimlerden biri oldu. Kendisi de aynı partiden ÅžiÅŸli Belediye BaÅŸkan adayı olan Zileli, her toplumsal olayda tepki koyan, Silivri mahkemelerine destek için yollara düşen, Gezi kuÅŸağında eylemsiz gün geçirmeyen, kimilerince küçük bir grup olarak nitelense de, duran adamlarıyla bile sahadan hiç ayrılmayan Foça’nın İşçi Partililerini yalnız bırakmadı. Zileli, Yavuz Efe’yle o her ÅŸeye pratik ve ucuz çözümler üreten üyelerin icadı mobil kürsüye birlikte çıktı. “Deniz Kuvvetlerini yok ettiler. Hava Kuvvetleri’ni de. Kara Kuvvetleri’nin hali başındakinden belli. Hepsini yeniden kuracağız” dedi. Memlekete bir baÅŸka pencereden baktı. Bir baÅŸka söylemle Sevgi Yolundan Küçükdeniz’e yürüdü.

Ve Foça’nın ilk peryotta son ziyaretçisi Mustafa Balbay oldu. Dikili ve Çandarlı’dan zor ayrılan, iki saat gecikmeli ulaÅŸtığı Foça’da karşılayanları arasında yüzlerce CHP’li ile birlikte, CHP’ye etkili muhalefet yapmadığı ve bir türlü iktidar olamadığı için kızanlar da vardı. Gazeteci yazar kimliÄŸiyle, hapisliÄŸiyle, vekilliÄŸiyle kitlelerin tanıdığı Balbay coÅŸkuyla girdiÄŸi, izdihamla çıktığı Reha Midilli Kültür Merkezi’nde baÅŸka kimliklerini de ortaya serdi. “Demir parmaklıklar arasından ya çürüyerek ya yürüyerek çıkılır” hapishane atasözünü hatırlatan Balbay” ben size koÅŸarak geldim” derken gözlerinin içi gülüyordu. Çıkalı “48 gün oldu ama mikrofonu 71. kez elime alışım” derken ve salondan gelen laflara anında dönerken politikaya ısındığını da gösteriyordu. “Bu çileyi çektikten sonra iki yol vardır. Ya aileni, ya davanı seçersin. Ben ikisinden de vazgeçmeyeceÄŸim” sözlerinde “Benim çocuklarım tüm Türkiye’nin gözleri önünde acı içinde büyüdü”nün ağır etkilerini hissettiriyordu. Balbay “Bu sefer olmadı, Foça’ya yine geleceÄŸim. Günbatımı için. Sizin için”lerin ardından Ege aÄŸzıyla salona tekrarlattığı “Bunu saymeycem, bunu saymeyoz” sözleriyle gönülleri kazanarak gitti.

Üç aday parti ve partili desteÄŸiyle ilk önemli görsellerini sundular. Önümüzdeki hafta sonu Fahrettin Saç ve BBP’den bir etkinlik gündemde. Haluk Bozkurt’lu DP’de, Serdar Mersin’li MHP’de oldukça temkinli bir beklemede.

20 yıldır partide almadığı görev kalmamış, adı partiyle özdeÅŸleÅŸmiÅŸ, kırgınlık ve kızgınlıkla çıktığı yeni yolun, kendisine yüklediÄŸi maddi manevi yüklerin ve seçilse bile yaÅŸanması muhtemel zorlukların mutlak farkında olan bağımsız aday Osman Mert “kalan saÄŸlar bizimdir”le yola devam ediyor.

Foça dalgalandı da, duruluvedi. Gene çalkalancek mi. Böylemi kalcek..Hele Meclis adayları da bir çıkıvesin.

Ne olcek. Göcez.


Seyfi GÜL




3 Åžubat 2014 Pazartesi / 2171 okunma



"Seyfi GÜL" bütün yazıları için tıklayın...