DOLMAYAN DEMOKRASİ
Eskiler derler ki Foça’da hangi partinin kazanacağı son günlere doğru kurulan araba konvoylarından anlaşılır. Konvoyu en uzun tutan ilk ikiden biridir. Bugünlerin kantarı ise galiba Belediye ya da çok kullandığımız adıyla Demokrasi Meydanı.
Demokrasi Meydanı’nı doldurdu mu. Kaç kişi vardı. Herkesin gözü meydanda.
Bugüne kadar Foça adaylarından hiç kimse bu meydana çıkmadı. Ak Parti Binali Yıldırım’la, İşçi Partisi Ümit Zileli ile küçük yerleri tercih etti. Büyük Başkan Kocaoğlu Bağarası’nda Çiğli ve Aliağa Belediye Başkanları ile Alevi Kültür Derneği destekli temsili temel atma töreninden sonra Demokrasi’ye indi. Ancak meydanın fotoğrafı onun umduğu dolulukta değildi.
İktidar hemen her gün ardı ardına yeni iddialarla sarsılırken bile, İzmir ve Foça’da oylar çantada keklik değil. Hala meclis adayları açıklanmayan ve kala kala bir buçuk ay kalan seçimin hiçte kolay geçmeyeceğinin çok işareti var.
Vatandaşın önemli bir bölümü toplantı, ya da miting yapılan yerlerde dinleyici olarak bile görünmek istemiyor. Çok merak edenler saçak altlarında gruba katılmadan dinlemeyi tercih ediyor.
Bu dönem partiler ve adaylar, öyle ya da böyle dolduracak sayıyı garanti etmeden Demokrasi Meydanı’na çıkmayacak gibi görünüyor. Çünkü Demokrasi’yi dolduramayanın sandıkta işi zor.
BELEDİYE OTOBÜSLERİ KALKACAK
Aziz Kocaoğlu seçim vaatlerine oldukça riskli bir söylem yapıştırdı. Belediye Otobüsleri kaldırılacak.
Garajda karşılanan Kocaoğlu, uzun süredir mağdur olduklarını anlatan, aktarma istasyonlarına taşımayı kendilerinin yapmasını tekrar tekrar dile getiren, ilk etapta can suyu olarak belediye otobüslerinin sefer aralıklarının uzatılmasını isteyen ve arkadaşlarının diğer taleplerini aktaran Otobüsçüler Kooperatifi Başkanı Recep Diker’i bile şaşırtan bir cevap verdi. “Tamamen kaldıracağız. Kooperatif ve minibüslerin olduğu yerlere girmeyeceğiz. Kentkart sistemine dahil edeceğiz, para filan toplamayacaksınız. Ördek mördek te olmayacak”
Vaat otobüsçülerin mağduriyetinin giderilmesi açısından süper.
Ancak ilçelerde yaşayanlar buna ne tepki verecek. Minibüsler otobüslere dönecek mi. Kocaoğlu dediği gibi onları denetleyebilecek mi ‘trafik var çökün’ler, ‘beğenmiyorsan in’ler, ne işe yarıyorsa 10 kilometreyi yarım saatte gitmeler geri mi gelecek.
Yiğidi öldürmeli ama hakkını vermeli. Minibüsçüye kızdığımız da oluyor, ama dara düştüğümüzde bize yardımcı olduğu da. Hastam var beni şuraya bırakabilir misin, uçağı kaçıracam biraz basabilir misin laflarını belediye otobüsünde söylemek ne kadar komikse, minibüste o kadar normal.
Eh görüşülecekse belki İzmir’e gidenleri önce Aliağa yönüne taşımaktan da vazgeçerler. Menemen ya da Ulukent istasyonlarına götürüler de yol en az yarım saat kısalmış olur.
Bugüne kadar yaşananlar dikkate alınır, hem parada hem hizmette anlaşılır ve kurallar doğru konursa herkes kazanır. Yoksa bu halk belediyenin kapılarını” otobüsümü geri istiyorum” yığınlarıyla sarsar.
TİB UYGUN GÖRÜRSE
İnternet dünyamızı zaptu rapt altına alacak “5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun- da öngörülen değişiklikler TBMM Genel Kurulu’ndan geçti.
- İnternet sitelerine “engelleme” öncesi “uyar-kaldır” mekanizması işletilecek. Erişim Sağlayıcıları Birliği kurulacak. Erişimin engellenmesine dair kararları Birlik uygulayacak. Böylece TİB ve mahkeme kararları Birlik üzerinden hayata geçirilecek.
- Daha çok Çin, İran ve Suudi Arabistan’da uygulanan URL bazlı engellemenin yanı sra DNS ve IP tabanlı engelleme de yapılabilecek.
- TİB, özel hayatın gizliliği gerekçesiyle mahkeme kararına ihtiyaç duymaksızın bu kapsamda video görüntüleri, ses kayıtları yayınlayan internet sitelerindeki herhangi bir içeriğe ulaşımı en geç 4 saat içerisinde engelleyebilecek.
- Görevini kötüye kullandığı belirlenen TİB personeline soruşturma yapılması TİB Başkanı, TİB Başkanı hakkında soruşturma yapılması da Ulaştırma Bakanı’nın iznine bağlı olacak.
İktidar “kanunu site kapanmayacak sayfa engellenecek” diye savunurken muhalefet vekilleri TİB Başkanı’na Cumhurbaşkanı’nda olmaya yetkiler verildiğini, tape’lerinin öğrenilmesinin engellenmesi uğruna Türkiye’nin interneti yasaklayan dünyanın dördüncü ülkesi olacağını, herkesin fişlenme kaygısı yaşadığı bir ülke haline geleceğimizi savundular.
Bizim nesil 70’lerden beri aynı özlemlerle yanıyor. Her on yılda bir başka gerekçelerle yasaklar yenileniyor.
Kaç yıl geçti aradan.. İlk ne zaman dinledik, kaçındaydık ömrümüzün. 2014’te meydanlarda yine o şarkı çalıyor. “Duvarlar”
“Kaldırın Duvarları. Yıkın Gitsin hepsini. Ne böyle Zulüm olsun. Nede böyle şarkılar.”
|
