Zeytinyağı, ceviz, badem, fındık
Alınan yağın miktarından çok kalitesi önemli.
Yaklaşık 50 yıl önce Ancel Keys (Amerikalı Fizyolog) Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerinden Akdeniz çevresi insanların kalp damar hastalıklarına daha az yakalandığını ve daha az kalp damar hastalıklarına bağlı nedenlerden öldüklerini şaşırarak farketmişti.
Aynı araştırmacı yaklaşık 15 yıllık bir gözlem süresini kapsayan (7 ülke 1600 erkek denek) bir araştırma sonucunda Giritli insanlarda hemen hemen hiç kalp krizi görülmediğini gözlemlemiş ve bunu Girit diyetine bağlamıştı. Böylece Akdeniz tipi diyetinin mitosu doğmuştu. Bol sebze meyveli, balık ve zeytinyağlı ve sıklıkla kırmızı şarabın tüketildiği bir diyetti bu. Ancel Keys bu diyetin kalbi sağlam tuttuğunu yayınlarında vurgulamıştı.
Akdeniz tipi diyet ve kalp damar hastalıklarına olan pozitif etkisi arasındaki indirek ilişki daha sonraki yıllarda pek çok ileriye dönük gözlem araştırmasında (prospektif) gösterildi, fakat buradaki bu pozitif etki sağlıklı yaşamaya bağlı diğer etkilerden tam ayrılamamıştı.
Daha küçük bir araştırma olan Lyon Kalp Araştırması çok küçük bir grupta (sekonder profilakside = hastalık tanısı konduktan sonra) koroner arter hastalığı tanısı konmuş insanlarda Akdeniz tipi beslenmenin daha sonraki dönemde yeni olayların oluşmasının %50 kadar azalttığını gösterebilmişti. (de Lorgeril, M., et al.: Circulation 1999, 99, 779).
Risk faktörleri olan henüz sağlıklı insanlarda (hastalık oluşmadan yani primer profilakside) koruyucu Akdeniz diyetini araştıran bir yayın yoktu..
Geçen yıl çok önemli bir dergi olan New England Jourmal of Medicine de İspanyol araştırmacılar„ Prevención con Dieta Med- iterránea“ ya da PERİMED araştırmasında nihayet bu konuya yanıt veren bir yayınla bizi umutlandırdı.
7447 kalp damar hastalıkları için risk faktörleri olan denek (80% Hipertansiyonlu, %50 diyabetli, %70 kolesterol yüksekliği olanlar) kura ile 3 gruba ayırmışlar. 1. gruba az yağlı normal batı tipi beslenmesi söylenmiş, diğer iki gruba Akdeniz tipi diyetle beslenmeleri söylenmiş. Bu iki Akdeniz diyeti alan gruplardan birine Akdeniz tipi diyet yanında her gün dolu dolu 4 yemek kaşığı zeytinyağı (extra vergine) almaları söylenmiş, diğer gruba ise Akdeniz tipi diyet yanında her gün toplam bir avuç dolusu ceviz, fındık, badem (30 gr toplam 15 gr Ceviz, 7.5 gr Badem, 7.5 gr fındık) tüketmeleri söylenmiş. Akdeniz tipi diyetle beslenen gruplara doyasıya gıda almaları söylenmiş: örnek günde 3 meyve öğünü, iki sebze öğünü, haftada en az 3 kez balık menüsü yanında her akşam bir kadeh şarap içmelerine izin verilmiş. Akdeniz tipi beslenenlere ayrıca yüksek yüzdeli kakao içeren çikolata yanında yumurta ile de beslenmelerine izin verilmiş.
Akdeniz tipi beslenenlere sadece sucuk, sosis, salam gibi et ürünleri yanında unlu ürünler ve sütlü ürünler yasaklanmış. Et olarak kırmızı et yerine beyaz et tüketmeleri söylenmiş. Her üç guruba da günlük hareket konusunda herhangi bir tavsiyede veya motivasyonda bulunulmamış.
4 yıl sonra az yağlı batı tipi beslenen grupta hastalık ve ölümlerin sıklığından dolayı etik problemli olduğu için araştırmaya devam edilmemiş.
Her iki Akdeniz tipi diyetle beslenen grupta kalp krizi, felç ve kalpten ölüm istatistiksel anlamlı olarak % 30 kadar düşük bulunmuş. Şaşırtıcı olan bir diğer nokta ise Akdeniz tipi diyet grubundakiler bol yağlı çok iyi beslenmelerine karşın (kesinlikle aç kalmamışlar) diğer az yağlı beslenen grubun aksine hiç kilo almamışlar.
Bu çok önemli araştırma biz kardiyologların çoktan varsaydığı durumu nihayet ispatlar durumda.
İyi bir beslenme kalp damar ve felç hastalıklarının oluşmasını engelleyebilir. Bu pozitif etki hastalık tanısı konmuş olanlarda da gözlenmiş (sekonder profilaksi).
Akdeniz tipi diye arteroskleroz (kireçlenme) komplikasyonlarını azaltıldığı gibi kanser riskini de %25-30 kadar düşürebilir. Hatta bellek fonksiyonları üzerine olan iyi etkilerini gösteren yeni bir araştırma kısa süre önce yayınlandı.
Beslenmenin kalp damar hastalığı oluşmadan (primer profilaksi ) olan koruyucu etkisinin kanıta dayalı ispatı şimdiye kadar eksikti ve böylece bu eksik giderildi.
Bu yeni araştırma Akdeniz’in klasikleri olan güneş, deniz havası ve doğada yürüyüşlerden ayrı olarak sağlıklı beslenmenin önemini bir kez daha vurgulamakta. Yağın miktarından çok kalitesinin önemini vurgulamakta. Sonuçta aç kalmak değil dengeli, sağlıklı beslenmek önemli. Zaten bu tür bir beslenmenin pratikte uygulanabilirliği daha kolay. Hem iyi beslenme hem de şişmanlamama ümit verici. Bu yayın biz hekimler için beslenme önerilerinde bir mihenk taşı.
Henüz cevabı olmayan soru ise Akdeniz tipi diyetinin neden sağlıklı olduğudur? Bu sorunun yanıtını bundan sonraki çalışmalarda görebilmek dileğiyle.
Estruch et al. Primary Prevention of Cardiovascular Dısease with a Mediterranean Diet. N Engl J Med 2013, published on February 25, 2013, at NEJM.org Çok zor değil aslında
nazan.walpoth@insel.ch
|