
Ahmet Zeki YEŞİL
GAZ VE GAZOZ
Bu yılın kurak geçmesi çok manidar.
Hissediyorum, bu resmen kaos lobisinin iÅŸi.
İnsanların yıkanmasını, keselenmesini istemiyorlar.
Keselenmeyen vatandaş kaşınmaya başlıyor.
İşin ilginç yanı, kaşınan yerini bulamıyor.
Haliyle sokağa dökülüyor, hopluyor, zıplıyor.
Sonunda doÄŸal olarak fiÅŸleniyor.
Soruyorsun, “FiÅŸler yok hükmünde” deniliyor.
Oysa her fani bir gün fişlenir.
Ben fiÅŸlenmesem, sen fiÅŸlenmesen, kim fiÅŸlenecek?
Devletin fiÅŸlemediÄŸi fiÅŸ, elemtere fiÅŸ.
Eylem yapan vatandaşın derdini soran yok.
Oysa onlar, çok bişey istemiyor.
Yanlarında getirdikleri minder ve taburelere oturup, oturma eylemi yapmak istiyorlar.
Eylem yaptıkları alanda tuvalet olsun istiyorlar.
BaÅŸka, baÅŸka?
Copa yer gösterme ve coptan muaf tutulma hakkı istiyorlar.
ÖrneÄŸin saÄŸlık raporunu gösterip, “Memur Bey, üzerinize afiyet boyun fıtığım var. Lütfen kafama vurmayın, popoma vurun” demek istiyorlar.
Sen misin isteyen “hay, hay…” deyip, veriyorlar elalemin gazını.
Gazda dışa bağımlılık iyi değil.
Bu nedenle, kuru fasulyeciler ”Gaz bizden, biberi TÜBİTAK’tan” diyor.
Biz, istersek gazın iyisini yaparız.
Çünkü o yetenek bizde var.
Görüyoruz işte, devlet kalitesiz gazdan randıman alamıyor.
Gaza maruz kalanların çoğunluğu ilk 5 dakikadan sonra bir şey hissetmiyor.
Sivilceleri zamansız patlayan gençler var.
Seke seke yürüyen var ama geri geri giden yok.
Gaz dediÄŸin inletmeli.
İthal gaz inletmiyor, şarkı söyletiyor.
TOMA’ların su takviyesi bundan iÅŸte.
Doğal olarak, eylemci de fırsattan istifade duşunu alıyor.
Ancak bir sorun var…
Eylemciler, devletin suyunu gereğinden fazla kullanmakla suçlanıyor.
Bence kuraklık falan diye bir şey yok.
Çünkü su olmasa gazoz da olmaz…
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...
Bu yılın kurak geçmesi çok manidar.
Hissediyorum, bu resmen kaos lobisinin iÅŸi.
İnsanların yıkanmasını, keselenmesini istemiyorlar.
Keselenmeyen vatandaş kaşınmaya başlıyor.
İşin ilginç yanı, kaşınan yerini bulamıyor.
Haliyle sokağa dökülüyor, hopluyor, zıplıyor.
Sonunda doÄŸal olarak fiÅŸleniyor.
Soruyorsun, “FiÅŸler yok hükmünde” deniliyor.
Oysa her fani bir gün fişlenir.
Ben fiÅŸlenmesem, sen fiÅŸlenmesen, kim fiÅŸlenecek?
Devletin fiÅŸlemediÄŸi fiÅŸ, elemtere fiÅŸ.
Eylem yapan vatandaşın derdini soran yok.
Oysa onlar, çok bişey istemiyor.
Yanlarında getirdikleri minder ve taburelere oturup, oturma eylemi yapmak istiyorlar.
Eylem yaptıkları alanda tuvalet olsun istiyorlar.
BaÅŸka, baÅŸka?
Copa yer gösterme ve coptan muaf tutulma hakkı istiyorlar.
ÖrneÄŸin saÄŸlık raporunu gösterip, “Memur Bey, üzerinize afiyet boyun fıtığım var. Lütfen kafama vurmayın, popoma vurun” demek istiyorlar.
Sen misin isteyen “hay, hay…” deyip, veriyorlar elalemin gazını.
Gazda dışa bağımlılık iyi değil.
Bu nedenle, kuru fasulyeciler ”Gaz bizden, biberi TÜBİTAK’tan” diyor.
Biz, istersek gazın iyisini yaparız.
Çünkü o yetenek bizde var.
Görüyoruz işte, devlet kalitesiz gazdan randıman alamıyor.
Gaza maruz kalanların çoğunluğu ilk 5 dakikadan sonra bir şey hissetmiyor.
Sivilceleri zamansız patlayan gençler var.
Seke seke yürüyen var ama geri geri giden yok.
Gaz dediÄŸin inletmeli.
İthal gaz inletmiyor, şarkı söyletiyor.
TOMA’ların su takviyesi bundan iÅŸte.
Doğal olarak, eylemci de fırsattan istifade duşunu alıyor.
Ancak bir sorun var…
Eylemciler, devletin suyunu gereğinden fazla kullanmakla suçlanıyor.
Bence kuraklık falan diye bir şey yok.
Çünkü su olmasa gazoz da olmaz…
Ahmet Zeki YEŞİL
"Ahmet Zeki YEŞİL" bütün yazıları için tıklayın...