Köylerimize geri mi dönelim, saksılarımızda pazı mı yetiştirelim?
Dünyanın küresel krizi yaşayıp tartıştığı günümüzde, krizin Türkiye'ye uzantısı ABD'deki ve AB ülkelerindekiyle kıyaslanamayacak boyutta olduğu bilinen bir gerçek. Ya kriz bizi tam vurmadı, veya vurdu da bazı kesimler güçlü hissetmedi! Hangi sav doğru olursa olsun, birçoğumuzun farketmediği şey; Türkiye'nin hala bir tarım ülkesi olduğu gerçeğidir.
Tarıma dayalı ülkelerin kolay kolay aç kalmayacağını masal gibi dinlerdik ya çocukken, işte o masal gerçek oldu, belki paramız yok lüks tüketimden uzaklaştık ama, en azından aç değiliz!
Muz.Gen.Tr'den Yusuf Mert'in şu sözlerine yürekten katılıyorum; "Kriz konusunda Batı ve ABD'den daha rahatız. Toplumsal psikolojimiz onlarınki kadar bozuk değil, bunu da tarıma boçluyuz. Tarım ürünlerinin ucuzluğu ve işini kaybeden insanların köyüne dönmesi, son resmi açıklamalara göre şehirlerden köylere göçü hızlandırmıştır. Rakam olarak da yediyüzbin civarındadır. Ayrıca varoşlardaki insanların birçoğunun köylerinden aldıkları gıda destekleriyle yaşamlarını sürdürdüklerini biliyoruz."
Bununla beraber, Türkiye Ziraat Odaları (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2008 yılında çiftçinin ürünlerinin para etmediğini, ürün fiyatlarındaki artışların enflasyonun çok gerisinde kaldığını söylemiş. Bir tarafta küresel krizden tarım sayesinde fazla etkilenmeyen Türkiye, diğer taraftan tarımın belkemiği çiftçiye hakkını vermeyen ve hatta 5.5 lik primini bile 5'e düşüren Tarımsal Destekleme Bütçesi! Bu kriz musibetini çiftçinin özverili omuzlarına yüklemiş olan hükümet, tarıma hakettiği prim ve teşvikleri eli titremeden vermesi için ne yapmak gerek?
Bu durum çok büyük bir kesimi içine alan, üç öğün karın doyuran herkesin sorunudur. Çözüm; konuyla ilgili uzmanların iki dudağıyla yüreği arasındaki o insaflı bilgi paylaşımındadır diyorum. Bilenler bilmeyenleri bilgilendirecek, yaptırım gücü olanlar da gereğini yapacak başka yolu yok, çiftçiyi küstürmeninse hiç alemi yok... Altın almasak olur, yeni bir elektrikli ev aleti satın almasak da olur, bir çift ayakkabı ve kazak almasak da olur eskilerini giyebiliriz lakin, ekmek almadığımız, yemek yemediğimiz gün olmaz, olamaz.
Bir demet pazı yada pırasayla doğum günü kutlayacağımız günler yakın mı?
Benim bu işten çıkardığım anafikre gelince; Elindeki bir avuç toprağını değerlendireceksin! Bahçeni, tarlanı gözün gibi koruyacaksın, saksındaki iki avuç toprağında mucizeler yaratacaksın, buğday yetiştirip un öğütemesen de, iki dal maydanoz için ülke ekonomisini meşgul etmeyeceksin! Çok mu katı oldu?
İnanın katı değil bu önerim, çiçek yetiştirir gibi yetiştirsek ya kendi nane ve maydanozumuzu, taze soğan sarımsağımızı, biberiye, dereotu, rokamızı... İstersek kendimiz yetiştirebiliriz turp pazımızı ve marulumuzu, çok küçük bile olsa toprak alanlarımız. Diyorum ya saksıda bile yetşiyor bütün bu yeşillikler. Bir ev bir haftada kaç bağ yeşillik tüketir? Eminim o kadarına hepimizin gücü yeter.
Kasım ayı başlarında birbuçuk metrekarelik bir alana pazı tohumu serpmiştim, şimdi gelin görün nasıl delirdiler yeşil yeşil. Eşe dosta çiçek yerine koca bir depet pazı götürüyorum tazecik toplayıp. Pazıyla ne yapılır mı diyorsunuz? Dolmasından tutun da, yumurtalısı, kavurması, pirinçli mercimeklisi, nohutlusu, bulgurlusu, kremalısı, çorbası, böreği, gözlemesi, sarımsaklı yoğurtlusu, arapsaçıyla karışık otlarla beraber etli ve zeytinyağlı yemekleri, saymakla bitmez...
İşte size pazılı bir tarif:
Bahçe yada saksınızdan kopardığınız iki avuç kadar pazıyı ince ince doğrayıp, birkaç tane taze soğan ve ince kıyılmış kırmızı biberle kavurun. (Tercihen zeytinyağı ile) Sırasıyla; Biraz karabiber, nane (taze nane tercih nedeni), kırmızı toz biber, tuz, bir kase yarma bulgur, bir çay bardağı normal bulgur, bir çorba kaşığı domates salçası ve bir tatlı kaşığı da kayısı veya şeftali marmelatı koyarak tencerenin kapağını kapatın, kısık eteşte demlendirin.
Eğer sarımsağı seviyorsanız size bir öneri; Demlenmiş pazılı bulgurun üzerine, iki diş sarımsağı dövüp biraz nar ekşisi ve zeytinyağı ile karıştırıp dökerseniz ve bulguru bu karışımla havalandırırsanız farklı bir lezzet yakalamış olursunuz.
Bu bulgur pilavı oldukça yeşil bir pilav oluyor, yanında turp ile servisi uygun. Afiyet-i şifa olsun.
www.ascifok.com
|