PTT’YE GİDERKEN LARRY SİZLERE ÖMÜR
Bizim çok güzel türkülerimiz var. Çok güzel şarkılarımız. Her birinin sözleri bir başka aleme götürür. İsterseniz her birini günlük durumlara da uyarlarsınız.
Dün akşam Reha Midilli Kültür Merkezi’nde belediye korosunun konseri vardı. Yaşları çok genç olmasa da her biri bu işe gönül vermiş 50’ye yakın müzisyen iki buçuk saatlik ziyafetle sahnedeydi. Bazıları oturmaktan yoruldu. Onlar; bıraksalar devam edecekti.
O havadan kurtulamamanın etkisi olacak, eve dönerken, orada söylenmese de bir şarkı düştü aklıma. Hüceste Aksavrın yazmış, büyük usta Selahaddin İçli bestelemiş.
“Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum
Dünyayı sana bırakıyorum bir tanem”
Sabah olmaya varmadı. Yatmadan önce ne var ne yok diye bir bakayım dediğim Larry ölmüş. Larry. Adını Boston Celtics'in efsane oyuncusu Larry Bird'den alan mavi bir kuş. Biz onu Twitter olarak biliyoruz. .
Posta Telefon Telgraf (PTT) döneminden, ücretsiz ve hızlı çağdaş iletişim düzenine geçişin simgelerinden biri. .
Sizlere Ömür.
Larry’nin hızlı iletişimin dışında PTT’yle başka bir sorunu daha var. Yaratılmak istenen PTT modeli insanı öldürmekle suçlanıyor. Pijamasını Terliğini giyen Televizyon başına oturup bayılan, gece gündüz başka işlerle uğraşmayan insanı yok etmeye çalışıyor bu mavi kuş. Pijama Terlik Televizyon satışları düştü.
Sırada facebook mu var? Yoksa tümden internet mi.
İletişim için yine Postane yollarına mı düşeceğiz. Yoksa duman mı?
Dünya aldı başını gidiyor. Bizim düşündüğümüzü onlar yapmış oluyor. Memleketi düzeltmek yerine insanları hizaya sokmaya çalışmak çözüm değil.
Şarkıyla başladık Hasan Hüseyin Korkmazgil’le bitirelim. Larry için yazmış olsun.“ Beni Vurmak Kurtuluş Mu?”
SEÇİM ZAMANI
Yerel seçime bir hafta kaldı. Foça’da hızlı başlayıp yavaşlayanlar, yavaş başlayıp hızlananlar var. Son dönemeçte kimin depara kalkacağı, en güzel atağı kimin yapacağı aşamasına geldik.
Kararlar verilmeye başlandı. Ama çoğunluk sandık başına gittiğinde aklıyla vicdanını tartacak gibi hala.
Demokrasi hala sıkıntılı. Devlet Bahçeli, Masum Türker, Gürsel Tekin geldi meydana. Kocaoğlu Gerenköy’den geçti. Binali Yıldırım ikinci kez geldi. Can Dede sırtlarından temel atarken göründü. Aday değil Bakan gibiydi. Ama olmadı. Hiçbiri “İşte Bu” denilecek kadar kalabalık olmadı.
Seçim bürolarında, kahvehanelerde, pazaryerlerinde, köylerde coşkulu toplantılar, gruplar yok değil. O görüntülere güvenip “kesin aldık” diyenlerde çok.
Yine diyorum ki; gidişat sandık başına kadar sürecek gibi. Seçmen mühürü eline aldığında bile aklıyla vicdanı arasında muhasebe yapacak gibi.
SEÇİMİN ÇILGIN PROJELERİ
Foça-Karaburun arasına köprü inşa edilecek.
Orak adasına Rüzgar Enerji Santralleri.(RES).kurulacak, elektrik bedava olacak.
Güneş ve rüzgar enerjileri ile Eko kent yaratılacak.
Deniz, güneş ve temiz havadan sonra Termal tesislere doyacağız. Sağlığımızı kaplıcada koruyacak, Kenti Termal Su ile ısıtacağız.
İsteyene anında Doğal Gaz bağlanacak.
Petrol Ofisinden Büyükdenize uzanan parkta, ağaçların altında yemyeşil çimenlere oturacağız. Kuş seslerinden başka ses yok istersek parkurunda koşup ter atacağız.
Çanakkale asfaltına kadar 26 kilometrelik duble yol, yanına bonus olarak bisiklet yolu.
Tıkır tıkır çalışan, neredeyse bedava hızlı deniz otobüsleri.
Asgari ücretlinin bile sahip olabileceği toplu konutlar.
Modern sanayi sitesi.
Kanalizasyon ne ki. Lafı bile olmaz. Trafik lambaları, kaldırımlar, oldu bil.
Aqua parklar. Barlar sokağı. Eğlence merkezi.
Modern kapalı pazaryeri.
Su kemerlerinden su akacak. Etrafındaki yeşil alanlarda banklara oturup, su akar Foçalı bakar yapacağız.
Doğal ve organik ürünler yiyeceğiz.
Et entegre tesisleri. Salça ve Konserve fabrikaları. Foça marka olacak.
Turizm öğrencilerine uygulama oteli geliyor. Staj derdi bitti..
Öğrencilere bedava otobüs. Balıkçıya çekek yeri. Yatçıya Marina.
Çocuklara kampus haline getirilmiş kreş ve anaokulu.
Başkanın odasına girmek için kapıyı çalmaya gerek yok. Zaten kendisi telefon başında 24 saat vatandaşım beni arasın diye bekliyor.
En modern en donanımlı Hastane yolda.
Termik santral, çevre sorunları kökünden kazınmış.
Bilim, Sanat baş tacı edilmiş.
Yaşlısının gencinin sorunları çözülmüş.
Mavisiyle yeşili kaynaşmış.
Tarihi ayağa kalkmış.
Adalara, yetmedi tepelere teleferik.
Hayvanlara muhteşem Doğal Yaşam Parkı.
Engellilere yok yok.
Aklıma bir çırpıda bunlar geldi. Dahası var.
Foça; seni “dünyanın en güzel ikliminde ve en güzel göğünün altında” kurdular.
Birde bunlar olsun. Gezmek için bile başka bir yeri hayal edersem…
|