Vitamin D eksikliği bende olmaz demeyin! / Doç. Dr. B. Nazan Walpoth
Doç. Dr. B. Nazan Walpoth

Doç. Dr. B. Nazan Walpoth

Vitamin D eksikliÄŸi bende olmaz demeyin!



Birkaç yıl öncesine kadar Kalsiyum takviyesi ile ilgili (Ca) olarak ne kadar çoksa o kadar iyidir tezi yaygındı. Bu şekilde osteoporozu (kemik erimesi), yaşı ileri gruplarda hafif düşmeler sonrası olan kırıkları daha iyi kontrol edebildiğimizi düşünüyorduk,

Ne yazık ki yeterli Vitamin D olmayan ortamda Kalsiyum takviyesinin kemik kırılmalarına olumlu etkisi yok denecek kadar azdır.

Bugün için öneriler primer takviye olarak Vitamin D alınması onun yanında doğal olarak Kalsiyumdan zengin beslenme şeklindedir. Günlük ihtiyacımız olan kalsiyum iyi bir beslenme ile problemsiz sağlanabilir.

2011 yılında yapılan bir yayına göre Avrupa`da yaÅŸayan insanların tahminen %50‘sinde Vitamin D eksikliÄŸi olduÄŸunu varsaymıştır. Hatta Zürih`den gelen bu araÅŸtırmada 65 yaÅŸ üzeri 844 kalça kırığı ile gelen hastalarda endiÅŸe verecek boyutta Vitamin D eksikliÄŸi görülmüştür. Hastaların %81‘inde Vitamin D eksikliÄŸi görülmüş ( <50nmol/l, <20ng/ml) bunların %45‘inde ağır Vitamin D eksikliÄŸi ( <25nmol/l, <10ng/ml) görülmüş.

2012 yılında New England Journal of Medicine‘de yapılan bir toplu analizde (11 çift kör araÅŸtırma) 65 yaÅŸ üzeri 31022 Erkek / Kadın denekte sadece günlük 800 İE‘lik Vitamin D takviyesi ile kırık riskinin anlamlı olarak azaldığını gösterebilmiÅŸlerdir (kalça kırığı %30; omurga kırığı % 14).

Kalsiyumun aksine Vit D‘nin doÄŸal yolla takviyesi, eksikliÄŸinde biraz zordur. Çünkü her gün 20 yumurta ya da bir ögünde iki porsiyon somon gibi yaÄŸlı balık tüketmek çok pratik deÄŸildir.

Vücudun Ultraviyole B ışınları etkisi ile ürettiği Vitamin D miktarı çeşitli faktörlerin etkisine bağlı olarak artabilmekte (mevsim, güneş ışığı alma zamanı, güneş koruyucu kullanma ve yaşa bağlı faktörler). Dahası en çok Vitamin D eksikliği görülen yaşı ileri insanlar güneşi pek sevmedikleri gibi güneş aldıklarında Vitamin D üretimleri gençlere göre 4 kat daha azdır.

Bütün bu bilgilerin ışığında Avrupa`da saÄŸlık örgütleri Vitamin D eksikliÄŸi ile müdadele etme kararı aldı. Çünkü Vitamin D eksikliÄŸinin sonuçları olan kırıklar hem hastalara / ailelerine, hem de devletlere büyük sıkıntılar getirmektedir. Buradaki hedef İnsanların %97‘sinde Vitamin D eksikliÄŸinin artık görülmemesini saÄŸlamak. Hedef sınır deÄŸer olarak ise 25 -hidroksi- Vitamin D deÄŸerleri >50nmol/l (20 ng/ml) olarak belirlendi. Bu arada kırık önleyici deÄŸerin >75nmol/30 ng/ml üzeri olduÄŸunu hatırlatmakta yarar var. Bu sayılanlar geniÅŸ halk kitlelerine koruyucu hekimlik kapsamında önerilmektedir. Amaç Vit D deÄŸerlerini (25 -hidroksi- Vitamin D) ölçmeden takviye saÄŸlamak (zehirlenme seviyesine gelmeden!). Bu takviyenin nasıl olacağı özellikle risk gruplarında daha önemli (toksik sınır dikkate alınmalı). Çünkü ekstra dozaj gerektirebilceÄŸinden daha önce Vitamin D ölçümünün önemi vurgulanmakta.

Risk grupları derken yaşlılar, Osteoporozu olanlar (kemik erimesi), kilolu adipöz olanlar, sindirim sistemi emilim bozukluğu olanlar, cilt rengi koyu olanları sayabiliriz. Bunun yanında bazı hastalıklarda da daha sık Vit D eksikliği görülebilmektedir. Örneğin koroner arter hastalığı, kronik enfeksiyonlar, multiple skeroz ve depresyon. Hatta Vitamin D değerleri yüksek olanlarda kolon kanseri oranın daha yüksek olduğu takviye ile ise bu oranı azaltmanın mümkün olmadığını gösteren yayınlar var. Sonuçta vitamin D eksikliğinin aslında iyi olmayan bir sağlık halinin göstergesi olduğu düşünülmektedir.

Kanıta dayalı olarak Vitamin D‘nin kullanıldığı durumlara gelince: raÅŸitizmden korumak için bebeklerde, kemik erimesi olanlarda, böbrek yetmezliÄŸi olanlardır..

EksiÄŸi olanların (orta ve ağır eksiklik) o eksiklikleri oranında takviye yapmaları gerektiÄŸinden takviye dozajı artırabilir, Vitamin D‘nin fazlasının zararlı olabileceÄŸini unutmamak, bunu doktor kontrolünde yapmakta büyük önem vardır. Hamileler ve emzikliler için mesela ayrı takviye ÅŸemaları vardır.


Doç. Dr. B. Nazan Walpoth

nazan.walpoth@insel.ch



17 Nisan 2014 PerÅŸembe / 3050 okunma



"Doç. Dr. B. Nazan Walpoth" bütün yazıları için tıklayın...