Arı sokması ölümcül olabilir mi?
Arı sokmasından sonra sistemik reaksiyon gösteren kişiler tekrarlayan bir sokma durumunda genel çok ağır bir sistemik alerji tablosu (anaflaksi) sonucu gelişen ölüm riski altındadırlar.
Bu kişilerin Adrenalin-Enjektörü (Epi-Pen, Ana-Pen) isimli bu reaksiyonu baskılayan tek kullanımlık ilaçlı enjektör (kendileri gereğinde enjekte edebilmeleri için) daima yanlarında taşımaları şarttır.
Alerjik reaksiyona sebep olabilen himenotroplar ailesine ait böcekler sayılabilir bunlara örnek olarak eşekarısı, yabanarısı, balarısı verilebilir. Çocukların % 0.4-0.8 inde erişkinlerin % 3 ünde himenotrop grubu böceklerin sokmaları sonucu alerjik reaksiyon görülebilir. Fakat burada farklar vardır eşekarısı daha agresif tavırlı olmasına karşın bal arısı sokmaları sonrası alerji daha ağır sistemik reaksiyona sebep olabilir.
Alerjik reaksiyon genelde böcek zehrinin spesifik İgE (antikor, genelde alerjik olaylarda yükselir) ye bağlandıktan sonra salınan mast (kemik iliğinden köken alan hücre, alerji, bağışlık ve yangıda rol alan hücre) mediyatörlerine bağlı gelişir.
Tipik lokal reaksiyon akut ağrı geçici ve bununla gelişen bölgesel şişmedir. Bu tip durumlarda mümkün olduğunca iğne, deride tutulmamalıdır. İğnenin deri içinde tutulması daha fazla zehir salınması anlamına gelmektedir. Bu işlem için tırnaklarınızı veya bir cımbız kullanabilirsiniz. Bunun yanında soğutma, ağrı kesici, topik kortizonlu merhem ya da antihistaminik (H1) gereğinde uygulanır. Sadece yüz çevresi sokmalarında görülebilen yaygın şişme durumlarında ağızdan ek kortizon öneriliyor.
Asıl değinmek istediğim korkulan ve de ölümcül olabilen akut sistemik reaksiyon yani anaflaksi durumudur. Bu tip reaksiyonlar tipik olarak anında başlar. Geç başlayan ya da iki fazlı olan ( ilk alerjik yanıttan sonra iyileşen sonra yine gelişen tip) tipleri daha az görülüyorsa da mümkündür. Anaflaksi ne kadar çabuk başlarsa o kadar tehlikeli olabilmektedir.
Anaflaksi gelişmesi için birtakım risk faktörleri vardır. Bunlar şöyle sıralanabilir: Bal arısı sokması, önceden sokma hikayesi ve bu sokmada anaflaksi gelişimi, kalp damar hastalıkları, betablocker (ritmi düzenleyen ilaç) ya da anjiotensin konverting enzim inhibitörleri ilaçlarını kullanmak (tansiyon ilacı) ve mast hücre parçalanımı neticesi gelişen serum triptaz seviyesinin yüksek olması.
Anaflaksi gelişiminin ilk anında hastaya hemen vakit kaybetmeden adrenalin enjektörü (Epi-Pen, Ana-Pen) ile müdahale etmelidir. Klasik olarak bacak kası içine (ön yan bölgeye) direk (gereğinde giysi üzerinden) enjekte edilir.
Bu tedavinin kontraendikasyonları (kullanılamayacak durumlar) hemen hemen yoktur (buna kalp damar hastalıkları ve betablocker kullanımı dahildir). İyileşmeyen ya da iyileşip yine gelişen ağır anaflaktik durumlarda ilacın tekrar tekrar uygulanımı bazen gerekebilir. Akabinde hasta en az iki saat gözlem altında tutulmalıdır.
Ağır sistemik reaksiyon (Anaflaksi) kendini nasıl gösterir?
Sinir Sistemi
Başağrısı, baş dönmesi, güçsüzlük. kaş krampları
Göz, Burun, Ağız
Kaşıntı, burun akması, gözyaşı, metalik ağız tadı, ağız içi çevresi yüzde aşırı şişme, dilde şişme
Solunum Sistemi
Ses kısıklığı, yutma güçlüğü, astamatik nefes darlığı şeklinde şikayetler, nefes borusuna yabancı madde kaçması buna bağlı boğulma hissi, morarma,
Kalp Damar Sistemi
Hızlı nabız, düzensiz nabız, tansiyon düşmesi, kalp krizi, kalp durması
Mide Barsak sistemi
Bulantı, kusma, karın ağrıs, karın krampları, ishal
Deri
Kaşıntı, şişme, kızarma, döküntü,
Nasıl korunulur?
En iyi korunma önlem almadır. Yazın uzun paçalı pantolon giyme, yalın ayak ya da sandaletle dolaşmama. Açık havada, balkonda yiyeceklerin içeceklerin üzerini kapama.
Arı sokmasına bir kez sistemik reaksiyon gösteren kişilerin yanlarında (hazır olarak eczanelerde tek kullanımlık standart doz olarak satılan) Adrenalin-Otoinjektör bulundurmaları öneriliyor. Bu önlem böyle bir reaksiyonu daha önce hiç göstermemiş ama mesleki olarak risk altında olan gruplarda da (örneğin arıcılıkla uğraşanlara) öneriliyor.
Anaflaksi sonrası yapılacak tetkikler
Anaflaksi geçiren hastanın alerjenini tam tanımlayabilmek için cilt testleri yapılır ayrıca spesifik IgE Antikoru bakılır. Bu testler anflaksiden hemen sonra yanlış negatif sonuç verebileceğinden testlerin 6 hafta sonra tekrarı gerekebilir. Çok ağır bir anaflaksi sonrası ise gelişmiş laboratuarlarda Mast hücresi parçalanması aranılır (serum triptaz seviyesi, kemik iliği biyopsisi)
Duyarsızlaştırma tedavisi (desensibilizasyon)
Arı sokması sonrası ağır sistemik reaksiyon gösterenlerde himenopterlerin zehirine karşı spesifik cilt testi yapılır pozitif olanlara ya da IgE testi positif çıkanlara cilt altı yapılan duyarsızlaştırma tedavisi önerilir. Duyarsızlaştırma 3-5 yıl kadar sürebilir. Bu tedavi ile yeni bir arı sokması durumunda gelişebilecek ağır sistemik reaksiyon %5 in altına düşürülebilir. Tedavi ne kadar uzun sürerse o kadar başarılıdır. Hatta çok çok risklilerde (arı sokması sonrası soka giren, bilincini yitirenlere) bu tedavinin ömür boyu sürmesi gerektiğini yazanlar vardır (yararı konusunda henüz yeteri veri yoktur).
Unutmayalım ki arı sokması sonrası gelişen ölümlerin %50 si ilk sokmadan sonra gelişmekte ve bu konuda riskli kişileri erken tanıma (koruyucu hekimlik) adına henüz yeterli araştırma yoktur.
Tüm risklerine rağmen arılar insanlık için önemli Albert Einstein`ìn dediği gibi “Arılar ölürse insanlığın 4 Yıl Ömrü Kalır". Arılar taşıdıkları polenlerle 130 binin üzerinde farklı bitki türünün üremesini sağlarlar. Bir kovandaki arılar bir günde 400 km lik bir alanı dolaşarak 1 milyon çiçeğin döllenmesini sağlarlar (Tautz et. al). Bu bakımdan sorunun çözümü arılar nedeniyle var olan riskimizi her ne şekilde olursa olsun onlarla yaşayarak azaltmak olacaktır
Chataway J et al . Lancet 2014;
Braunwald A ; Medic. Trib. 2014
nazan.walpoth@insel.ch
|