
Işık Teoman
Atina Plakası’ndan İzmir Kemeraltısı’na
İzmir’in Kemeraltı Çarşısı ile Atina’nın Plakası’nın birbirine pek benzer olduÄŸunu çok duydum; ama gidip gördüğümde ÅŸaşırdım kaldım. Gerçekten de Atina’ya adım attıktan sonra o kadar çok benzerlikler görmeye baÅŸladım ki.. Öncelikle hiç olmadık anlarda karşıma çıkan Türkler, caddede yürüyorum biri bana sesleniyor, dönüp bakıyorum, ayakkabı boyacısı bir Türk; ”HoÅŸ geldin be delikanlım” diyor. Sonra gelsin hoÅŸ sohbet. Plaka’ya adım attıktan sonra ise ÅŸaşırmamak elde deÄŸil, hemen her dükkanda Türkçe konuÅŸan esnaf var ve birçoÄŸu da İzmir’den göç etmiÅŸ ailelerin çocukları, torunları, çat pat dilimizi konuÅŸmaya çalışıyorlar. AnlaÅŸmak kolay oluyor alışveriÅŸ sırasında indirim yapmaya yanaÅŸmayan esnaf Türkçe konuÅŸulunca pek ilgili oluyor.

Çarşı tepeden tırnağa restore edilmiş, el atılmamış, yenilenmemiş yapı yok gibi. Çarşıda işporta ve seyyar satıcı görmek mümkün değil. Her dükkan kaldırımda sattığı ürünleri sergiliyor ama işgal etmeden. Gördüğüm kadarıyla, ağırlıklı olarak duvarları kullanıyorlar, bu da doğal olarak kaldırım işgalinin önüne geçiyor hem de görsel anlamda bir güzellik katıyor mekanlara.. Esnaf indirim yapmaya sevmiyor ama kendilerince kampanyalar uyguluyorlar, bizde de aynıları oluyor, bir tane alırsan şu fiyat, üç tane alırsan bu fiyat gibi. Plaka çarşısı yeniden yapılandırılırken orijinal halini bozmamaya dikkat etmişler ve aslına sadık kalmışlar. Bu da eski havayı korumuş ve geçmişten günümüze kadar sanki mekanlar hep bu şekilde kalmış gibi bir hava yaşatıyor insana. Adım başı kahvehaneler, kafeteryalara dönüşmüş, bir Grek kahve içelim dedik, bildik Türk kahvesini yudumladık. Çarşının ortasında dönüp duran akülü bir araç insanları hem gezdiriyor hem de alışveriş mekanlarının tanıtımını yapıyor, çarşının ortasında araç park etmek, araç ile girmek kesinlikle yasak.

Bizim tarihi çarşımız gibi her sokak kendine özgü ürünlerin satışını yapıyor. Bir sokaÄŸa giriyorsunuz masklar, bir baÅŸka sokakta dericiler, bir diÄŸerinde ise takılar, rengarenk ÅŸapkalar, fularlar, hediyelik eÅŸyalar; sessizlik, çığırtkan yok, kapıdan sizi çeviren yok, “gel abilerim, ablalarım” diyen yok.. Canınız nereye gitmek, hangi mekana girmek istiyorsa özgürce dolaşıyor insan. Hanutçu yok, sahtekar yok ama sıkı durun köpek var. Aynen bizim gibi sokaklarda köpekler dolaşıyor metro giriÅŸlerinde.. Yunanistan AB ülkesi ama köpek konusunda bizim insanlarımız gibi çok hassaslar ve ilgililer.. Bir sokaktan çıkıyorum karşımda İkiçeÅŸmelik Caddesi, diÄŸer sokaÄŸa giriyorum karşımda Kuyumcular Çarşısı, Yunanca konuÅŸmaları duymayın, kulağınızı kapatın sanki tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın herhangi bir sokağından farkı yok… Bizim Kemeraltı Çarşısı’nın neredeyse yarısı kadar bir büyüklükte Plaka, ama gelin görün ki, öyle bir düzen kurmuÅŸlar ki, saat gibi çalışıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen turistler o kadar keyifle dolaşıyorlar ki, özendim, gıptayla izledim ortamı. Tarihi Kemeraltı Çarşısı da artık iÅŸporta ve seyyardan arındı. Ancak gelip geçenleri hala sesle taciz edenler var. Kolundan tutup çekiÅŸtirenlere de çözüm bulmak gerekiyor acil olarak. EÄŸer Kemeraltı Çarşısı 24 saat yaÅŸayan mekanların bulunduÄŸu bir bölge haline gelirse Plaka’nın vay haline o zaman. Plaka’ya gelen turistleri dörde beÅŸe katlar bizim çarşımız. Düşünseniz; Tarihi çarşıya gelen bir turist sadece alışveriÅŸ yapmakla kalmayacak; Agora, Altınpark, DönertaÅŸ sebili, Sinagog’lar, eski yapılar, tarihi camiler aynı güzergahın üzerinde sıralanıp gidiyor, onları da gezecek döviz bırakacak. Atina’da Akrapolis’i ziyaret ettim, 22 Euro ödedim. Adamlar para basıyor, Plaka’yı ziyaret eden ardından Akropolis’e gidiyor. Her renkten insan, her dilden ülke vatandaşı. Akropolis’e çıkıldığında tüm Atina kenti ayaklar altında. Bizim Kadifekale’yi hayal edin, hiçbir farkı yok. Plaka çevresinde dönerciler, biri oturuyor, biri kalkıyor, yer bulmak mümkün deÄŸil. Kemeraltı Çarşısı’nda benzer mekanlar çoÄŸunlukta. Plaka ve Kemeraltı, sanki ikiz gibi, biri para basıyor, diÄŸeri kimliÄŸine kavuÅŸmak için mücadele veriyor. Tarihi Kemeraltı Çarşısı da bir gün gelecek, Plaka kadar bilinen “ziyaret edilmesi gereken” listeye girecek.







































Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
İzmir’in Kemeraltı Çarşısı ile Atina’nın Plakası’nın birbirine pek benzer olduÄŸunu çok duydum; ama gidip gördüğümde ÅŸaşırdım kaldım. Gerçekten de Atina’ya adım attıktan sonra o kadar çok benzerlikler görmeye baÅŸladım ki.. Öncelikle hiç olmadık anlarda karşıma çıkan Türkler, caddede yürüyorum biri bana sesleniyor, dönüp bakıyorum, ayakkabı boyacısı bir Türk; ”HoÅŸ geldin be delikanlım” diyor. Sonra gelsin hoÅŸ sohbet. Plaka’ya adım attıktan sonra ise ÅŸaşırmamak elde deÄŸil, hemen her dükkanda Türkçe konuÅŸan esnaf var ve birçoÄŸu da İzmir’den göç etmiÅŸ ailelerin çocukları, torunları, çat pat dilimizi konuÅŸmaya çalışıyorlar. AnlaÅŸmak kolay oluyor alışveriÅŸ sırasında indirim yapmaya yanaÅŸmayan esnaf Türkçe konuÅŸulunca pek ilgili oluyor.

Çarşı tepeden tırnağa restore edilmiş, el atılmamış, yenilenmemiş yapı yok gibi. Çarşıda işporta ve seyyar satıcı görmek mümkün değil. Her dükkan kaldırımda sattığı ürünleri sergiliyor ama işgal etmeden. Gördüğüm kadarıyla, ağırlıklı olarak duvarları kullanıyorlar, bu da doğal olarak kaldırım işgalinin önüne geçiyor hem de görsel anlamda bir güzellik katıyor mekanlara.. Esnaf indirim yapmaya sevmiyor ama kendilerince kampanyalar uyguluyorlar, bizde de aynıları oluyor, bir tane alırsan şu fiyat, üç tane alırsan bu fiyat gibi. Plaka çarşısı yeniden yapılandırılırken orijinal halini bozmamaya dikkat etmişler ve aslına sadık kalmışlar. Bu da eski havayı korumuş ve geçmişten günümüze kadar sanki mekanlar hep bu şekilde kalmış gibi bir hava yaşatıyor insana. Adım başı kahvehaneler, kafeteryalara dönüşmüş, bir Grek kahve içelim dedik, bildik Türk kahvesini yudumladık. Çarşının ortasında dönüp duran akülü bir araç insanları hem gezdiriyor hem de alışveriş mekanlarının tanıtımını yapıyor, çarşının ortasında araç park etmek, araç ile girmek kesinlikle yasak.

Bizim tarihi çarşımız gibi her sokak kendine özgü ürünlerin satışını yapıyor. Bir sokaÄŸa giriyorsunuz masklar, bir baÅŸka sokakta dericiler, bir diÄŸerinde ise takılar, rengarenk ÅŸapkalar, fularlar, hediyelik eÅŸyalar; sessizlik, çığırtkan yok, kapıdan sizi çeviren yok, “gel abilerim, ablalarım” diyen yok.. Canınız nereye gitmek, hangi mekana girmek istiyorsa özgürce dolaşıyor insan. Hanutçu yok, sahtekar yok ama sıkı durun köpek var. Aynen bizim gibi sokaklarda köpekler dolaşıyor metro giriÅŸlerinde.. Yunanistan AB ülkesi ama köpek konusunda bizim insanlarımız gibi çok hassaslar ve ilgililer.. Bir sokaktan çıkıyorum karşımda İkiçeÅŸmelik Caddesi, diÄŸer sokaÄŸa giriyorum karşımda Kuyumcular Çarşısı, Yunanca konuÅŸmaları duymayın, kulağınızı kapatın sanki tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın herhangi bir sokağından farkı yok… Bizim Kemeraltı Çarşısı’nın neredeyse yarısı kadar bir büyüklükte Plaka, ama gelin görün ki, öyle bir düzen kurmuÅŸlar ki, saat gibi çalışıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen turistler o kadar keyifle dolaşıyorlar ki, özendim, gıptayla izledim ortamı. Tarihi Kemeraltı Çarşısı da artık iÅŸporta ve seyyardan arındı. Ancak gelip geçenleri hala sesle taciz edenler var. Kolundan tutup çekiÅŸtirenlere de çözüm bulmak gerekiyor acil olarak. EÄŸer Kemeraltı Çarşısı 24 saat yaÅŸayan mekanların bulunduÄŸu bir bölge haline gelirse Plaka’nın vay haline o zaman. Plaka’ya gelen turistleri dörde beÅŸe katlar bizim çarşımız. Düşünseniz; Tarihi çarşıya gelen bir turist sadece alışveriÅŸ yapmakla kalmayacak; Agora, Altınpark, DönertaÅŸ sebili, Sinagog’lar, eski yapılar, tarihi camiler aynı güzergahın üzerinde sıralanıp gidiyor, onları da gezecek döviz bırakacak. Atina’da Akrapolis’i ziyaret ettim, 22 Euro ödedim. Adamlar para basıyor, Plaka’yı ziyaret eden ardından Akropolis’e gidiyor. Her renkten insan, her dilden ülke vatandaşı. Akropolis’e çıkıldığında tüm Atina kenti ayaklar altında. Bizim Kadifekale’yi hayal edin, hiçbir farkı yok. Plaka çevresinde dönerciler, biri oturuyor, biri kalkıyor, yer bulmak mümkün deÄŸil. Kemeraltı Çarşısı’nda benzer mekanlar çoÄŸunlukta. Plaka ve Kemeraltı, sanki ikiz gibi, biri para basıyor, diÄŸeri kimliÄŸine kavuÅŸmak için mücadele veriyor. Tarihi Kemeraltı Çarşısı da bir gün gelecek, Plaka kadar bilinen “ziyaret edilmesi gereken” listeye girecek.







































Işık Teoman
isikteoman@gmail.com
"Işık Teoman" bütün yazıları için tıklayın...