ISSN 1308-8483
İZMİRLİLER BALKON KEYFİNİ UNUTUYOR / Işık Teoman
Işık Teoman    
  Yayın Tarihi: 19.1.2015    


İZMİRLİLER BALKON KEYFİNİ UNUTUYOR


Çok uzaklara değil, 1980’li yıllara dönüp bir bakalım. İzmir yılın neredeyse 300 günü güneşli ve sıcak, o nedenle insanlar sokakta, bahçelerde ve balkonlarda yaşıyor. Yazın geç saatlere kadar insanlar evlerine dönmek istemiyor. İzmirli o yıllarda balkonları seviyor. Genellikle bahçeli evlerde doğup büyüyen, çiçekler ve ağaçlar ile iç içe bir yaşam geçirmiş olan İzmirli bu keyifli yaşamı balkonlara da taşıyor. Balkonlarında gülden yasemine, hanımelinden, sellukaya kadar çiçek bakmaya ve büyütmeye devam eden İzmirliler birbirleriyle adeta yarışmaya başlıyor. “Senin balkonun güzel”, “Benim penceremin önü güzel” çekişmeleri yapılıyor. Kimin balkonu daha güzel ise keyif onda, değmeyin keyfine. Hatta o güzelliklere yerel yöneticiler de ortak oluyor. “En güzel balkon yarışması” düzenleniyor.



İzmir’in pek çok semtinde yüzlerce insan bu yarışmalara katılarak ”en güzel balkon”un kendilerine ait olduğunu ispatlamak için uğraş veriyor. Balkonlarına yeni çiçekler dikiyor, sarmaşıklar, begonviller birinci kattan başlayıp apartmanların çatılarına kadar ulaşıyor. Birbirinden güzel çiçekler çevreye mis gibi kokular yayıyor. Sıcak yaz günlerinde balkonlar kurtarıcı oluyor, çayını demleyen kendini balkona atıyor. Önce balkonun zemini sulanıyor ve sıcaktan kurtuluşun ilk adımı atılıyor, gün boyu ısınan zemine dökülen sudan yayılan nem kokusu yerini tatlı bir serinliğe bırakıyor, ardından çiçekler sulanıyor ve ortalığa bir anda mis gibi toprak kokuları yayılıyor. Güneşin batışıyla birlikte çay keyfinin yanında balkon sohbetleri başlıyor. Komşu balkonlardan laflamalar, atışmalar, birbirlerine evde yapılan mis gibi börek, çörek ve kurabiyelerden ikramlar. Sabah iş varmış kimin umurunda, saatler gece yarısını çoktan geçiyor, sohbetin tadına, balkonun keyfine doyum olmuyor.



YARIŞMALAR HEYECANLIYDI

Sabahı iple çekiyor vatandaş, “En güzel balkon” yarışmasının sonuçları açıklanacak. Dönemin belediye başkanları, basın çalışanları ve katılımcılar heyecan içinde bekleşiyor yarışmanın açıklanacağı salonda. Belediye Başkanı, balkonların öneminden, komşuluk ilişkilerinden, yeşil sevgisinden söz ediyor. Sıra yarışma sonuçlarını açıklamaya geliyor. En güzel balkon yarışmasının birincisi İnönü Caddesi İpek Böceği Apartmanı sakinlerinden Çiğdem Akşamsefası, ikinci Karşıyaka Yalı Caddesi Begonya Apartmanı’ndan Itır Gülkokan, üçüncü Alsancak Gül Sokak Kuşkonmaz Apartmanı’ndan Papatya Yediveren. Alkış kıyamet, kazandığına sevinenler, hakkının yendiğine üzülenler, başarıyı tebrik edenler, küsüp gidenler, Başkana, ”Bir daha sana oy vermeyeceğim” diyenler.



1980’li yıllarda bahçeli evlerden gelip apartman hayatına bir türlü alışamayan İzmirliler, balkonlarında işi o kadar ileri götürdüler ki, limon, elma, mandalina ve armut gibi meyve fidanları bile yetiştirmeye kalktılar, meyve alanlar bile oldu. Ne zaman ki, meşhur milenyumlu yıllara gelindiğinde eski İzmirliler birer birer aramızdan ayrılmaya, alışkanlıklar ve beğeniler de değişmeye başladı. Bağda bahçede büyümemiş, sokakta yalın ayak başıkabak koşturmamış, çember çevirmemiş, çelik çomak oynamamış, saklambaç nedir bilmez, birdirbir, körebe isimlerini duyduğunda yeni başlayan dizi isimleri sanan eski İzmirlinin çocukları ve onların torunlarını yeni bir moda sardı.



Üç odalı, bir salonlu, beş odalı iki salonlu, üç tuvaletli evlere sığmaz oldular. Çıkış yolları ararken, “Balkonları kapatalım“ dediler. Yeni bir sektör yarattılar. Parası olanlar, modern ısı geçirmez katlamalı camlar, garibanlar, demir doğrama veya plastik ile güzelim balkonlarını kapatarak, akıllarınca yeni kullanım alanları kazandılar. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, yerel yönetimler ile boğuşmaya başladılar. Yıllar önce balkonlara ödül veren belediyeler, artık ceza yağdırmaya başlamışlardı. Çünkü balkonlar projede açık alanlardı. Uygulamada proje dışına çıkılıp balkonlar ortadan kalkınca suç işlediler. Mahkemelik oldular. Bugün İzmir’de abartı değil yüz binlerce apartman sakini balkon kapatma yüzünden belediye ile mahkemelik. Ve hepsi de cezalandırılıyor ve çatır çatır para ödüyorlar. Ama umurlarında mı? Anne ve babalarından miras kalan güzelim balkonlar cam içinde, bir masa iki yakışıklı ahşap sandalye ve masanın üzerinde naylondan yapma çiçekler! Bugün belki de balkonlarını kapatmayan, bin bir renkli çiçekleri büyütmeye devam eden birkaç İzmirli var, onlara da daha uzun yaşam diliyorum. Eski İzmirli ve yaşı yüze dayanmış yeşili, çiçeği seven apartman sakinleri.



BALKONLAR UNUTULACAK

Beş on yıl sonra balkon falan kalmayacak. Zaten yeni yapılan binalarda balkonlar içeri alınarak projelendiriliyor. Ve bu çok önemli bir marifetmiş gibi satıcı tarafından ballandırılarak anlatılıyor. Bundan böyle kent yaşamında balkon olmayacak. O mis kokulu balkonlarda artık bir ahşap masa ile iki ahşap sandalye yer alacak. Ama masanın üstünde mutlaka Kıbrıs işi naylondan yapma çiçek bulunacak!


















Işık Teoman

isikteoman@gmail.com


2315










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)