ISSN 1308-8483
2015 Oscar'ına kendimce yorumlar... / Esin ÇAKIR
Esin ÇAKIR    
  Yayın Tarihi: 18.2.2015    


2015 Oscar'ına kendimce yorumlar...


Öncelikle bu yılki Oscar yarışına katılan filmlerin geçen yılkine nazaran daha kaliteli, daha tatmin edici ve sanatsal düzeyleri yüksek olduğunu söylemek yanlış olmasa gerek.

Hemen hemen bütün bir yıl boyunca dişe dokunur, keyifle izleyeceğimiz kuvvetli bir yapım çıkmamışken bu filmlerin çoğu ilaç gibi geldi açıkçası.



Boyhood; Richard Linklater'ın 12 yıl boyunca aynı oyuncularla çekimini sürdürdüğü film, uzunca süresine rağmen sıkılmadan izleniyorsa da sonuçta elde avuçta kalan fazlaca bir şey olduğu da söylenemez. Olmamışlık duygusu film boyunca yakanızı bırakmıyor. 12 yılın hatırına ödül alabilir, zaten Altın Küre, Bafta vs.lerden almış bulunmakta. Akademinin de pas geçeceğini sanmıyorum.



The Grand Budapest Hotel (Büyük Budapeşte Oteli): Wes Andersen'in yönetmenliğini yaptığı film son derece keyifli bir izlence. Kendi adıma inanılmaz bir zevkle seyrettim. Fantastik setler, fantastik renkler, ünlü oyunculardan tadımlık küçük roller... Hepsi birleşip gerçekten mutlu eden bir film çıkmış. Başrolde Ralph Fiennes son derece başarılı, ama esas olay bellboy'u canlandıran ''Tony Revolori''de bitiyor.



Birdman: Açıkçası fragmanını izlediğimde fantastik yönü ağır basan bir film izlenimi almıştım. Ama hiç alakası yokmuş. Genel beğeniyi karşılamayacak bir yapısı var. Michael Keaton Riggan rolüyle uzunca bir aradan sonra kendine gelmiş gözüküyor. Performansı gerçekten iyi, öyle ki bu rolüyle çoğu ödülü almış durumda. Oscar şansı da yüksek. Emma Stone buradaki oyunuyla en iyi yardımcı kadın ödülüne aday oldu. Ben P. Arquette'ten daha naif bir rol sergilediğini düşünüyorum. Oyum ondan yana.

Edward Norton'da yardımcı erkek adaylarından ancak benim oyum tabiki J.K.Simmons'ın...

Inarritu iyi iş çıkartmış kendisini izlemeye devam...

''The unexpected virtue of ignorance''...



Veee... Whiplash: Benim için bu yılın sürprizi bu film. Utanmasam bütün ödülleri ona vereceğim ama diğerlerinin emeklerine haksızlık olacaktır. Abarttığım söylenebilirse de kafamdaki 'bir film nasıl olmalı' formatına gayet yakın seyreden bir yapım... J.K.Simmons nasıl bir oyunculuk sergilemiş öyle diyecek söz bulamıyorum ve bu konuda sanırım herkes aynı fikri paylaşır durumda. Miles Teller da gerçekten onun altında ezilmiyor. Duyguyu izleyiciye geçirmedeki başarıları son derece yerinde...

Yönetmen Damien Chazelle daha önce ismini duymadığım bir yönetmen, ama onu da izlemeye devam edeceğim. Başarılı işlere imza atacak gözüküyor.

Diğer filmlerle ilgili olarak kısaca; En iyi erkek oyuncu adayı ''Her şeyin Teorisi'' filmindeki Stephen Hawking rolüyle Eddie Redmayne çok iyi performans göstermiş, kuvvetli adaylardan biri.

Wild filminde Reese Winterspoon'un (kendisinden çok hazetmem), Cake filminde Jennifer Aniston'un kendilerini aşma çabaları.

American Snipper adı üstünde beylik bir Amerikan filmi. The İmmitation Game tatminkar değil...

En iyi kadın oyuncu adaylarına gelince benim oyum Rosamund Pike'ın... Gone Girl'de saygı duyulası bir oyunculuk sergilemiş.

Julianne Moore'un rolünü sevemedim, sebebini bilmiyorum açıkçası. Ama ödülü onun alacağına kesin gözüyle bakıyorum.

Oscar öncülleri olan diğer yarışmalarda ödülleri kazananların burada da üç aşağı beş yukarı aynı olacağını söylemek kehanet olmaz. Çoktandır şaşırtma özelliğini kaybeden bir Oscar'dan söz ediyoruz sonuçta...


Esin ÇAKIR



2105










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)