FOÇA’DA VAKIF İLE DERNEKLERİN DURUMU VE KATKILARI / Sebahattin Karaca
Sebahattin Karaca

Sebahattin Karaca

FOÇA’DA VAKIF İLE DERNEKLERİN DURUMU VE KATKILARI



Türklerde vakıfların tarihi çok eskidir. İmeceden başlayan alışkanlıklarla, özellikle çeşme, cami, okul, medrese, külliye, hela, çarşı, pazar, türbe, şadırvan, sebil, mescit, hamam, ılıca, yol, köprü, hastane, tımarhane, kütüphane, çamaşırhane, dökümhane, demirhane, dergah, sarnıç, sığınak, kabristan, kıraathane, eczane vakıfları kuruldu hayratları yapıldı. Burada ismini yazmakla bitiremeyeceğimiz yüzlerce çeşidi vardı.

Özellikle, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında vakıf kurmak, vakıf yoluyla insanların veya şehirlerin ihtiyaçlarını gidermek bir yaşam felsefesi olmuştu.

Kurulan her vakıf ve dernek genel olarak kurulma amacına yönelik hassasiyetle yönetilmiÅŸlerdi. Ancak bugün de bazı örneklerde görüleceÄŸi gibi, geçmiÅŸ zamanda da iyi yönetilmeyen vakıf ve dernekler olmuÅŸtu. Bu manada özellikle vakıflar için vakıf duaları ve vakıf bedduaları, yapılan bina ve hayratların en kolay görülen cephelerine yazılmış ve bu sayede insanların dikkati çekilmiÅŸti. Bunlardan en önemlisi Kanuni Sultan Süleyman’ın vakıf duası ve bed duasıdır.

Şöyle ki; “Allah'a ve Ahiret gününe inanan, güzel ve temiz olan Hazreti Peygamberi tasdik eden, Sultan, Emir, Bakan, küçük veya büyük herhangi bir kimseye, bu vakfı deÄŸiÅŸtirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, baÅŸka bir hale getirmek, iptal etmek, iÅŸlemez hale getirmek, ihmal etmek ve tebdil etmek helal olmaz. Kim onun ÅŸartlarından herhangi bir ÅŸeyi veya kaidelerinden herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle deÄŸiÅŸtirir, iptal eder ve deÄŸiÅŸtirilmesi için uÄŸraşır, fesh edilmesine veya baÅŸka bir hale dönüştürülmesine kastederse, haramı üstlenmiÅŸ, günaha girmiÅŸ ve masiyetleri irtikap etmiÅŸ olur. Böylece günahkarlar alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların hesabını görsün. Mâlik onların isteklisi, zebaniler denetçisi ve cehennem nasibi olsun. Zira Allah'ın hesabı hızlıdır. Kim bunu iÅŸittikten sonra, onu deÄŸiÅŸtirirse onun günahı, deÄŸiÅŸtirenler üzerindedir. KuÅŸkusuz O, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez... " *

Yukarıda yazılı “anlam” dolu bedduadan sonra, yine Kanuni Sultan Süleyman‘a ait vakıf duasından kısaca bahsetmeden geçemeyiz.

Şöyle ki; "Her kimse ki vakıfların bekâsına özen ve gelirlerinin artmasına itina gösterirse; bağışlayıcı olan yüce Allah'ın huzurunda ameli güzel ve makbul olup, mükâfatı sayılamayacak kadar çok olsun. Dünya üzüntülerinden korunsun ve her türlü tehlikeden muhafaza olunsun. " *



BUGÜNE GELİNDİĞİNDE:

Yukarıda belirttiÄŸimiz vakıf dua ve beddualarının yerini bugün Vakıflar Kanunu ve Yönetmelikleri almıştır. Bir veya birkaç amaca yönelik olmak üzere kurulan vakıf ve dernekler 4721 sayılı kanun ile kurulur ve faaliyet gösterir. Her vakfın ve derneÄŸin bir tüzüğü bulunur. Tüzük vakıf ve derneÄŸin anayasası gibidir. Güzel ilçemiz, Foça’da da pek çok amaca yönelik sayısız dernekle beraber en eskisi "Kürt Ali Vakfı" olmak üzere birkaç vakıf kurulmuÅŸtur. Kurulan vakıf ve derneklerin, azınlıkta olmak üzere, bir kısmı amacına yönelik çalışmalarını baÅŸarıyla sürdürmektedirler. Bunların hangileri olduÄŸu, “göstermelikten uzak" olan yılsonunda faaliyet raporlarında görülmektedir. DiÄŸerleri ise “tabela dernek ve vakfından” öteye gitmemektedir. Çünkü önemli bir bölümü desteÄŸini üyelerinden ve tabandan almak yerine, ya seçimle gelen bazı kamu kurumlarından almayı düşünmekten öteye gidememiÅŸ veya daha kurulurken bunu amaç edinerek kurulmuÅŸlardır.

Hiçbir derneğe zorla kimse üye edilemez. Ama isteyen herkes gönüllü olarak her derneğe üye olabilir. Belli bir amaca yönelik olmak üzere, gönüllülük esasına dayalı olarak kurulmuş, pek çok dernek, amaca ve hedefe uygun faaliyet gösteremediği için, yılsonunda genel kurullarını bile toplamakta zorlanmaktadırlar. Başarısız olan vakıf ve derneklerin başarıya giden yolda, en çok ihtiyaç duydukları şey; kurumsallaşmak ve tabana dayanarak yayılmaktır. Tam bu noktada ya yeteri kadar önemsemediklerinden, ya da başaramadıklarından dolayı kuruluş amacına uygun faaliyet sürdürmek, konusunda zorlanmaktadırlar. Çünkü takım çalışmasından uzak olunduğunda, ya da sadece bireysel gayrete dayandırıldığında veya yöneticinin her şeyin önünde tuttuğu kendi egolarını dayatması sonucu, başarısızlık kaçınılmaz oluyor. Tek adamlığı marifet bilen, "vizyonsuz" yönetici veya etrafındaki iş bilmez yöneticiler sayesinde temsil ettikleri dernek veya vakfı zora sokmaları, maalesef zamanla kaçınılmaz bir kader olur.

Genelde bunlar, okumak - kendini geliştirmek - araştırmak daha da başarılı olmak, ve temsil ettiği vakıf veya dernek için, kuruluş amacına yönelik kısa, orta, uzun vadeli planlar yapamayan, proje yaratamayan, konuştuğunda mangalda kül bırakmayan, tek adam zihniyetinin hakim olduğu, vakıf ve derneklerde sıkça gözlenmektedir.

Çok ilginçtir. Bir başka kurum başkanını, demokratik davranamamakla, başına buyruk olmakla, yerden yere vurabilen zihniyet sahibi aynı yönetici, kendisinin yönettiği sivil toplum kuruluşunun toplantılarında da eleştirdiği kişi gibi davranmaktan vazgeçemiyor. Bu manada bilinçsizce aynı şeyleri yaptığı veya aynı şekilde davrandığı, temsil ettiği vakıf veya derneği kibarlık, naziklik ve bilgelik içinde yürütmek yerine, mahalle kabadayısı gibi, zorbalığa başvurdukları da gözden kaçmıyor.

Bazılarının oyları ile, bazılarının ise sahibi olduğuna inandıkları nüfus ile, payda sağlamaya gayret ettikleri de izlenmektedir.

Hayırlı iÅŸler için kurulmuÅŸ, sivil toplum kurumunun, kendilerini sorgulayamayan bazı yöneticilerin, siyaset harmanında da, “bir yazda, beÅŸ-altı hasat” yapma çabaları da olduÄŸu gözlerden kaçmamaktadır. Bu tür yöneticiler eninde sonunda temsil ettiÄŸi kuruma ya imaj kayıp ettiriyor, ya inanılırlığını kayıp ediyor veya güven duygusunu ortadan kaldırma suretiyle, kendisine ve temsil ettiÄŸi kuruma zarar veriyor.

Kötü yönetilen dernek ve vakıflarda, sağladığı faydadan dolayı elbette bazı memnun olanlar çıkacaktır. Ancak bu durum geneli yansıtmadığı için itibar görmez.

Bu durum karşısında “gönüllülük esasına göre, hiçbir beklentisi olmayan, azimli – çalışkan - vefalı - güvenilir ve becerikli insanlar ilk aÅŸamada veya bir sonraki zaman diliminde birer birer ayrılır giderler. ” Bu ve benzer örneklerden dolayı iÅŸ vasıfsız yöneticilere kaldığından veya yönetimin başı vasıflı yönetimin kendini zorlayacağını varsaydığından, vasıfsız yönetim kurulu oluÅŸumunu tercih ettiÄŸinden maalesef Foça'da pek çok dernek ve vakıf ya çalışamaz durumdadır ya da ileriye dönük güven vermemektedirler. Kendisini iyi kötü idare edenlerin durumu ise, vakıf veya derneÄŸine göre; ya günü kurtarırlar, ya da varsa sabit gelirleri, o gelirini arttıramadan mevcut gelenle (daha önce emeÄŸi geçenlerin saÄŸladığı gelirlerle) yönetmeyi marifet sayarlar.

İskandinav ülkelerinden 4 milyon nüfuslu Norveç’te derneklerde 16 milyon üye varken yani her bir kiÅŸi en az 4 derneÄŸe üye iken, ilçemizde kurulu 40’a yakın dernekte üye sayısı 1500 kiÅŸiyi ancak bulmaktadır. Bu hazin tabloda bir baÅŸka manada genel olarak ilçemizde hakim dernek ve vakıfların iyi çalışmadığının diÄŸer bir göstergesidir. “Neredeyse bulut sevenler” derneÄŸinden “yaÄŸmurda gezenler derneÄŸine” kadar pek çok dernek olmakla beraber birkaçı hariç diÄŸerlerinin ele avuca gelen ve Foça’ya faydası olan faaliyetleri ne yazık ki görülmemektedir.

Bunların arasından Foça Yelken ve İhtisas Kulübü’nü, Foça Kitap Kulübü’nü, belki birkaç tane daha adını gururla anacağımız Foça’ya, Foçalı gençlere – Foçalı insanlara faydalı olan sivil toplum kuruluÅŸlarını taktir etmek gerekir. Yıllardır kendi imkanlarıyla faaliyetlerini sürdürürken, Foça’nın gencine yaÅŸlısına çok fayda saÄŸladılar ve saÄŸlamaya devam ediyorlar.

Dilerim ki ÅŸu ana kadar kurulmuÅŸ olan ve faaliyetlerinde zayıf kalmış tüm vakıf ve dernekler, biran önce kuruluÅŸ amacına yönelik, daha verimli ve daha demokratik çalışarak, Foça’nın ilerlemesi, tanıtılması, geliÅŸtirilmesi, güzelleÅŸtirilmesinden eÄŸitimine kadar, insanların daha saÄŸlıklı ve sıcak ortamlarda yaÅŸamalarından, geliÅŸtirilmiÅŸ kent kültürü içinde aydınları bol ve birbirine, doÄŸaya, denize, her türlü canlıya, engelliye, yaÅŸlıya saygılı ve ekonomisi yüksek bir Foça yaratılması hususunda faaliyet göstersinler.


Sebahattin Karaca

sebahattinkaraca35@hotmail.com
www.sebahattinkaraca.com



4 Mart 2015 Çarşamba / 3192 okunma



"Sebahattin Karaca" bütün yazıları için tıklayın...