SEÇİMDEN SEÇİME
Davut, yeni kabineyi kurma görevini yarısı peşin, geri kalanı altı ay taksitle aldı. İçinden, “Ben bunu gözü kapalı kurarım” dedi. Çünkü gençliğinde duşakabincide çalışmıştı. Gençliğinde kabin kuran bir insanın, büyüdüğünde kabine kurması zor değildi. Eve geldi, kabinenin kuruluş şemasını okudu. “Oku oku nereye kadar?” dedi. O anda kapı çaldı. Gitti kapıyı açtı, o da kim? Tuğrul, “Abi yardıma geldim. Kasetim varsa izleyen utansın” dedi. Elinde iki paket börek vardı. Çünkü bir alana bir bedava veriyorlardı. O anda, Davut’un kafasında şimşekler çaktı. Hemen telefona sarıldı ve Ayşe’yi aradı. “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı size verdim” dedi. Ayşe, “sosyal”in sosunu anladı, gerisini anlamadı. Davut, aynı cümleyi tekrarladı. Sosyal mosyal bişeyler söyledi. Ayşe, hiç bişey anlamadı. Ancak birkaç kez telefona üfledi. “Ben, şimdi böreği fırına veriyorum. İbibikler öter ötmez oradayım” dedi. Demez olaydı. Konuşmalara kulak misafiri olan Tuğrul,“Abi, benim bildiğim fırına mercimek verilir. Bunda bi yanlışlık var” dediyse de, Davut kulak asmadı. Çünkü o, kabineyi kurmakla meşguldü.
Kapı yine çaldı. Kapıyı, yıldırım hızıyla Tuğrul açtı. Gelenler, Tuğrul’un mahalle arkadaşlarıydı. İçlerinden biri söz aldı ve “Partiden izinsiz Davutlara gittin. Bu nedenle seni, partiden Çin’e ihraç edeceğiz” dedi. Tuğrul gülerek, “Parti, babamın doğum günü partisidir. Biz orada çay içeriz ama çorba içmeyiz. Kurabiye yeriz ama miras yemeyiz. Beni kimse partiden atamaz. Ankara/Çinçin Bağları’na giderim, Çin’e gitmem” şeklinde karşılık verdi. Konuşmaları duyan Davut, “Aferin Tuğrulum, seni yardımcım olarak yanıma alıyorum” diyerek, Tuğrul’un sırtını sıvazladı. Tuğrul ise, sırtının Davut tarafından kaşındığını zannetti.“Abi biraz daha aşağıya in” diyerek anlamsız hareketler yaptı. Sonra bir sessizlik oldu. Çünkü Tuğrul, ne iş yapacağını merak etmişti. “Abi ben ne iş yapacağım? Sigortam olacak mı?” diye sordu. Davut, “Sigortan olacak ve hiç atmayacak“ dedikten sonra ekledi: “Danıştay, MGK, tavsiye mavsiye, görüş mörüş, Bakanlar Kurulu gerisine karışma, Koordinasyon kordonu, Yurtdışı’nda tatil, vb. gibi görevleri yürüteceksin” dedi. Tuğrul, anlamadı ama anlamış gibi yaptı. Nasıl baktıysa öyle, Davut şu soruyu sordu: “Sen âşık mısın?”
Aradan biraz zaman geçti. Davut, “Kabineyi kurdum, tıkır tıkır çalışıyor” dedi. Tuğrul, kontrol etmek amacıyla kulağını kabineye dayadı. Sol kulağı az işittiği için bişey duymadı. Aklına geleni söyledi. Daha doğrusu, “Abi, iki ay sonra işten çıkarmazsın değil mi?” gibi bir soru sordu. Davut çok fena kızdı. Bıyıkları titredi. Tuğrul’a, yapacakları ilk kabine toplantısını hatırlattı. Tuğrul, “Abi, iş olacağına varır. Ayşe’ye söyleriz bize börek yapar. İsteyen ayran içer, isteyen çay…” diyerek moral verdi. Davut, “Bunu nasıl düşünemedim, aklınla bin yaşa” diyerek Tuğrul’a sarıldı. Onu alnından öpmek istedi ama boyu yetişmedi.
Ertesi gün, yeni bakanlar kurulu, bir börekçide toplandı. Gazeteciler, toplantıya katılan Bakanların nereye baktığını anlayamadı. Toplantının sonunda Hükümet Sözcüsü Numan, “Nasıl toplandığımızı gördünüz. İstersek toplanırız. Toplantıda su böreği yaptık, suyun kaldırma gücüne baktık. Ben şahsen kendimi kurtardım. Vatandaş başının çaresine baksın” dedi. Toplantı sonunda, gazetecilere su böreği dağıtıldı. Gazetecilerden biri, “Anladım, suyunuz ısındı demek istiyorsunuz!” diyerek, bir kalıp sabun istedi. Bakanlar Kurulu’nun üyeleri “Bizim işimiz var” diyerek cevap vermedi. Ve yavaş yavaş çalışmaya başladı. Sağdan soldan sesler geliyordu. Yeni hükümetin ilk icraatı sağlıkta şiddeti önlemek olsun. Yeni hükümet öncelikli olarak kadın sorunlarına eğilsin. Yeni hükümet ilk olarak hayat pahalılığını önlesin. Yeni hükümet onu yapsın, bunu yapsın… Davut, “Arkadaşlar bi dakka! Burada, İcraatın İçinden’i çekmiyoruz” diyerek hiddetlendi. Tuğrul, “Haklısın Abi” anlamına gelecek şekilde başını sallarken bir başka üye şu soruyu sordu: “Vatandaşın seçime gitmesini anlıyorum da, biz niye seçime gidiyoruz onu anlamıyorum.”
|