SEVELİM SEVİŞELİM
Rus turistler Türkiye'ye geldiler, sevildiler, seviştiler, günlerini gördüler.
Yıllar önce babasıyla Türkiye'ye gelmiş Rus turist bugün kendisini erişkin olarak görüyor.
Haliyle sevişmek istiyor.
Bu tarihin doğal seyridir.
Biz, Türk-Rus ilişkisinin normalleşmesini istiyoruz.
Bu iş tek taraflı olmaz.
Ancak normalleşmeden sevişmek anlamı çıkmasın.
Turist sayısında panik havası yok, Aydın havası var.
Şimdiden sektöre destek veriyoruz; çalıp oynuyoruz.
Rezervasyonla ilgili sıkıntılara karşın restorasyon iyi gidiyor.
Hayatın akışını değiştirmeden mücadele ediyoruz.
Geçen yıl hayatı akışına bıraktık, üstümüz başımız battı.
Sonra oturduk teşvik paketi hazırladık.
Bu da yanlış anlaşıldı.
Oysa biz, kimseyi sevişmeye teşvik etmedik.
Zaten sektör karamsar psikolojiye girerse kimse sevişemez.
Siyasetin amacı tıkanıklığı aşmaktır.
Sevişenlerin işine karışmak değildir.
Engelin ya üstünden atlayacağız, ya yanından geçeceğiz.
Sevişenleri rahatsız etmeyeceğiz.
Türkiye'ye gelecek turist misafirlerimizin yanındayız.
Onlar keyiflerini bozmasın, valla göz ucuyla bile bakmayız.
Çevreciler ne kadar duyarlıysa biz de o kadar duyarlıyız.
Ancak biz onlar gibi tahrik olmayız.
Şeffaf olursak çözemeyeceğimiz mesele yoktur.
Anadan üryan şeffaflıktan söz etmiyoruz tabi.
Toprak bizim, yer altındaki zenginlikler bizim, gerisi sizin.
Kesilen ağaçların 10 misli dikilecektir.
Organik ormanlarımız olacak, vatandaş organik ormanlarda dolaşacak.
Kritik konularda ABD'yi uyardım.
Obama, “Yeter fazla uyarma, fena oluyorum” dedi.
Herkes ayağını denk alsın artık.
Tavrımız açık ve nettir.
Üzerimize düşeni yapacağız.
“Şimdi müsait değilim” demeyeceğiz.
Avrupa’daki basın organlarında yer alan başlıklar bizi şaşırttı.
“Türkiye daha fazla sevişmek istiyor” deniyor.
Şunu açıklığa kavuşturmak istiyorum ancak neyi açıklığa kavuşturacağımı bilmiyorum.
Biz aslında AB’ye entegre olmak istiyoruz.
Vatandaşlarımız, sevişerek entegre olmuş zaten.
Bu çerçevede vize serbestisi için söz aldık.
“Olmazsa sınırı vizitesiz geçersiniz” dediler.
Bu sözleri çerçeveletip duvarımıza astık.
Çünkü ifade özgürlüğü demokrasimizin bir değeridir.
“Benimle sevişir misin?” demek, düşünce özgürlüğü demek değildir.
Dönüşüm programının takibini yakından yapıyoruz.
Dön babam dön, fırıldak gibi dönüyoruz.
Biz yine de sevelim, sevişelim.
Hamdolsun bu konuda elle tutulur bir gelişme sağladık.
Ne tuttuk, nasıl tuttuk işte o belli değil…
|
