284
Henüz ölmedik. Bugün de ölmedik. Fiziksel olarak bir bütün soluyoruz havayı. Hava ölüm kokuyor. Hava umudu kara bir patlamanın dumanı ile içine çekmiş, sömürmüş.
Henüz ölmedik. Bugün de ölmedik. Şehirlerden birinde babasının ciğerlerine çektiği kokusu gözlerimize mıhlanmış bir kare, bakıp bakıp ağlıyoruz… Bir baba evladını bu kadar mı güzel sever diye.
Henüz ölmedik. Bugün de ölmedik. İki sevgili ey adalet hanım bekle senin bilginin ışığı ve terazinin tartanları ile yeryüzünü aşkın yüzüne çevireceğiz diyor, parçalanıyor yüreklerimiz gençlerin gözlerindeki ışıktan.
Henüz ölmedik. Bugün de ölmedik. Gencecik bir fidan kendinden bilmiş bir ağacın fidanını yarınlara “Senin gibi kök salacağım” der gibi gururla bakıyor objektife, biz gencin anası oluyoruz o an yanıyor bedenimiz.
Henüz ölmedik. Bugün de ölmedik. Şükretmek ağır geliyor bugün. Kim bilir orta yaşa ulaşmış olmak zaferini bile fazla görür gibi utanıyoruz gencecik onlu yaşlarda, yirmili yaşlarda insanların ölümünden.
Henüz ölmedik. Bugün de ölmedik. Bu satırları yazabiliyor olmak bile ağırlaştırılmış bir mahpus gibi şimdi bize. Yükümüz her geçen gün artıyor. Korkuyoruz, korkuyor olmaktan korkmuyoruz. Zira daha kendi tırnağımızın altındaki ete dokunmamışlar. Ama dokunmuş gibi acıyor canımız.
Henüz ölmedik. Bugün de ölmedik. Alışmak belki bir şarkıya, bir yemeye, bir beldeye… Ölüme alışılmaz ki! İnsan ölmekten korkmaz ama canından ötelerinin canına kastedilecek olma ihtimalini kâbusu bilir ve korkar.
Henüz ölmedik. Bugün de ölmedik. Koca bir çocuk oyununda dağıtılmış rollerin yanlış oynanıyor olması sonucunda yarım bırakılmış hikâyelerin küslüğü sardı bizi. Cezalı olması gereken onlar, oyunun içinde oynayanlar değil!
Henüz ölmedik. Bugün de ölmedik. 13.03./284; kaç kişi değil kimlerin? Niçin? Neden böyle yaptığının soruları dolaşıyor hava da. Hayatın grizu patlaması olmuş da ülkece zehirlenmişiz gibi. Soluyamıyoruz, kaybedilen insanlık sayısı, kaybedilen… İnsanlık… İn!
15/3/2015
arzudincer0@gmail.com
|