 
                
                
                Tayfun ÖZKAYA
  		
		  TARIM ZEHİRLERİNİN ÖNLENEBİLİR HEGEMONYASI
		  
		  
				    
  
 
 
		 	
			
		  
			  
	
Tarım zehirleri köylüler arasında gerçek bir egemenlik kurmuÅŸ. Geçen hafta Marmaris köylerinde dolaÅŸtık. Köylülerin çoÄŸu tarım zehirlerini epeyce bilgisizce ve kontrolsüz kullanıyor. ÖrneÄŸin birkaç ürün için önerilen bir ilacı akıllarına gelen her ürüne kullanıyorlar. Hasattan çok kısa bir süre önce ilaçlama yapıyorlar, önerilen dozun üzerinde ve daha sık zehir atıyorlar. Bu durumlarda yasalara göre cezalandırılmaları da gerekir. Bazı köylerde Tarım İlçe Müdürlüğü sebze, meyve örnekleri almış ve “maksimum kalıntı limiti” denilen dozun üzerinde kalıntı çıkan bazı köylülere 1500 TL. ceza yazmışlar. Ancak mevzuata göre incelenen parti ürünün de imha edilmesi gerekirken, bu yapılmamış. Bu cezaların arkasından yapılan bazı eÄŸitimleri köylü dinlemiÅŸ ve bazı ÅŸeyleri öğrendiklerini bize söylediler. Bu da bir ilerleme sayılabilir. Ancak imha yapılmadıkça bu cezanın çok da etkili olmayacağını gördük. Dahası bu kontroller de çok seyrek. Caydırıcı bir etki yaratması pek kolay deÄŸil. Bir köyde konuÅŸurken köylüler zehirsiz tarımın mümkün olmadığını söylediler. Marmarisli bir arkadaşımız bunun sonucunun kanser olduÄŸunu söyledi. Arkadaşımız babasını küçükken kanserden kaybetmiÅŸ. Bunu anlatırken çok duygulandı. Bunun üzerine “yapamayız, edemeyiz” diyen köylüler de daha anlayışlı bir tavır takındılar. Füsun Tezcan’ın “Börtü Böcek İçin DoÄŸa Dostu Öneriler ve Ev Yapımı İlaçlar” kitabından ısırgan, arap sabunu veya tesbih aÄŸacı meyvesi gibi malzemelerle yapılan kolay, ucuz ve zararsız reçeteleri kendileri ile paylaÅŸtık. BaÅŸka bir köyde bu ev yapımı ilaçlardan söz ederken bir köylü katılımcı “siz bunları tarım ilaçları satıcılarına, ÅŸirketlere anlatın. Onlar bu ilaçları bize hazır satsın” dedi. İşte bu hegemonyanın en üst perdesi. Köylü 50 yıldır sistematik bir ÅŸekilde aklını kullanmamaya itilmiÅŸ. Artık bazıları illa ki sömürülecekler, baÅŸka çare yok. Bu arkadaÅŸa “yemek sodalı su karışımını” okudum:
Sodyum bikarbonat (yani yemek sodası) toptan çok ucuza alınabilir. %1 oranında, yani 10 litre suya 100 gram karbonat konularak külleme hastalığı için kullanılır.
Sonra sordum. Bunu yapmak çok mu zor? Başka bir reçeteyi okudum:
Arap sabunu - alkol karışımı: Yaprakbitleri, kırmızı örümcekler, tripsler, sıçrayan bitkibitleri, unlu bitler, yaprakpireleri, beyaz sinekler ve bazı kelebek larvalarına karşı etkilidir. Hassas olan gül gibi süs bitkileri ve sebze fidelerinde doz üçte bir oranında seyreltilebilir. 300 gram arap sabunu, 150 mililitre (on yemek kaşığına eşittir) ispirto veya yarısı kadar beyaz alkol ile iyice karıştırılır. Bu karışım on litre suyla yeniden karıştırılır. Püskürtülerek uygulanır.
Tekrar sordum. Bunu yapmak çok mu zor?
Köylüler tarım zehiri kullandıklarında önce kendileri, çocukları kanser oluyor. GittiÄŸimiz bir köyle ilgili olarak bir Marmarisli “bu köyden çoktandır kanser dışında ölüm çıkmıyor” dedi.
Ev yapımı ilaçları kullanırlarsa masrafları da düşecek. Ayrıca zehirlerin çoğu arılar için de çok zararlı. Arıcılığın gelişmesi ve ürünlerin sağlığı açısından zehirleri kullanılmamaları gerekiyor. Her köyde birkaç kadın ve erkek hiç zehir kullanmadan sebze, meyve üretmeye devam ediyor. Bu kişiler bu bilgilere çok ilgi gösterdiler. Bu köylerde biberlerin ilk üründe iyi olduğunu, hemen arkadan gelen üründe biberlerin top gibi kıvrıldıklarını söylediler. Bunun kesin olmamakla birlikte nematod olduğunu düşündük. Köklerde boncuk gibi urların olduğunu köylüler söylediler. Çare agroekolojik yöntemlerde var. Buraya da yazarım. Ama sorunu olanlar biraz uğraşsınlar. Tarım zehirlerine karşı bağımsızlık isteyenler biraz uğraşacak. Yoksa bağımlı olmak çok kolay. Ama maliyeti çok ağır. Hayatı bile kaybetmek var ucunda.
Yurt Gazetesi 1.4.2016
 
      
     
	  
       
Tayfun ÖZKAYA
       
        
		
	  			 
 
 
				 
				 
				 
				
   
		 	 
     
	
	 
	
	
	
	 
	   
 
				 
				 
				  
 
	    
	  		  
 
	      	    
 
"Tayfun ÖZKAYA" bütün yazıları için tıklayın...
 
 
            
 
			
        Tarım zehirleri köylüler arasında gerçek bir egemenlik kurmuÅŸ. Geçen hafta Marmaris köylerinde dolaÅŸtık. Köylülerin çoÄŸu tarım zehirlerini epeyce bilgisizce ve kontrolsüz kullanıyor. ÖrneÄŸin birkaç ürün için önerilen bir ilacı akıllarına gelen her ürüne kullanıyorlar. Hasattan çok kısa bir süre önce ilaçlama yapıyorlar, önerilen dozun üzerinde ve daha sık zehir atıyorlar. Bu durumlarda yasalara göre cezalandırılmaları da gerekir. Bazı köylerde Tarım İlçe Müdürlüğü sebze, meyve örnekleri almış ve “maksimum kalıntı limiti” denilen dozun üzerinde kalıntı çıkan bazı köylülere 1500 TL. ceza yazmışlar. Ancak mevzuata göre incelenen parti ürünün de imha edilmesi gerekirken, bu yapılmamış. Bu cezaların arkasından yapılan bazı eÄŸitimleri köylü dinlemiÅŸ ve bazı ÅŸeyleri öğrendiklerini bize söylediler. Bu da bir ilerleme sayılabilir. Ancak imha yapılmadıkça bu cezanın çok da etkili olmayacağını gördük. Dahası bu kontroller de çok seyrek. Caydırıcı bir etki yaratması pek kolay deÄŸil. Bir köyde konuÅŸurken köylüler zehirsiz tarımın mümkün olmadığını söylediler. Marmarisli bir arkadaşımız bunun sonucunun kanser olduÄŸunu söyledi. Arkadaşımız babasını küçükken kanserden kaybetmiÅŸ. Bunu anlatırken çok duygulandı. Bunun üzerine “yapamayız, edemeyiz” diyen köylüler de daha anlayışlı bir tavır takındılar. Füsun Tezcan’ın “Börtü Böcek İçin DoÄŸa Dostu Öneriler ve Ev Yapımı İlaçlar” kitabından ısırgan, arap sabunu veya tesbih aÄŸacı meyvesi gibi malzemelerle yapılan kolay, ucuz ve zararsız reçeteleri kendileri ile paylaÅŸtık. BaÅŸka bir köyde bu ev yapımı ilaçlardan söz ederken bir köylü katılımcı “siz bunları tarım ilaçları satıcılarına, ÅŸirketlere anlatın. Onlar bu ilaçları bize hazır satsın” dedi. İşte bu hegemonyanın en üst perdesi. Köylü 50 yıldır sistematik bir ÅŸekilde aklını kullanmamaya itilmiÅŸ. Artık bazıları illa ki sömürülecekler, baÅŸka çare yok. Bu arkadaÅŸa “yemek sodalı su karışımını” okudum:
Sodyum bikarbonat (yani yemek sodası) toptan çok ucuza alınabilir. %1 oranında, yani 10 litre suya 100 gram karbonat konularak külleme hastalığı için kullanılır.
Sonra sordum. Bunu yapmak çok mu zor? Başka bir reçeteyi okudum:
Arap sabunu - alkol karışımı: Yaprakbitleri, kırmızı örümcekler, tripsler, sıçrayan bitkibitleri, unlu bitler, yaprakpireleri, beyaz sinekler ve bazı kelebek larvalarına karşı etkilidir. Hassas olan gül gibi süs bitkileri ve sebze fidelerinde doz üçte bir oranında seyreltilebilir. 300 gram arap sabunu, 150 mililitre (on yemek kaşığına eşittir) ispirto veya yarısı kadar beyaz alkol ile iyice karıştırılır. Bu karışım on litre suyla yeniden karıştırılır. Püskürtülerek uygulanır.
Tekrar sordum. Bunu yapmak çok mu zor?
Köylüler tarım zehiri kullandıklarında önce kendileri, çocukları kanser oluyor. GittiÄŸimiz bir köyle ilgili olarak bir Marmarisli “bu köyden çoktandır kanser dışında ölüm çıkmıyor” dedi.
Ev yapımı ilaçları kullanırlarsa masrafları da düşecek. Ayrıca zehirlerin çoğu arılar için de çok zararlı. Arıcılığın gelişmesi ve ürünlerin sağlığı açısından zehirleri kullanılmamaları gerekiyor. Her köyde birkaç kadın ve erkek hiç zehir kullanmadan sebze, meyve üretmeye devam ediyor. Bu kişiler bu bilgilere çok ilgi gösterdiler. Bu köylerde biberlerin ilk üründe iyi olduğunu, hemen arkadan gelen üründe biberlerin top gibi kıvrıldıklarını söylediler. Bunun kesin olmamakla birlikte nematod olduğunu düşündük. Köklerde boncuk gibi urların olduğunu köylüler söylediler. Çare agroekolojik yöntemlerde var. Buraya da yazarım. Ama sorunu olanlar biraz uğraşsınlar. Tarım zehirlerine karşı bağımsızlık isteyenler biraz uğraşacak. Yoksa bağımlı olmak çok kolay. Ama maliyeti çok ağır. Hayatı bile kaybetmek var ucunda.
Yurt Gazetesi 1.4.2016
Tayfun ÖZKAYA
"Tayfun ÖZKAYA" bütün yazıları için tıklayın...
