FOÇA’NIN PANELLERİ VE FESTİVALLERİ / Sebahattin Karaca
Sebahattin Karaca

Sebahattin Karaca

FOÇA’NIN PANELLERİ VE FESTİVALLERİ



Foça’da Turizm Haftası dolayısıyla düzenlenen ve benim de ilk katıldığım, Nisan 1982’de belediye baÅŸkanlığı ve Jandarma Okul Komutanlığı tarafından yapılan toplantıydı.. Jandarma Okul Komutanlığı diyorum; çünkü pek çok insan tarafından bilinir ki, o yıllar Türkiye’de örfi idare (askeri yönetim) vardı. Belediye baÅŸkanlarını atayan askeri yönetim döneminde, Foça Belediyesi’nin aldığı her karardan ve attığı her adımdan Jandarma Alay Komutanlığı’nın haberi olurdu.

Genel sorun iletiÅŸim

Turizm Haftası nedeniyle Foça esnaflarından oluÅŸmuÅŸ bir gurup, turizm haftasını kutlamak ve ufak tefek fikir alışveriÅŸi yapmak için Jandarma Komando Okulu’nun gazinosunda bir araya geldi. Toplantıyı Garnizon Komutanı Fazlı PaÅŸa ile dönemin Belediye BaÅŸkanı Süleyman Ege yürüttü. Toplantıda o günün koÅŸullarında Foça turizminin en önemli sorunlarının başında o gün, “Foça – İzmir arası ulaşım” geliyordu. Günde sadece birkaç kere İzmir’e otobüs vardı. Otobüs sefer sayısının artırılması isteniyordu. Telefon haberleÅŸmesi manuel santral aracılığıyla yapıldığından manuel santral kapasitesinin artırılması da önemli bir gündem maddesiydi. Teline kuÅŸ konduÄŸunda, yaÄŸmur yaÄŸdığında, rüzgar çıktığında birbirine ekli elektrik tellerinin deÄŸiÅŸtirilmesinin gereÄŸine inanılıyordu ve yönetimden, bunların iyileÅŸtirilmesi isteniyordu. Kuzeyde en son bina YeÅŸiltepe’de, güneyde ise bugünkü otobüs garajının orada idi. Foça’nın çöpü, üstü açık römork ile çekiliyordu. Bu arada baÅŸka turizm merkezlerinde, hidrolik sistemli üzeri kapalı araçlar, çöp toplama iÅŸinde devreye girmiÅŸti. Foçalı esnaf da traktörden çöp aracına geçmek istiyordu.

Bugünkü Bedesten’in bulunduÄŸu alanda Rumlardan geriye kalan üzeri açık hangarlar vardı. Belediye bu hangarlara sonbahara doÄŸru kömür yığar ve oradan evlere dağıtımını yapardı. Tabi bu süre zarfında kömür tozu tüm kente yayılırdı. Açık kömürlerin acaba torbalarda taşınıp taşınmamasının mümkün olup olmadığı tartışılırdı.

Bugünkü “Turizm Haftası” panel konuları

O yılların Turizm Haftası toplantılarından bugünlere gelindiÄŸinde; Turizm Haftalarında baÅŸta Dokuz Eylül Üniversitesi, Foça Reha Midilli Turizm Fakültesi ve Foça Belediyesi olmak üzere Foça’da Türkiye, İzmir, Foça turizmi hakkında bilimsel toplantıların ve panellerin 6.’sı 20 Nisan 2016 tarihinde Foça Belediyesi Reha Midilli Kültür Merkezi’nde gerçekleÅŸtirildi.

40. Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Türkiye, İzmir ve Foça Turizmi” baÅŸlıklı paneli Prof. Dr. Alp Timur yönetti. Panelist olarak da ETİK BaÅŸkan Yardımcısı Åžinasi Akçay, ETİK İcra Kurulu BÅŸk. Yard. Öğr. Gör. Avukat İlker Ünsever, TÜRSAB Ege Bölgesel Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Ali HepÅŸen, İzmir Turist Rehberleri Odası BaÅŸkanı Nihat Nebil Altınel katıldı. Panelin konusu “Kriz, Etkileri ve Çözüm Önerileri”ydi. Yani burada 1982’deki toplantıda olduÄŸu gibi ulaşım, haberleÅŸme, elektrik, su, çöp toplama yöntemi, alt yapı ile ilgili sorunlar görüşülmedi; onların yerine, turizmde uluslararası rekabet içinde ülkemizin yeri, ülke içinde ve komÅŸularda gerçekleÅŸen krizlerin, savaÅŸların Türk turizmine verdiÄŸi zararların büyüklüğü ve telafisi için nelerin yapılması gerektiÄŸi tartışıldı.

Açıkça söylemem gerekir ki Türkiye turizminde olduğu gibi Foça turizminin de konu başlıkları değişmiş, içeriği daha bilimselleşmiştir. İşin bu tarafında geride bıraktığımız 34 yılda bu tür değişiklikler yaşandı.


Foça festivalleri

Foça festivallerinde de maalesef çoÄŸu zaman olumsuz yönde deÄŸiÅŸiklikler yapılmıştır. Mesela Foça; turizm pilot bölgesi olduÄŸu 1960’lı yılların ortalarından, Türkiye’nin ilk tatil köyü olan Clup Med’in 1967 yılında açılmasından bugüne kadar, markalaÅŸmış bir festival yaratamamıştır. İlk festivalden son festivale kadar deÄŸiÅŸen belediye baÅŸkanları ile birlikte, Foça’da yapılan festivallerin hem adı hem de içeriÄŸi deÄŸiÅŸmiÅŸtir. Ağırlıklı olarak başına da “uluslararası” denilmiÅŸtir.

İsim ve içerik değişmez

Antalya’da ilk düzenlendiÄŸi yıldan bugüne kadar Altın Portakal, Adana’da Altın Koza, İstanbul’da Caz Festivalleri hiçbir zaman isim ve içerik deÄŸiÅŸikliÄŸine uÄŸramamıştır. Aynı durum Alaçatı’da görülmektedir. Alaçatı Ot Festivali, Alaçatı ile öylesine özdeÅŸleÅŸmiÅŸtir ki bundan sonra gelecek olan hiçbir belediye baÅŸkanının ya da belediye yönetiminin Alaçatı Ot Festivali’nin adını ve içeriÄŸini deÄŸiÅŸtirmeleri söz konusu olamaz.

Bir turistik ÅŸehir için imaj bir kere yaratılır. Bunun üzerinden kent tanıtılır. Her yıl festivalin adı ve içeriÄŸi deÄŸiÅŸtiÄŸinde ortada kent imajı diye bir ÅŸey kalmaz. Buna benzer bir durum, Foça ambleminin yapılmasında da gerçekleÅŸmiÅŸtir. Ödüllü yarışma ile yaptırılan Foça amblemi nasıl ki her belediye baÅŸkanlığınca kullanıldıysa ve kullanılan amblem, Foça için nasıl bir imaj yarattıysa, aynı yöntemle festivaller de Foça için bir imaj yaratmalıydı. Maalesef bu olmadı. Pek çok belediye baÅŸkanı kendisinin birinci uluslararası X festivalini yapmaya çalıştı. Sonuç olarak Foça festivalleri imajdan yoksun kaldı. Dolayısıyla Foça’ya gereÄŸi kadar katkı saÄŸlayamadı.










Sebahattin Karaca

sebahattinkaraca35@hotmail.com
www.sebahattinkaraca.com



22 Nisan 2016 Cuma / 3315 okunma



"Sebahattin Karaca" bütün yazıları için tıklayın...