Kuşkonmaz çorbası ve Tarık Dursun K.
- Abla sen hiç kuşkonmaz çorbası içtin mi, ah pardon yaptın mı diye soracaktım!
- Yaptım Tarık ağabey yaptım da, hayırdır nereden aklınıza geldi kuşkonmaz!
- Ben içmedim. Televizyonda gördüm pırasaya benziyordu devasa kalın bir kuşkonmazdı, nasıldır merak ettim.
- Ah sormayın, kuşkonmazın kültürünü üretiyorlar artık. Avrupa’da yıllardır var da şimdilerde Türkiye’de de yetiştiriliyor. Gövdesi kalın sopa gibi bir şey, çorba için çok ince kıyılıyor. Oysa yabanisi öyle mi, adı üzerinde kuş konmaz, kuşların konamayacağı kadar inceciktir sürgünü.
- Haklısın Abla, bahar aylarında annem yumurtalı yapardı bakır sahanda. İnce olurdu, taze soğan da kıyardı içine. Çocuktum o zamanlar…
Çocukluk uzak bir ülkeymişçesine oturdu gözlerine. Kısacık bir gel git o kadar, sonrası uykudan uyanış. Ardından ani bir değişimle başka bir konuya sıçrayış... Hep böyle yapardı zaten.
- Balkondaki yuvanın sahipleri geldi. Kırlangıçların hafızası; bir de kuş hafızalı derler, kedilere yine iş düştü!
Küçük kız çocuklarına “abla” diyerek onları büyütürüz ya, ona benzer sevecenlikle abla derdi bana da. Ne yapıp edip yeme-içme mutfak konularına değinirdi beni gördüğünde. Aramızdaki iletişme biçimimizdi bu. Genellikle elimde, ona tattırmak istediğim küçük bir lezzet tabağı olurdu. Bir bana bir tabağa bakıp ne getirdiğimi hiç merak etmez görünüp, olmadık bir konunun orta yerine balıklama dalardı. Şaşırmak onunla olmanın şartıydı sanki. Severdi şaşırtmayı Tarık Ağabey.
Sağ olana dün gibi denir ya, dün gibiydi gündelik anılarımız. İşte yokluğunun senesi oldu bile. Bugün, senin eşsiz hatıran için domat bastı yapayım diyordum vazgeçtim. Bir koşu o kocaman markete gidip kültür kuşkonmazı aldım çorba yapacağım. Önce tereyağında un kavurup süt ve yoğurt ile güzel sulu bir miyane hazırlayacağım sonra başka bir tavada sarımsaklarla beraber sotelediğim kıyılmış kuşkonmazları içine atacağım. Kaynamaya başlayınca yirmi dakikada pişecektir. Baharat olarak sadece karabiber yeterli.
Yabancı mutfaklarda muskat ve kişniş de koyuyorlar ya, boşver. Ben koymayacağım. Ruhuna değsin…
|