ISSN 1308-8483
UTANCIMIZ VAR.. / Zeynep Ayşe EDİRNE
  Yayın Tarihi: 2.3.2009    


UTANCIMIZ VAR..

Elimiz kalem tutuyor, okumuşuz öğrenmişiz.. doğruları yanlışları aşıp gerçeği bulduğumuza inanıyoruz.. yazıyoruz hep.. ateş saçıyor kalemimizin ucu.. dağdaki sağır sultan bile duydu, anladı bizi diyoruz.. hayıflanıyoruz..

Çünkü biz aydınız, entellektüel.. vatanseveriz herkesten çok.. işçinin, köylünün, dar gelirlinin, ezilenin ve mazlumun hakkını korumak bizim misyonumuz(!).. yarıştayız kendi aramızda.. katılımcı, paylaşımcı sıfatlarımız var.. bir de içten içe kor gibi yanan, için için bir ego ile, ne kadar kültürlüyüz, yetenekliyiz ve ne kadar da önündeyiz toplumun.. birbirimize sunuyoruz, birbirimizde onaylıyoruz bunları..

Halbuki utancımız var, göz ardı ediyoruz.. bayrağı, vatanı, ahde vefayı savunuyoruz.. hoşgörü, uzlaşma, barış ve kardeşlik hep dilimizde.. hep anlatıyoruz.. ama utancımız var, kendimize gizleniyoruz.. Ne Nazım'ın ''Büyük İnsanlık'' şiirindeki kardeşlerimizi, insanlarımızı tanıyoruz, ne Taksim Parkı’ndaki heykelde, Mustafa Kemal ile yan yana duran Rus generallerini..

Haklıyız.. seçimle hükümet olduğunu gözümüze sokan, özgürlüğü sadece dini inançta gören, totaliter bir siyasi temsile direniyoruz.. sanıyoruz.. Utancımız var ama, hala şiirler, şarkılar, öyküler, övgüler diziyoruz, yalnızlığımızın hüznünün en ağlak haliyle.. kolay geliyor çaresizliğin isyanı.. duyguluyum, akıllıyım, 'hep biliyorum'dan kopamıyoruz sanata sığınarak.. çırpınıyoruz çala kalem.. oysa korkuyoruz, itiraf edemiyoruz.. gözdağı verilmesinden, tehditten, baskıdan korkuyoruz, hazmedemiyoruz, ''hayatın bir anlamı yok.. hayatımızdan daha değerli bir şey yoksa'' görüşünü kabulleniyoruz rakı sofralarında.. sevinci kısır, sohbeti tensel imalı, sevgisi ürkek yaşadığımızı aslında.. sonra hüznümüzü ölüme, uykuya taşıyoruz..

Farkında mıyız? ''geçmişin tehlikesi esir olmaktı, geleceğin tehlikesi robot olmak'' sözüne basiretimiz bağlanmış, çıkamıyoruz meydanlara, başlatamıyoruz sonuna kadarları.. oyalanıyoruz.. biz oyalanırken işsizlik çığ olup üstümüze düşüyor, düşüncelere, kalemlere kilit vuruluyor, onurlar satılıyor, satın alınıyor.. Utancımız var bizim.. Neyi bekliyoruz? Bu ülkede görüp geçirmediğimiz olay kaldı mı? Artık kocaya, çocuğa pişecek aştan, bir kerecik görsem diye özlenen aşktan, işten güçten, gündelik hayat telaşından, eşten dosttan, sevgiliden, hatta 'takdir-i ilahi'den de önemlisi var.. basiretsiz, ufku olmayan bir siyasete sürüklenen, haketmediği cefalara terkedilen bu ülkenin insanları için.. bir şeyler yapmak lazım..

Çünkü utancımız var.. Tepki mitingleri değil, zafer.. sonuna kadar zafer mitingleri lazım.. Tandoğan'da, Taksim'de değil, Türkiye'nin bütün meydanlarında bir gün, iki gün değil, sonuna kadar itiraz etmek, 'istemiyoruz' diye haykırmak lazım..

Bir gün yaşlılıktan beli bükülmüş, saçı ağarmış, yıllar yorgunu halimize, küçük bir çocuğun çıkıp da ''muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur'' ne demek diye sormasını istemiyoruz..

Bir gün utanmamalıyız...


Zeynep Ayşe EDİRNE



1837










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)