 
                
                
                Tayfun ÖZKAYA
  		
		  İZMİR’DE DE SU ŞİRKETLERİNİN HAKİMİYETİ Mİ?
		  
		  
				    
  
 
 
		 	
			
		  
			  
	
İzmir’de belediyenin son kaynak suyu satış noktaları da 31 Mart 2017’den sonra kapatılıyor. Yıllar önce sayıları epeyce idi. Su ÅŸirketlerinin baskısıyla çoÄŸu kapatıldı. Halk aslında bunlardan memnundu. Karşıyaka ve Bornova’da açık kalanlar da artık kapatılıyor. Halk kendi kabını getirerek buralardan litresi 7,5 kuruÅŸtan kaynak suyu alıyordu. Åžirketler bunları saÄŸlığa çok aykırı buldular. “Dünyanın neresinde böyle bir sistem var” diyorlardı. Hâlbuki Roma’da halka getirdikleri kaplarda su saÄŸlayan epeyce merkez görmüştüm. Hatta birçok sokakta musluklardan su içilebilmekte veya su doldurulabilmektedir. Roma Belediyesi bu sular için para da almıyor. Sadece gazlı su için para alınıyor.
SaÄŸlık Bakanlığı’nın “İnsani Tüketim Amaçlı Sular YönetmeliÄŸi’nde” yer alan “kaynak sularının ÅŸiÅŸelenerek satış yapılması” kararının ardından böyle bir karara gidiliyor. Kaynak sularının neden mutlaka ÅŸiÅŸelenmesi gerektiÄŸini anlayabilmiÅŸ deÄŸilim. Bu su ÅŸirketlerine hizmet ediyor kanımca. Belediyenin kaynak suyu satış noktaları haftada bir gün kapatılıyor ve bakım yapılıyordu. Devamlı analizler yapılıyordu. Bu sulardan hasta olmuÅŸ bir kiÅŸi hatırlamıyorum. Damacanalardan ise (mavi plastik kaplar) sulara Bisfenol A (kısaca BPA) denilen bir toksik madde geçmektedir. Bunun insan saÄŸlığına zararlı olduÄŸu birçok araÅŸtırma ile saptanılmıştır. Bu konuda yapılan eleÅŸtiriler sonucu bakanlıklar bazı önlemler de almaya baÅŸlamışlardı. Ancak bunlar yetersizdir.
Peki, bu mavi damacanalarda satılan sular ne kadar saÄŸlıklı? Elimde ABD’de kurulu Tarım ve Ticaret Politikası Enstitüsünün bir yayını var. (Smart Plastic Guide, Healthier Food Uses of Plastics, http://www.iatp.org/files/421_2_102202.pdf)
Önce elinize boÅŸ bir mavi damacana alın. Dibine bakın. Bir üçgen içinde 7 sayısını göreceksiniz. Bütün plastik kaplarda böyle bir üçken içinde birden yediye kadar sayılar var. Rehbere göre 3, 6 ve 7 sayıları bulunan plastikler içinde gıda ve içecekler bulunmamalı. DiÄŸerleri yani 1, 2, 4 ve 5 ise olabilir. Ancak bu onların da tamamen zararsız olduÄŸu anlamına gelmiyor. Rehbere göre 7 numaralı plastiklerde bulunan BPA maddesi insan hormonu olan östrojeni taklit ediyor. Yapılan araÅŸtırmalar BPA’nın prostat kanser hücrelerini uyardığı, fare ve insanlardaki erken aÅŸamadaki meme kanserine benzeyen meme dokusu deÄŸiÅŸiklikleri oluÅŸturduÄŸunu kaydetmekte.
Su firmaları bu konuda ne diyor diye baktığımda bu zararların katlanabilir olduğu şeklinde açıklamalar okudum. Peki, siz şimdi diyeceksiniz ki kime güvenelim? Gerçekten bu konuda dünyada ciddi bir problem var. Ancak bu sorundan kaçamazsınız.
Rehberdeki bir bilgi bu güvenilirlik sorununa ışık tutuyor gibi. Yedi numaralı plastik olan BPA konusunda 115 adet hayvan araÅŸtırması varmış. Bunların % 81’inde düşük düzeyde BPA’ya maruz kalındığında bile zararlı etkiler görülmüş. Özel sektörden mali destek alan 11 araÅŸtırmanın ise hiçbirinde önemli bir zararlı etki saptanmamış. Hâlbuki devletten mali destek alan araÅŸtırmaların %90’ınından fazlasında zararlı etki görülmüş. Karar size kalmış. Sanırım özel sektör kuruluÅŸlarının da söyleyeceÄŸi bir ÅŸeyler vardır.
İzmir Belediyesi bu defa kendisi damacana suyu ile piyasaya girme kararı almış bulunuyor. Bu damacanalarda da BPA problemi var. Åžimdi halk saÄŸlığı daha mı iyi olacaktır. İzmir’de 1960’lı yıllarda kaynak suları cam damacanalarda satılmakta idi. Åžimdi de az sayıda ÅŸirket bu yola girmiÅŸtir. İzmir Belediyesi hiç olmazsa cam ambalaj içinde suyu ucuza saÄŸlayarak önderlik edebilirdi. DiÄŸer ÅŸirketlerin yolundan gitmesi talihsizliktir.
Aslında her belediyenin musluk suyunu içirilebilir hale getirmek gibi bir hedefi olmalıdır. Halk SaÄŸlığı uzmanları İzmir’de musluk suyunun içilebilir nitelikte olduÄŸunu açıklamaktadırlar. Bu birçok kentte saÄŸlanamamıştır. Ancak İzmir suyu serttir. İçimi itici gelmektedir.
Ülkemizde halk sağlığını koruyoruz diye alınan bazı önlemler aslında şirketlerin çıkarlarını korumaktadır. Su olayı da ayrı değildir.
 
      
     
	  
       
Tayfun ÖZKAYA
       
        
		
	  			 
 
 
				 
				 
				 
				
   
		 	 
     
	
	 
	
	
	
	 
	   
 
				 
				 
				  
 
	    
	  		  
 
	      	    
 
"Tayfun ÖZKAYA" bütün yazıları için tıklayın...
 
 
            
 
			
        İzmir’de belediyenin son kaynak suyu satış noktaları da 31 Mart 2017’den sonra kapatılıyor. Yıllar önce sayıları epeyce idi. Su ÅŸirketlerinin baskısıyla çoÄŸu kapatıldı. Halk aslında bunlardan memnundu. Karşıyaka ve Bornova’da açık kalanlar da artık kapatılıyor. Halk kendi kabını getirerek buralardan litresi 7,5 kuruÅŸtan kaynak suyu alıyordu. Åžirketler bunları saÄŸlığa çok aykırı buldular. “Dünyanın neresinde böyle bir sistem var” diyorlardı. Hâlbuki Roma’da halka getirdikleri kaplarda su saÄŸlayan epeyce merkez görmüştüm. Hatta birçok sokakta musluklardan su içilebilmekte veya su doldurulabilmektedir. Roma Belediyesi bu sular için para da almıyor. Sadece gazlı su için para alınıyor.
SaÄŸlık Bakanlığı’nın “İnsani Tüketim Amaçlı Sular YönetmeliÄŸi’nde” yer alan “kaynak sularının ÅŸiÅŸelenerek satış yapılması” kararının ardından böyle bir karara gidiliyor. Kaynak sularının neden mutlaka ÅŸiÅŸelenmesi gerektiÄŸini anlayabilmiÅŸ deÄŸilim. Bu su ÅŸirketlerine hizmet ediyor kanımca. Belediyenin kaynak suyu satış noktaları haftada bir gün kapatılıyor ve bakım yapılıyordu. Devamlı analizler yapılıyordu. Bu sulardan hasta olmuÅŸ bir kiÅŸi hatırlamıyorum. Damacanalardan ise (mavi plastik kaplar) sulara Bisfenol A (kısaca BPA) denilen bir toksik madde geçmektedir. Bunun insan saÄŸlığına zararlı olduÄŸu birçok araÅŸtırma ile saptanılmıştır. Bu konuda yapılan eleÅŸtiriler sonucu bakanlıklar bazı önlemler de almaya baÅŸlamışlardı. Ancak bunlar yetersizdir.
Peki, bu mavi damacanalarda satılan sular ne kadar saÄŸlıklı? Elimde ABD’de kurulu Tarım ve Ticaret Politikası Enstitüsünün bir yayını var. (Smart Plastic Guide, Healthier Food Uses of Plastics, http://www.iatp.org/files/421_2_102202.pdf)
Önce elinize boÅŸ bir mavi damacana alın. Dibine bakın. Bir üçgen içinde 7 sayısını göreceksiniz. Bütün plastik kaplarda böyle bir üçken içinde birden yediye kadar sayılar var. Rehbere göre 3, 6 ve 7 sayıları bulunan plastikler içinde gıda ve içecekler bulunmamalı. DiÄŸerleri yani 1, 2, 4 ve 5 ise olabilir. Ancak bu onların da tamamen zararsız olduÄŸu anlamına gelmiyor. Rehbere göre 7 numaralı plastiklerde bulunan BPA maddesi insan hormonu olan östrojeni taklit ediyor. Yapılan araÅŸtırmalar BPA’nın prostat kanser hücrelerini uyardığı, fare ve insanlardaki erken aÅŸamadaki meme kanserine benzeyen meme dokusu deÄŸiÅŸiklikleri oluÅŸturduÄŸunu kaydetmekte.
Su firmaları bu konuda ne diyor diye baktığımda bu zararların katlanabilir olduğu şeklinde açıklamalar okudum. Peki, siz şimdi diyeceksiniz ki kime güvenelim? Gerçekten bu konuda dünyada ciddi bir problem var. Ancak bu sorundan kaçamazsınız.
Rehberdeki bir bilgi bu güvenilirlik sorununa ışık tutuyor gibi. Yedi numaralı plastik olan BPA konusunda 115 adet hayvan araÅŸtırması varmış. Bunların % 81’inde düşük düzeyde BPA’ya maruz kalındığında bile zararlı etkiler görülmüş. Özel sektörden mali destek alan 11 araÅŸtırmanın ise hiçbirinde önemli bir zararlı etki saptanmamış. Hâlbuki devletten mali destek alan araÅŸtırmaların %90’ınından fazlasında zararlı etki görülmüş. Karar size kalmış. Sanırım özel sektör kuruluÅŸlarının da söyleyeceÄŸi bir ÅŸeyler vardır.
İzmir Belediyesi bu defa kendisi damacana suyu ile piyasaya girme kararı almış bulunuyor. Bu damacanalarda da BPA problemi var. Åžimdi halk saÄŸlığı daha mı iyi olacaktır. İzmir’de 1960’lı yıllarda kaynak suları cam damacanalarda satılmakta idi. Åžimdi de az sayıda ÅŸirket bu yola girmiÅŸtir. İzmir Belediyesi hiç olmazsa cam ambalaj içinde suyu ucuza saÄŸlayarak önderlik edebilirdi. DiÄŸer ÅŸirketlerin yolundan gitmesi talihsizliktir.
Aslında her belediyenin musluk suyunu içirilebilir hale getirmek gibi bir hedefi olmalıdır. Halk SaÄŸlığı uzmanları İzmir’de musluk suyunun içilebilir nitelikte olduÄŸunu açıklamaktadırlar. Bu birçok kentte saÄŸlanamamıştır. Ancak İzmir suyu serttir. İçimi itici gelmektedir.
Ülkemizde halk sağlığını koruyoruz diye alınan bazı önlemler aslında şirketlerin çıkarlarını korumaktadır. Su olayı da ayrı değildir.
Tayfun ÖZKAYA
"Tayfun ÖZKAYA" bütün yazıları için tıklayın...
