
Sebahattin Karaca
TADI KAÇMIŞ BAYRAMLAR
“Beyaz KöpeÄŸin Pamuk (Turizm) Pazarına Zararı Vardır” baÅŸlığı ile yayınlanan yazımda, turizm sektörü içinde yer alan eÄŸitimsiz kadroların ne kadar zararı varsa, bir o kadar da iÅŸletmecilerin veya yatırımcıların yanlış uygulamalarının ülkemiz turizmine nasıl zararlı olduklarını yazmış, muhtelif örnekler ile anlatmıştım. Bugün hala o yazımın arkasında duruyorum. Åžimdi ise, bayram gibi uzun süreli tatillerde, sektör içindeki eÄŸitimsiz ve fırsat düşkünü iÅŸletmecilerin, iÅŸini icra ettiÄŸi beldeye ve bölgeye nasıl zarar verdiklerini birkaç örnekle anlatmak istiyorum.
Bayramın ilk günü medya mensubu bir dostum telefonla beni aradı.
-Abi Marmaris’teyiz. İnternetten dört yıldızlı bir otel bulduk, bayram için rezervasyon yaptık, otele intikal ettik, büyük bir sürprizle ÅŸok olduk. Tesisin, internette verilen bilgi ve resimlerle alakası yok, fotomontajla küçücük bir havuzu olimpik bir havuz gibi göstermiÅŸler, odalar 9-10 metre, banyolarda dönülmüyor, yemekler berbat. ÖdediÄŸimiz paranın karşılığını alamıyoruz, kısaca kandırıldık. Daha tatilin birinci gününde tatilimiz eziyete dönüştü. Kalmaya devam etsek bir türlü, çıksak gitsek nereye gideceÄŸimiz belli deÄŸil. Üstelik her taraf dolu, Eve dönmekte olmaz.
-Bu durumda ne yapabiliriz? diye bana sordu.
-Ben de kendisine sakin olmasını ve yönetimle gidip görüşmesini tavsiye ettim. Yönetimin müşteri memnuniyetini esas alan bir çare üretememesi halinde tesisi Turizm Bakanlığı İşletmeler Daire BaÅŸkanlığı’na ÅŸikayet edebileceÄŸini anlattım.
Elbette duyduklarım gördüklerim ve kısmen de yaşadıklarım bundan ibaret değildi. Bayram sonrası bir muhasebeci arkadaşım ziyaretime geldi. Oradan buradan derken, iş yine turizme geldi dayandı. Muhasebeci arkadaşım:
-Sebahattin Bey, bu işte para var, bizim marangoz Ahmet var ya, evini bozup beş odalı bir pansiyon yaptı, odaları bir görsen 6-7 metre, her odayı kahvaltısız 300 liraya sattı. Millet bu fiyata odaları havada kaptı, dedi. Konuşmasını bitirdiğinde vücudumdaki kanın beynime sıçradığını hissettim.
Bildik haberleri sanki bana tekrarlamasa olmazdı. Elimde değildi, ister istemez sinirlendim.
Dedim ki;
-Bak üstadım, bu ve benzer olayların övünülecek hiçbir yanı yok. Bu tip iÅŸletmeciler veya iÅŸletmeler amiyane tabirle tam bir fırsat düşkünüdür. Normal günde 100 liraya bile satamayacağı bir odayı, bayram geldi, fırsat doÄŸdu düşüncesiyle 300 liraya satmak iki sonuç doÄŸurur. Siz dahil olmak üzere 100 lira bile etmeyen odaya 300 lira öderseniz veya ödemekle karşı karşıya bırakılırsanız, bu beldeye bir daha gelmezsiniz. Yetmedi kimseyi buraya göndermezsiniz, yetmedi her yerde kötülersiniz. Bu ve benzer iÅŸletmeler bulunduÄŸu beldenin onlarca yıl içerisinde yarattığı imajı, telafisi mümkün olmayacak bir ÅŸekilde bozar. Esasında belediyeler, zabıta yönetmeliÄŸini yüzde yüz uygulayarak beldeye verdiÄŸi zararlardan dolayı bu tür iÅŸletmelere cezalar yaÄŸdırmalı hatta ruhsat iptali her ÅŸeyi gündeme getirmelidir. Bakanlık denetimlerini Türk Turizmi adına aralıksız sürdürmelidir. Åžimdi düşünün bir kere, beldedeki tüm tesisler bayramda fiyatlarını yüzde üç yüz- beÅŸ yüz artırırsa ve bu tüm Türkiye’de aynen uygulanırsa, bayram tatiline çıkan Türk aileler fütursuzca kazıklanırsa, iÅŸ Menemen’deki bir pimapenci esnafın dediÄŸi gibi; “ben bir daha bayramlarda evimden dışarı çıkmayacağım, hiçbir otelde tatil yapmayacağım”a gelir dayanır. Bu söz esnafın bayram tatilinden bıktığı, parasıyla mutluluk yerine mutsuzluk satın aldığı anlamına gelir.
Halbuki müşteri, hizmetin, temizliÄŸin, hijyenin, kalitenin ve fiyatın her otelde, her beldede ve hatta her ülkede istikrarını ister. Mesela bayramdan bir ay önce 200 liraya kaldığı bir odaya, bayramda da 200 lira ödeyebiliyorsa, bayramdan sonra da 200 lira ödeyerek aynı odayı alabiliyorsa, bunun adıdır ‘istikrar. Bunun adıdır kazık atmamak. Nitekim şükür Allah’a ülkemizde bu bilinçte iÅŸletmeciler de yok deÄŸil, var. Ama maalesef sayısı oransal olarak az. Onlar daha ziyade eÄŸitimli, iÅŸinin uzmanı, bilinçli kadroya sahip yöneticilerdir. Çünkü onlar, istikrarın altında, kazık atmak yerine müşteri memnuniyetini esas alırlar, buna göre verdiÄŸi tüm hizmetleri planlar ve uygularlar. Yani hasat zamanında da vasat zamanı hesap ederek hizmet verirler. Daha da açıkçası onlar için müşterinin bol bol akın ettiÄŸi zamanlarda, aldığı paranın karşılığını vermek ve müşteriyi memnun etmek birinci ve esas amaç olmuÅŸtur. Bu amaçla özellikle bayram ve tatil zamanlarında akın akın otellere gelen müşterilerin tamamını memnun etmek için verdiÄŸi hizmeti tertip, düzen, temizlik, güler yüz ,tatlı dil belli bir naziklik ve kibarlığın yanı sıra, can yakmayan, cep delmeyen uygun fiyatlar ile müşterisini memnun edebildikleri taktirde, bilmelidir ki bayram günü tesiste konaklayanların önemli bir bölümü, bayram olmayan diÄŸer günlerde de memnun kaldığı tesise büyük bir keyifle geri döner tekrar gelir. İstikrar tam da bunun altında yatmaktadır. Aynı ÅŸey, yatlar için, aynı ÅŸey plajlar için ve aynı ÅŸey restoranlar için de geçerlidir. Ülke turizminde kaliteyi ve istikrarı yakalamak adına, oryantal kazık atma düşüncesinden vazgeçmek lazımdır. İşim ve uÄŸraşım gereÄŸi sıkça yurtdışına gidiyorum ve bunu 40 yıldır yapıyorum. Ben 40 yıl içerisinde herhangi bir ülkede ne bir dini bayramda, ne bir milli bayramda veya festivallerde, ne de dünyanın en büyük fuarlarının olduÄŸu ÅŸehirlerde fuar zamanları fiyatların deÄŸil yüzde beÅŸ yüz, yüzde yüz arttığına pek tanık olmadım.
Bu bağlamda bir gün benim de ülkemde, bayramlarda, festivallerde, fuarlarda ve benzer etkinliklerin olduğu veya düzenlendiği zamanlarda, kalite ve hizmetten zerre kadar taviz vermeden ve fiyatlar konusunda fırsat düşkünü olmadan, tüm işletmelerin bayramı evinden uzak geçirenlere, ağız tadında bayram yaşatmalarını görmeyi dilerim.
Sebahattin Karaca
sebahattinkaraca35@hotmail.com
www.sebahattinkaraca.com

“Beyaz KöpeÄŸin Pamuk (Turizm) Pazarına Zararı Vardır” baÅŸlığı ile yayınlanan yazımda, turizm sektörü içinde yer alan eÄŸitimsiz kadroların ne kadar zararı varsa, bir o kadar da iÅŸletmecilerin veya yatırımcıların yanlış uygulamalarının ülkemiz turizmine nasıl zararlı olduklarını yazmış, muhtelif örnekler ile anlatmıştım. Bugün hala o yazımın arkasında duruyorum. Åžimdi ise, bayram gibi uzun süreli tatillerde, sektör içindeki eÄŸitimsiz ve fırsat düşkünü iÅŸletmecilerin, iÅŸini icra ettiÄŸi beldeye ve bölgeye nasıl zarar verdiklerini birkaç örnekle anlatmak istiyorum.
Bayramın ilk günü medya mensubu bir dostum telefonla beni aradı.
-Abi Marmaris’teyiz. İnternetten dört yıldızlı bir otel bulduk, bayram için rezervasyon yaptık, otele intikal ettik, büyük bir sürprizle ÅŸok olduk. Tesisin, internette verilen bilgi ve resimlerle alakası yok, fotomontajla küçücük bir havuzu olimpik bir havuz gibi göstermiÅŸler, odalar 9-10 metre, banyolarda dönülmüyor, yemekler berbat. ÖdediÄŸimiz paranın karşılığını alamıyoruz, kısaca kandırıldık. Daha tatilin birinci gününde tatilimiz eziyete dönüştü. Kalmaya devam etsek bir türlü, çıksak gitsek nereye gideceÄŸimiz belli deÄŸil. Üstelik her taraf dolu, Eve dönmekte olmaz.
-Bu durumda ne yapabiliriz? diye bana sordu.
-Ben de kendisine sakin olmasını ve yönetimle gidip görüşmesini tavsiye ettim. Yönetimin müşteri memnuniyetini esas alan bir çare üretememesi halinde tesisi Turizm Bakanlığı İşletmeler Daire BaÅŸkanlığı’na ÅŸikayet edebileceÄŸini anlattım.
Elbette duyduklarım gördüklerim ve kısmen de yaşadıklarım bundan ibaret değildi. Bayram sonrası bir muhasebeci arkadaşım ziyaretime geldi. Oradan buradan derken, iş yine turizme geldi dayandı. Muhasebeci arkadaşım:
-Sebahattin Bey, bu işte para var, bizim marangoz Ahmet var ya, evini bozup beş odalı bir pansiyon yaptı, odaları bir görsen 6-7 metre, her odayı kahvaltısız 300 liraya sattı. Millet bu fiyata odaları havada kaptı, dedi. Konuşmasını bitirdiğinde vücudumdaki kanın beynime sıçradığını hissettim.
Bildik haberleri sanki bana tekrarlamasa olmazdı. Elimde değildi, ister istemez sinirlendim.
Dedim ki;
-Bak üstadım, bu ve benzer olayların övünülecek hiçbir yanı yok. Bu tip iÅŸletmeciler veya iÅŸletmeler amiyane tabirle tam bir fırsat düşkünüdür. Normal günde 100 liraya bile satamayacağı bir odayı, bayram geldi, fırsat doÄŸdu düşüncesiyle 300 liraya satmak iki sonuç doÄŸurur. Siz dahil olmak üzere 100 lira bile etmeyen odaya 300 lira öderseniz veya ödemekle karşı karşıya bırakılırsanız, bu beldeye bir daha gelmezsiniz. Yetmedi kimseyi buraya göndermezsiniz, yetmedi her yerde kötülersiniz. Bu ve benzer iÅŸletmeler bulunduÄŸu beldenin onlarca yıl içerisinde yarattığı imajı, telafisi mümkün olmayacak bir ÅŸekilde bozar. Esasında belediyeler, zabıta yönetmeliÄŸini yüzde yüz uygulayarak beldeye verdiÄŸi zararlardan dolayı bu tür iÅŸletmelere cezalar yaÄŸdırmalı hatta ruhsat iptali her ÅŸeyi gündeme getirmelidir. Bakanlık denetimlerini Türk Turizmi adına aralıksız sürdürmelidir. Åžimdi düşünün bir kere, beldedeki tüm tesisler bayramda fiyatlarını yüzde üç yüz- beÅŸ yüz artırırsa ve bu tüm Türkiye’de aynen uygulanırsa, bayram tatiline çıkan Türk aileler fütursuzca kazıklanırsa, iÅŸ Menemen’deki bir pimapenci esnafın dediÄŸi gibi; “ben bir daha bayramlarda evimden dışarı çıkmayacağım, hiçbir otelde tatil yapmayacağım”a gelir dayanır. Bu söz esnafın bayram tatilinden bıktığı, parasıyla mutluluk yerine mutsuzluk satın aldığı anlamına gelir.
Halbuki müşteri, hizmetin, temizliÄŸin, hijyenin, kalitenin ve fiyatın her otelde, her beldede ve hatta her ülkede istikrarını ister. Mesela bayramdan bir ay önce 200 liraya kaldığı bir odaya, bayramda da 200 lira ödeyebiliyorsa, bayramdan sonra da 200 lira ödeyerek aynı odayı alabiliyorsa, bunun adıdır ‘istikrar. Bunun adıdır kazık atmamak. Nitekim şükür Allah’a ülkemizde bu bilinçte iÅŸletmeciler de yok deÄŸil, var. Ama maalesef sayısı oransal olarak az. Onlar daha ziyade eÄŸitimli, iÅŸinin uzmanı, bilinçli kadroya sahip yöneticilerdir. Çünkü onlar, istikrarın altında, kazık atmak yerine müşteri memnuniyetini esas alırlar, buna göre verdiÄŸi tüm hizmetleri planlar ve uygularlar. Yani hasat zamanında da vasat zamanı hesap ederek hizmet verirler. Daha da açıkçası onlar için müşterinin bol bol akın ettiÄŸi zamanlarda, aldığı paranın karşılığını vermek ve müşteriyi memnun etmek birinci ve esas amaç olmuÅŸtur. Bu amaçla özellikle bayram ve tatil zamanlarında akın akın otellere gelen müşterilerin tamamını memnun etmek için verdiÄŸi hizmeti tertip, düzen, temizlik, güler yüz ,tatlı dil belli bir naziklik ve kibarlığın yanı sıra, can yakmayan, cep delmeyen uygun fiyatlar ile müşterisini memnun edebildikleri taktirde, bilmelidir ki bayram günü tesiste konaklayanların önemli bir bölümü, bayram olmayan diÄŸer günlerde de memnun kaldığı tesise büyük bir keyifle geri döner tekrar gelir. İstikrar tam da bunun altında yatmaktadır. Aynı ÅŸey, yatlar için, aynı ÅŸey plajlar için ve aynı ÅŸey restoranlar için de geçerlidir. Ülke turizminde kaliteyi ve istikrarı yakalamak adına, oryantal kazık atma düşüncesinden vazgeçmek lazımdır. İşim ve uÄŸraşım gereÄŸi sıkça yurtdışına gidiyorum ve bunu 40 yıldır yapıyorum. Ben 40 yıl içerisinde herhangi bir ülkede ne bir dini bayramda, ne bir milli bayramda veya festivallerde, ne de dünyanın en büyük fuarlarının olduÄŸu ÅŸehirlerde fuar zamanları fiyatların deÄŸil yüzde beÅŸ yüz, yüzde yüz arttığına pek tanık olmadım.
Bu bağlamda bir gün benim de ülkemde, bayramlarda, festivallerde, fuarlarda ve benzer etkinliklerin olduğu veya düzenlendiği zamanlarda, kalite ve hizmetten zerre kadar taviz vermeden ve fiyatlar konusunda fırsat düşkünü olmadan, tüm işletmelerin bayramı evinden uzak geçirenlere, ağız tadında bayram yaşatmalarını görmeyi dilerim.
Sebahattin Karaca
sebahattinkaraca35@hotmail.com
"Sebahattin Karaca" bütün yazıları için tıklayın...