Bir Şimşek Gibi Yaşamak
Dedesinin hediye ettiği dürbünle
yerin ve göğün birleştiği yere
bir kez daha baktı;
beklediği gemi gene gelmemişti.
Doğa-Ana asıl yurdu:
Bitkiler, kayalar, tepeler, bulutlar, gümüş renkli çayırlar,
rüzgâr yoldaşı onun.
*
Kibir nedir bilmeyen bir dedesi var -kimsenin kıymet vermediği-
bir de ayrı yerlerde -yüzleri yitik- anası ile babası.
Şimdi,
yolunu gözlediği
bir Beyaz Gemi’si var,
bir de Maral Ana’sı.
*
Doğa-Ana’yı kirlettiler,
paradan başka değer bilmeyenler.
Maral-Ana’yı katlettiler,
yemekten içmekten başka derdi olmayanlar.
Dün derdimiz buydu, bugün olduğu gibi:
Bizi insan yapan değerleri önce eskittik, sonra unuttuk.
Umudu tükenen çocuk, denizde balık olmaz mı?
Çocuklar, balık olunca
Isık-Göl’de ya da Akdeniz’de
-varsa- insanlığın yüzü kızarmaz mı?
|