ISSN 1308-8483
Mavi Dikenler Balkabakları / Ersince
Ersince    
  Yayın Tarihi: 17.5.2020    


Mavi Dikenler Balkabakları

Herkesin bir köyü olmalı. Ya da köyle ilişiği olmalı. Ben taşı, toprağı, dağları çok seviyorum. Yağmurlar başladı. Ağaçların, kayaların, gün görmeyen kuzeye bakan yanları yosunlanacak. Kırlardaki mavi dikenleri, ağaçların bitkilerin üzerinde kalan son meyveleri, yağmurdan sonra çıkacak mantarı gözlemeye bayılırım. Bir avuç kuzugöbeği mantarını bol soğan kavurup herkese yetecek hale getirmek marifettir… Sizlerin kırma zeytin dediğiniz buralarda çekişte bildiğimiz zeytini daha olgunlaşmasını beklemeden acı acı, dalından kopardığımız narın ekşi suyu ve zeytinyağıyla tadına tat kattığımız zeytini yemeye doyamayız.

Oğlum aradı dün. Anne çekişteler oldu mu diye soruyor Paris'in göbeğinden. Olmamı yavrum sana beş kiloluk kavanoza kurduk da yolunu bekliyoz dedim. Şinitzelleri, kordon buloları, makoronları bırakmış çekişte peşinde benim oğlan. Burada un ve süt karışımıyla beyaz tarhana yapılır. Sade yenirse bebek maması gibi, içine kuru börülce yemeğinden bir miktar eklenirse bambaşka tada ulaşılır. Bahçeden sonbaharın bütün lezzetini almış bir kısmı yeşil bazısı kırmızıya dönmüş çıtır çıtır biber topladım. Öğlene onları kızartıp üzerine de sarımsaklı yoğurdu boca edeceğim. O ara çat kapı kim gelirse muhabbetin belini kıra kıra birlikte yeriz.

Ersin Hnm: Yağmur başladı. Doğu tarafımızda parlak gün ışığı var kuzeyden kara bulutlar geliyor. Dağlar gri maviye döndü. Yağmur damlaları bal kabağı yapraklarına düştükçe patır patır ses çıkarıyor. Önümüzdeki küçük bahçeyi bal kabağı kaplamış. Yetmemiş mandalinin tepesine kadar çıkmış orada çiçek açmış. İri kalçalı kadınlar gibi devrilip yatmış balkabakları önümüze. Kış görünmesine rağmen şehvetinden döllenmeye devam ediyor, hala çiçekleri var. Öte tarafta ise nar ağacının kucağında kırmızı gül açmış. Bizim bahçede başka bir cinsellik yaşanıyor da biz mi anlamadık. Bahçe lut kavmine dönmüş de biz uyumuşuz. Her bir bitkide şenlik var. Ümmühan koca bir sini ayva toplamış salona koymuş. Öyle bakışıyoruz işte. Köyün muhtarı da burayı şehre çevirmenin derdinde.

Doğuya bakan pencereden mis gibi dumanlı dağını seyretmek varken araya Simbat’ın gemisinin benzeri plastik koca bir heyula koymuş. Yan tarafta şehirdekinin aynısı jimnastik aletleri. Köyde bu aletler şehre hallenenlerin şehvetini dindiriyor sadece. Erkeklerin bel çevresi bir doksan kadınların göbeği maşallah. Ah yağmur... Hadi devam et bak ne güzel duygularım fışkırdı...


Ersince



1740










   |   Hakkımızda    |    İletişim    |    Yasal Uyarı    |


    © FocaFoca.com tüm hakları saklıdır.   (03/2005)